Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

AA- TÜROB Başkanı Müberra Eresin ve TÜROB yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla salgın sürecinde turizm ve konaklama sektörünün durumu ile sektörün beklentilerinin ele alındığı "Basın Sohbet Toplantısı" gerçekleştirildi.

Toplantıda konuşan Eresin, 2020 yılını Türkiye ortalamasında bir önceki yıla göre yüzde 51 gerilemeyle sadece faaliyete açık olan otellerde yüzde 36 dolulukla kapattıklarını hatırlatarak, doluluğun geçen yıl İstanbul'da yüzde 56 gerilemeyle yüzde 37 olduğunu anımsattı.



2021’in ilk 8 ayında Türkiye'nin otel doluluklarının yüzde 32 artışla yüzde 44,7 yükseldiğini belirten Eresin, ağustosta otel doluluklarının da 2020 yılının aynı ayına göre yüzde 70,1 artarak yüzde 71'e ulaştığını bildirdi. İstanbul’da ise 2021'in ilk 8 ayında otel doluluklarının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23,5 artışla 44,1'e, ağustosta otel doluluklarının ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 101 artışla 74,9 yükseldiğini belirtti.

Tüm dünyada salgının turizmi etkilemeye devam ettiğine dikkati çeken Eresin, "En büyük rakiplerimizin ve en büyük pazarlarımızın aynı anda yer aldığı Avrupa’ya baktığımızda ağustos ayında doluluk ortalaması yüzde 64,1 olurken, ilk 8 ayda yüzde 36,7 oldu." dedi.

Eresin, İstanbul özelinde şehir otellerinin yaklaşık yüzde 20'sinin hala kapalı olduğunu belirterek, şehir otellerinin 1 Ocak itibarıyla tamamının hizmete girmesiyle yeni sezona hazır gireceklerini söyledi.

"DOLULUKLAR, BELLİ ORANLARA GELMEDEN OTEL YAPIMINA İZİN VERİLMEMELİ"

Müberra Eresin, konaklama sektöründe yatırımlar açısından bu yılın ilk 7 aylık döneminde 9 bin 214 yataklı 64 otel projesi için 1 milyar 225 milyon TL’lik teşvik başvurusu yapıldığını bildirdi.

Geçen yılın ilk 7 aylık döneminde toplam 13 bin 724 yataklı 62 otel projesi için 1 milyar 796 milyon TL’lik yatırım teşvik başvurusu yapıldığını hatırlatan Eresin, "Proje sayısı artsa da yatırım miktarlarında düşüş söz konusu. Yaşanan süreç dikkate alındığında yatırımcıların yeni yatırım için koşulların düzelmesini beklediği ve yatırım planlarının ertelendiğini söyleyebiliriz. Yatırımcılar doğal olarak ihtiyatlı. Yatırımlarda üç yıldız ve butik otel tercihleri arttı. Antalya ve İstanbul yine en fazla yatırım alan şehirler oldu." diye konuştu.

Bazı bölgelerde yatırım fazlasının söz konusu olduğunu ifade eden Eresin, Türkiye’de dolulukların belli bölgelerde belli oranlara gelmeden otel yapımına izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.
Eresin, İstanbul'da hatırı sayılır bir düzeyde Ortadoğu kökenli turist ağırlandığını belirterek, İstanbul, Bursa ve Trabzon’da Ortadoğu, Kapadokya’da yerli ve Ukraynalı misafir ağırlığı olduğunu, Antalya'nın ise Rus turistlerin ana destinasyonu olmasının yanında Ukrayna, Polonya ve Balkan ülkelerinden talep gördüğünü aktardı.

Salgın sürecinin konaklama sektörünü ve sektör çalışanlarını olumsuz etkilediğini ifade eden Eresin, şöyle konuştu:

"Bu süreçte kısa çalışma ödeneği, nakdi ücret desteği gibi destekler çalışanlara nefes oldu. Yaşanan her kriz sektörümüzdeki kalifiye insan kaynağımızı olumsuz etkiliyor. Pandemide de bunu yaşadık. Ancak umut verici bir gelişme olarak, son 1-2 aydır konaklama sektöründe istihdam talebinde canlanma başladı. Oteller daha az misafir için planlama yapmış, ona göre de personel planı yapmıştı ama bugün itibarıyla İstanbul’da hemen her otel nitelikli personel arıyor. Hemen her departmanda nitelikli iş gücüne ihtiyaç var."

"KONAKLAMA VERGİSİ ERTELENMELİ"

TÜROB Başkanı Eresin, son 1,5 yıldır en fazla gündeme gelen konulardan birinin de kapanan veya el değiştiren oteller olduğuna dikkati çekerek, bu konuda abartılı haberlerin gündeme geldiğini söyledi.

Tamamen kapanan veya el değiştiren otel sayısının çok az olduğunu ifade eden Eresin, "Bunu da Türk ve dünya turizminin en zor döneminde dahi hem hükümet destekleri hem de kendi öz kaynaklarıyla ayakta kalması açısından sektörün bir başarı öyküsü olarak tarihe not düşebiliriz." ifadesini kullandı.

Eresin, sektör olarak, acil çözüme kavuşturulmasını bekledikleri konulara ilişkin, şunları kaydetti:

"Konaklama Sektörü için KDV indirim uygulamasının 2022 yılı mayıs ayına kadar uzatılması yararlı olacaktır. Özellikle salgından zarar gören sektörlerin desteklenmesi amacıyla, Cumhurbaşkanı kararlarıyla, 30 Eylül 2021 tarihine kadar KDV oranı konaklamada yüzde 8’den yüzde 1’e, yeme ve içmede ise yüzde 18’den yüzde 8’e indirilmişti. Yeme, içme ve ulaştırma sektöründe önemli oranda toparlanma sağlandı. Turizm sektörü içerisinde konaklama sektörümüzün yaşadığı olumsuz süreç dikkate alınarak KDV indiriminin 2022 yılı mayıs ayına kadar uzatılması önemli ve gerekli görüyoruz. Ayrıca, sektörün yaşadığı olumsuz süreç dikkate alınarak 1 Ocak 2022 tarihi itibarıyla uygulamaya konulacak 'konaklama vergisi' ertelenmelidir."

"EMLAK VERGİSİ ARTIŞLARI YENİDEN DEĞERLEME ORANIYLA SINIRLI KALMALI"

TÜROB Başkanı Müberra Eresin, turizm sektörü ve Türkiye Bankalar Birliği arasında "Finansal Çerçeve Anlaşması" ile kredilerin yeniden yapılandırılmasının hayati önemini vurgulayarak, temerrüde düşmüş otelcilik işletmelerinin borçlarının yeniden yapılandırılması konusunda riskli sektör algısı ortadan kaldırılamadığı için, ciddi sorunlar yaşandığını aktardı.

Eresin, sorunların çözümü için Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda turizm sektörü ve Türkiye Bankalar Birliği arasında “Finansal Çerçeve Anlaşması” imzalanarak yürürlüğe konulmasını işaret ederek, anlaşmanın şunları içermesi gerektiğini ifade etti:

"Eximbank veya Kamu bankalarımız aracılığıyla, turizm işletme belgeli tesislere kısa-orta vadeli işletme kredi programı ile ilk 2 yılı ödemesiz dönemli 5 yıl vadeli düşük faiz oranlı kredi kullandırılması, vadesi dolan, rotatif ve spot kredilerin KGF kredisine dönüştürülerek yeniden yapılandırılması, taksit dönemi gelmiş KGF kredilerinin ödeme süresinin 6 ay süreyle ertelenmesi, KGF kredilerinin kamu ödemelerinde de kullanılması, işletmelere mevcut maaş, SGK ve kamu ödemeleri toplamının bir yıla eşit tutarı oranında KGF miktarı tanımlanması şartları yer almalıdır."
Eresin, 2023-2024-2025 yılları emlak vergilerinin de belirlenmesinde temel olacak 2022 yılı emlak vergilerine esas asgari değerlere göre birçok bölgede 2021 yılına göre 5-10 kata varan artışlar yaşandığını söyledi.

2017'de uygulanan birim değerlerin yüzde 50 artışı ile bulunacak tutardan fazla ise, bir tavan artış oranı olarak 50'lik değerin esas alınmasına kararlaştırıldığını hatırlatan Eresin, "2022 yılı asgari birim değerlerinin yüksek olması 2023-2024-2025 yılları için de büyük önem taşımaktadır.

Yaşadığımız olumsuz koşullar ve devam eden etkileri dikkate alınarak emlak vergisi için yapılacak artışın taban sıfır, tavan en çok 'yeniden değerleme oranı' ile sınırlı kalacak şekilde belirlenmesi konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından bir düzenleme yapılması önemli ve gereklidir." ifadelerini kullandı.

"İNGİLTERE'NİN KIRMIZI LİSTESİNDEN ÇIKMAMIZ FORMULA-1 AÇISINDAN ÖNEMLİ"

Müberra Eresin, İngiltere'nin Türkiye'yi 22 Eylül itibarıyla “yüksek riskli” ülkelerin bulunduğu kırmızı listeden çıkarmasının sektör üzerindeki moral etkisinin çok fazla olacağını ifade etti.

Eresin, "Ne var ki, özellikle Güney Ege, Antalya ve İstanbul başta olmak üzere ülkemiz turizminin önde gelen ana pazarlarından olan İngiltere’den ülkemize gelişlerde en fazla tercih edilen yaz mevsiminin sona ermesinin ardından açıklanan bu kararın bu aşamada sektörümüze yararının ve katkısının çok kısıtlı kalacağını biliyoruz. İngilizlerin ekim ayındaki okul tatili döneminde bir
miktar talep alabiliriz, ayrıca golf turizmi amacıyla belli sayıda İngiliz bu dönemde ülkemize gelecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Eresin, sözlerini şöyle tamamladı:

"İki ülke arasında seyahat kısıtlamalarının kaldırılmasının olumlu etkilerinin önümüzdeki dönemde kendisini göstermesini bekliyoruz. Sektör olarak, Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’un girişimleri ve pandemiye yönelik işletmelerimiz ve çalışanlarımızla birlikte aldığımız etkin tedbirlerin bu kararın açıklanmasında ayrıca etkili ve önemli bir gerekçe olduğunu özellikle belirtmek isteriz. Bu kararın çıktılarının en önemlisi ise 8-10 Ekim'de İstanbul’da Formula-1 yarışlarının düzenlenecek olmasıdır. Hatırlanacağı üzere, Türkiye’nin kırmızı listede yer alması İngiltere bağlantılı çok sayıda organizasyonun iptal olmasına yol açmıştı."