Dünyanın iklimini değiştiren plastik atıklar, küresel kriz haline geldi. Pandemi döneminde de en çok vurgulanan konulardan biri plastik tüketimi oldu, oluyor. Dünyanın en tepe noktası Everest’ten en dip noktası Mariana çukuruna kadar ulaşan plastik kirliliğine karşı neler yapılabileceği dev şirketlerin, ülkelerin gündeminde. İşte bu konuya öğretim aldığı dönemden beri odaklanan, biyoplastik üretimin dünyayı değiştireceğine inanan genç bir girişimci Duygu Yılmaz. Aynı zamanda ilham verici bir hayat hikâyesinin de genç kadın kahramanı.

BİYOPLASTİK ADIMI

Kendisini bundan 4 yıl önce tanıdığımda zeytin çekirdeğinden ürettiği biyoplastikle yol almaya başlamıştı. Bu geçen yıllarda Yılmaz, hem Türkiye’de hem de dünyada tanındı. Ortaklarıyla kurduğu şirket farklı üreticilerin dikkatini çekti; çok sayıda ödül aldı, dünyanın en başarılı girişimci gençleri arasında gösterildi. Duygu Yılmaz farklı kullanım alanlarında zeytin çekirdeğinden biyoplastik, bitkisel deri ve yaşlanma karşıtı serumlar da üretiyor. Geçtiğimiz hafta TurkTelekom, Habitat, UNDP ve TOBB’un işbirliğiyle düzenlenen kadın girişimcilere eğitim verilen platformda kendisiyle görüştük. Son dönemde aldıkları yatırımları, yeni hedeflerini, Türkiye’den Rebil Group’la dünya markaları için ürettikleri bitkisel deri projelerini konuştuk.

EKSİDEN BAŞLADIM

“Sıfırdan değil eksiden başladım” diyen Yılmaz, gazi olan polis bir babanın kızı. Hep başarılı bir öğrenci oldu. İTÜ’de hem kimya hem de gıda mühendisliği okudu. ‘Buluş yapma’ isteği ise kendini bildiğinden beri onu tetikleyen, hep araştırmasına neden olan motivasyonu. Kahvaltıda midesine yararlı olduğunu düşünerek zeytin çekirdeği yutan babasının doğru yapıp yapmadığını araştırmak için çıktığı yolda, zeytin çekirdeğini öğütüp, incelemeye başladı. Zeytin çekirdeğinin içindeki antioksidan maddeyi ortaya koymakla kalmayıp, zeytin çekirdeğinden ‘biyoplastik’ üretti. İlk çalışmaları 2.5 sene evinde sürdü. İki arkadaşıyla bu işi yapmaya kafayı koyduğunda da çevresindeki hiç kimseden destek görmedi. Zeytin çekirdeği tozunu steril olarak üretti, ardından da bu maddeyi sıvı hale getirip kullanım kolaylığı sağladı.

BABASI KREDİ ÇEKTİ

Üniversitede okurken ve sonrasında hep çalışan, biriktirdiği her kuruşu araştırmalara harcayan Yılmaz, ilk sermayesini de babasına kredi çektirerek sağladı. İki ortağıyla evinde başlattığı üretimini önce İTÜ Teknokent’e ardından da Yıldız Teknokent’e taşıdı. Yolu 2017’de Vestel’le çakıştı. İlk yatırımını Vestel Ventures’ten aldı. Antioksidan maddeden yaptığı kremle TÜBİTAK’tan ödül aldı. Şimdilerde üretimini geliştirdi. Ürettiği biyoplastiklerden gıda ambalajları yapıyor, suni deriler üretiyor.



BİYOPLASTİKTEN SİPERLİK ÜRETTİ

Bitkisel vegan deri projesi ile tekstil sektöründen ünlü firmalar ile çalıştığını belirten Duygu Yılmaz, sözlerine şöyle devame etti: “Bu çalışmamızda yüzde 100 bitkilerden üretilen çevreci ve vegan deri üretip ünlü markalarla işbirliği içerisindeyiz. Tüm dünyayı etkisi altına alan salgın ile artan plastik kirliliğinin önüne geçebilmek için kendi biyoplastiklerimizden koruyucu siperlik üretimi gerçekleştirdik. Bu siperlikler ile salgın sürecinde maalesef hızlı şekilde artmakta olan plastik sorununa çevreci ve yenilikçi çözümler getirmeyi hedefliyoruz. En önemli hedeflerimizden birisi de dünyadaki farklı atıkları kullanarak birçok plastik sektörüyle uyumlu biyoplastikler geliştirmek. Şu an 30 milyon dolar değerlemesi olan şirketimizin eylül ayında yeni üretimi tesisinin kurulumunu planlamaktayız. Tesisimizde aylık en az 500 tonluk üretim kapasitesiyle start vermeyi, ilk 2 yıl içinde ise şu an biyoplastik kullanılamayan birçok sektöre ulaşıp kapasitemizi en az 2 bin tona çıkarmayı hedefliyoruz.”

‘GECE GÜNDÜZ ÇALIŞTIM'
“İnsan sağlığı için neler yapabilirim” düşüncesiyle sürekli kendini geliştiren ve araştırmalar yapan Duygu Yılmaz’ın yaptıkları duyuldukça karşısına farklı yollar da çıktı. Kanada’nın bir köyünden de arandı, dünyanın en ünlü moda markalarından da. Chobani’nin desteklediği girişimcilerden oldu. BM ve UNDP tarafından, ImpactHup ortaklığıyla düzenlenen Accelerate2030 programında eğitim alan ve global finalist olarak seçilip Cenevre’de biyoplastik üretimini de anlattı, Türkiye’yi sürdürülebilirlik alanında temsil etti. İşlerini geliştirmek için ABD’de yatırım arayışına girdi. Bu arada Türkiye’de 9 işkadını bir araya geldi ve “Biz sana yatırım yapacağız” dedi. 4 milyon dolar yatırım aldı. Şu dönemde Biolive için Tuzla’da yeni bir Ar-Ge tesisi kuruluyor. Bu tesiste ayda 500 ton biyoplastik üretilmesi planlanıyor. Yılmaz girişimciliğiyle ilgili konuşurken, yaşadıklarını da şöyle anlatıyor: “Uykusuz gecelerim çok oldu hâlâ da oluyor. Laboratuvarda uyuduğum, günlerce dışarı çıkmadığım zamanlar oluyor. Ben kendimi bildiğimden beri hiç pes etmedim. Çok destek olanlar olduğu gibi engellemek isteyenler oldu. Ama ben hep çalıştım. Ben ve arkadaşlarım iyi bir dünya için çalışıyoruz. Petrol kullanımını nasıl azaltabilirim, kaç kişinin hayatını değiştirebilirim, hep bunlara odaklandım. Sıkıntılarımı da anlatıyorum. Çünkü her şey güllük gülistanlık değil.”