İçişleri bakanlığı ile Genelkurmay bakanlığı arasında 28 Şubat 1997'de imzalanan protokole göre asker gerekli gördüğü taktirde şehirlerdeki olaylara valinin izni olmadan harekete geçebiliyordu.

BAŞBUĞ'UN AÇIKLAMALARI

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, EMASYA Protokolü ile ilgili, "Kalkabilir, bu protokole gerek yok, zaten kanunda yetki var. Neticede EMASYA Protokolü konusunda bizim için kanunlar esastır.EMASYA Protokolü"nün bunun üzerine geçmesi mümkün değildir" dedi.Orgeneral Başbuğ, Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu, Yazı İşleri Müdürü Tufan Türenç ve yazar Metehan Demir ile Genelkurmay Karargahı"nda yaptığı söyleşide, EMASYA Protokolü"ne ilişkin soruları yanıtladı. Söyleşide, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Arslan Güner de hazır bulundu.Orgeneral Başbuğ, "EMASYA Protokolü, Başbakan Erdoğan tarafından da "kaldıracağız" diye gündeme getirildi. Darbe planlarına dayanak olduğu iddia ediliyor. Kaldırılmasına siz nasıl bakıyorsunuz?" sorusu üzerine, şöyle konuştu: "EMASYA bildiğiniz gibi "emniyet asayiş" kökeninden gelir. Sivil ve askeri bir iş birliği... Aslında, İl Özel İdaresi 5442 sayılı Kanun"un 11.maddesi bu konuya ışık tutuyor. Tam okunsa bu kadar tartışma da olmazdı aslında.EMASYA Protokolü Temmuz 1997"de yapılmıştı. Bunlar zaten biliniyor ama burada bizim için asıl şu önemli: Kanunun esas olması. EMASYA Protokolü de olsa kanunun önüne geçmesi söz konusu olamaz, kanuna da aykırı olmamalı. 5442 sayılı kanun çok açık; "Vali, genel ve özel tüm kolluk kuvvetlerin amiridir." Bunu hiçbir şekilde değiştiremezsiniz. Her şey valilinin direkt emir komutası altındadır. Mesela İl Jandarma Alay Komutanlığı... Bu, kanunda çok açık, değişmez." "Yani vali istemedikçe askeri birlik zaten gelmez diyorsunuz" sözleri üzerine Orgeneral Başbuğ, "Valiler, eğer özel kolluk kuvvetleri ile önleyemez veya önleyemeyeceğini düşünürse, işte o zaman jandarma ve kara kuvvetlerinden toplumsal olaylar için yardım talep eder ama vali tarafından talep edilmedikçe askeri birlik zaten gelmez. EMASYA Protokolü, 5442/11d maddesi birden fazla ili kapsayan olayları içeriyor. Çerçevesi ise Genelkurmay ile İçişleri Bakanlığınca belirleniyor. Bu son on yıldır tartışılıyor. Gizli olduğu için de farklı bir gözle bakılıyor ve gereğinden fazla önem atfedilerek abartılıyor" diye konuştu."Yine de EMASYA Protokolü"nün içinde sorunlu bir madde yok mu?" sorusuna, Orgeneral Başbuğ, şu yanıtı verdi: "Var. O da 9"uncu madde. Bir ara, "Genelkurmay ve İçişleri, EMASYA komutanları gecikmeyi yaratan mahsurları ortadan kaldırmak için olaylara müdahale eder" şeklinde biten maddenin bu son cümlesi tartışıldı. Bence biraz acil durumları kast eden, talep olmasa da müdahale edilmesine işaret eden bir durum ama istisnai ve bence protokolü yazanların böyle bir kastı yok. Yine de tartışmaya açık tabii ki. Aslında bu madde üzerinde 2007"de askerler ve siviller çalışmış, askerin mülki amire kuvvet kullanmasını önermesi diye formül bulunmuş ancak bir sonuca varılmamış." "EMASYA kalkabilir mi?" sorusuna da Orgeneral Başbuğ, "Kalkabilir, bu protokole gerek yok, zaten kanunda yetki var. Neticede EMASYA Protokolü konusunda bizim için kanunlar esastır. EMASYA Protokolü"nün bunun üzerine geçmesi mümkün değildir. Bu protokole aşırı önem verildi, olmadık yerlere çekildi. Gizliliği de bu süreci daha da karıştırdı. Buna takılmaktan ziyade burada toplumsal olaylarla terörle mücadele arasındaki çizginin çekilmesidir. 9. madde aslında toplumsal olaylarla ilgili ama bu toplumsal olaylarla terörle mücadelenin nerede birbirinden ayrıldığının görülmesi gerekiyor. Silahlı Kuvvetlerin, toplumsal olaylara müdahalesi meselesine gelince..." yanıtını verdi.

-"İÇİŞLERİ İLE AYNI NOKTADAYIZ"-

"Toplumsal olaylar denilince ne anlaşılmalı?" sorusunu cevaplarken de Orgeneral Başbuğ, şunları kaydetti: "Gösteri ve yürüyüş, büyük toplantılar gibi... Bizim toplumsal olaylar kapsamında Silahlı Kuvvetlerin kullanılması en arzu etmediğimiz durumdur. Halk ile karşı karşıya gelmesini ister miyiz askerin? Tabii ki hayır. Hangi ordu ister ki? Kanun emrederse tabii ki görevimizi yerine getiririz ama onun haricinde halkla karşı karşıya gelmeme hassasiyetimizin bilinmesini istiyoruz. Bana asker olarak sorarsanız, ben de istemem. Bazıları diyor ki "TSK, toplumsal olayları ve EMASYA Protokolü"nü bahane eder." Böyle şey olur mu? Tam tersine. Biz halkla karşı karşıya gelmeme konusunda hassasiyet içindeyiz. Toplumsal olayları kolluk kuvvetleri bastırır, kanun da bunu öngörür. Evet kesinlikle katılıyorum. Yetersiz kalırsa Silahlı Kuvvetler çağrıldığında caydırıcılık için devreye girer.Protokolün altıncı maddesinde, toplumsal olayların kolluk kuvvetleri, yani polis ve jandarma tarafından bastırılması öngörülüyor ki tamamen katılıyorum. Bu protokolle ilgili zaten müşterek çalışıyoruz. Prensipte İçişleri Bakanlığı ile de farklı noktalarda değiliz. Zaten Pazartesi günü Sayın İçişleri Bakanı ile de görüştük."