Ekonomim.com yazarı Şeref Oğuz'un bugünkü köşe yazısında yer alan tespitler şöyle:

"Cumhuriyetin ikinci yüzyılının eşiğindeyiz. 2023; cumhuriyetimizin dalya dediği yıl. Ekonominin de daralma yılı olacak. Peki, bu daralma ne kadar olacak? Görünen köy kılavuz istemiyor ama biz yine de bir rota çizelim. Daralacak ekonomide nelerde zorlanacak, nelerde rahatlayacağız, görelim.

Türkiye ekonomisinde canlı iç tüketim 2022’nin ilk bölümünde %7,5 büyümeyi getirdi. Büyüme ivmesi ikinci çeyrekte de devam etti ve %7,7 oldu. Üçüncü çeyrek takke düştü, yıllık büyüme %3,9 oldu. Bu son iki yılın en zayıf büyümesiydi. Türkiye ekonomisi 9 çeyrek sonra ilk defa daraldı.

GIDA ENFLASYONU SİLDİ SÜPÜRDÜ

Merkez Bankası da bu alarmı görmüş olacak ki faizde indirim üstüne indirim uyguladı, 4 toplantıda 500 baz puan düşürerek tek haneye park etti. Belli ki seçime kadar burada duracak. Sabitlenmiş kur gayreti ve sabitlenmiş faiz… Yetti mi? Yetecek mi? Belli ki yaşayıp göreceğiz. Zira seçim ekonomisi hangi derinlikte olacak, belli değil.

Gıda, dünyada zaten fiyat artışı rekorları kırarken ülkemiz açık ara birinciliği kimseye bırakmadı. Öyle ki dünya en fazla erken çift hanelerde gıda enflasyonunu yaşarken bizde 3 haneli artışları gördük. Üstelik gıda enflasyonunu azaltmak için neredeyse kılımızı kıpırdatmadık, sadece “izledik” durduk.

İKİ SORU İKİ CEVAP

2023’te ekonomi daralırken ne yapacağız?

Seçim döneminde bollaşan para sahte bir refah oluşturacak, tüketimi canlı tutacak. Düşündüğümüzün de ötesinde büyüme rakamları değişebilir. Ancak sihirli sözcük; “seçim” bittiğinde gerçekle yüz yüze kalacağız.

Her seçim döneminde aynı süreçler mi yaşanır?

Sandık büyüme ister. Cebine bakar. Elindeki filesine yetmiyorsa cezalandırır. Bolluk varsa o da oyları bol saçar. Rahmetli Demirel’e sormuştuk; “sandıktan ne çıkar?” Cevap; bugüne de ışık tutuyor; “ne giriyorsa o çıkar.” Sandığa zam giriyor ve boş tencerenin sarsmayacağı yönetim, devirmeyeceği iktidar yoktur.

ARSIZ HIRSIZ ENFLASYON, ALIM GÜCÜMÜZÜ KEMİRİYOR

2023, hayatımızdaki çarpıklıkları daha fazla yüzümüze vuracak. Maaşımız artacak ama market masrafına yetişmeyecek. Asgari ücretin artışı, mevcut alım gücünü bahara kadar koruyamayacak. Çünkü cebimizdeki arsız hırsız enflasyon, onu eritiyor.

Enflasyonun düşüşüne tanık olacağız. Ancak bu düşüş, matematiğin eseri olacak. Hükümet her ne kadar bunu kendi heterodoksunun başarısına bağlama gayreti gösterse de hayat pahalılığı yerli yerinde duracak.

İhracatçı “rekabetçi kur” türküsünü fazlasıyla dile getirecek. Fakat seçime kadar hükümetin bu türküye kulak kabartmayacağı kesin. Zaten getirdiği dövizin görünürde %40’ına, pratikte %70’ine el koyan Merkez Bankası söz konusu…

Belli ki 2023’ün ilk yarısında sahte refah öyküleriyle oyalanacağız. Gaz bulduk müjdelerine sevinecek, ulaşılmayan kredilerin faizlerini tartışacağız. Bu hengâmede %3 büyümeyi bulsak, öpüp başımıza koyacağız. Hadi hayırlısı…"