Krizde en kötü dönemin geride kaldığını, 1930"lardaki gibi bir krizden artık bahsedilemeyeceğini söyleyen Nobel Ekonomi Ödüllü Robert E. Lucas, “Türkiye"nin neden IMF"ye ihtiyacı olduğunu anlayamıyorum. Bu kurumlar krizde kendilerine bir varlık sebebi yaratmaya çalışıyor” dedi.

İktisadi Dinamikler Derneği"nin düzenlediği “Kriz Sonrası Küresel Ekonomik Düzen ve Türkiye Ekonomisi” konulu konferans için Türkiye"ye gelen 1995 Nobel Ekonomi Ödülü sahibi Robert E. Lucas, “IMF"nin elinde sihirli bir değnek yok. Çok başarılı bir gelişmekte olan ülkesiniz. Neden IMF"ye ihtiyacınız olduğunu anlamıyorum” dedi. Dünyadaki en iyi 10 ekonomistten biri olarak gösterilen Lucas, IMF"nin soğuk savaş dönemi kurumu olduğunu ve kriz döneminde kendisine varlık sebebi aradığını savundu.

72 yaşında olan Robert Lucas halen Şikago Üniversitesi"nde ders veriyor. Röportajın sonunda Lucas, “Yüzde 10 enflasyonla nasıl başedebiliyorsunuz? Nasıl kimse TL"yi bırakıp euro kullanmıyor?” diye sorunca yanımızda bulunan Yapı Kredi Başekonomisti Cevdet Akçay kendisine Türkiye"nin enflasyon tarihiyle ilgili bilgi vermeye başladı. Ancak Lucas yine de yüzde 10"un çok yüksek bir oran olduğu görüşündeydi...

Öncelikle krizde en kötüsü geride kaldı mı?

Size önce şu hikayeyi anlatayım. Geçtiğimiz yaz Polonya"ya gittim ve orada bana mortgage krizini sordular. Daha önce bununla ilgili hiçbir şey duymamıştım. Onlara “mortgage sistemi dünyadaki en iyi sistemdir” dedim. Bu nedenle o zamandan beri Polonya"ya gidemiyorum. (Kahkahalar)

Sorunuza geri dönersek daha fazla düşüş olmayacağını, kriz korkusunun geride kaldığını düşünüyorum. Yani 1930"lardaki gibi bir kriz yaşanmayacak. 6 ay önceki gibi kimse Büyük Buhran gibi günler yaşayacağımızdan bahsetmiyor. Yıllarca sürecek korku dolu kehanetler geride kaldı. ABD için deflasyon tehlikesinin masada bile olmadığını düşünüyorum.

Sihirli değnekleri yok

Sizce kriz sonrası kurulacak yeni finansal mimari nasıl olacak? IMF, Dünya Bankası gibi kurumların buradaki rolü nasıl olacak?

Ben bu kurumların İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan ve o dönemin ihtiyaçlarına cevap veren kurumlar olduğunu düşünüyorum. Bu kriz ortamında sanki her kurum kendine bir rol kapmaya çalışıyor. Var oluşuna bir sebep bulmaya çalışıyor. Ancak bunlar Soğuk Savaş kurumları ve Soğuk Savaş bitti.

Türkiye IMF"yle bir süredir bir stand-by için görüşmeler yürütüyor. Sizce bu anlaşma Türkiye için bir gereklilik midir?

Türkiye ekonomisi yıllardan beri belirli bir gücü yakalamış, başarılı bir gelişmekte olan ülke. Büyümede üst üste rekorlarınız var. Neden IMF"ye ihtiyacınız olduğunu anlayamıyorum...

“IMF anlaşmasına ihtiyacımız var” diyenlerin argümanlarından biri “Daha ucuza para bulmamıza imkan verecek kredibiliteyi bize sağlayacak olması”...

IMF sihirli bir değnekle sizin daha önce bulamadığınız bir parayı bulmanızı mı sağlayacak?

Ekonomide giderek daha fazla kontrolden bahsediliyor. Siz bunu ne kadar tehlikeli buluyorsunuz?

Bu aşırı kontrol, finansal alanda uygulamaya konulan pek çok değerli enstrümanı öldürecek. Ancak mutlaka düzenleme gerekiyor. Kontrol herkesi birebir izleyerek yapılmaz, daha o kaçak noktaları birilerinin aklına bile gelmeden o delikleri kapatmakla yapılır.

En büyük korkuyu Lehman iflas ettiği gün yaşadım

- Bu krizde likidite kanallarında ciddi bir sorun yaşandı, sonra piyasaya para pompalandı. Krizden çıkış için yapılanlar doğru mu?

Bu krizde birilerini suçlamak, yaşanan sorunların bedelinin birilerinin üzerine yüklenmeye çalışılması adeta moda oldu. Ancak biraz daha objektif olmak gerekiyor. Lehman Brothers"ın iflasına izin verildiği ilk günlerde bunun çok doğru bir hareket olduğunu düşünmüştüm. Ama şimdi dönüp bakınca çok da yerinde bir hareket olmadığını görüyorum. Lehman battığı zaman herkes “O battıysa herkes batabilir” dedi. Daha sonrasında ise herkes bulunduğu durumdan kurtulma çabasına girdi.

Kriz sürecinde sizi en çok korkutan dönem hangisiydi?

Lehman Brothers"ın iflas ettiği gün büyük bir korkuya yapıldım. İnanılmaz bir şeydi. Önümü göremiyordum, ciddi bir panik dönemiydi.