Aslan, çelik sektöründe ve ihracatta yaşanan gelişmeleri değerlendirdiği basın toplantısında, korumacılık önlemlerinin damga vurduğu zorlu bir yılı geride bıraktıklarını belirterek, korumacılık önlemleri nedeniyle özellikle Kuzey Amerika pazarında ciddi bir daralma yaşadıklarını, söz konusu bölgeye ihracatın yüzde 15,1 düşüşle 1,9 milyon tona gerilediğini bildirdi.

Benzer şekilde Orta Doğu bölgesine olan ihracatta da yüzde 6 düşüş yaşadıklarını ve ihracatın 3,8 milyon tonda kaldığını aktaran Aslan, Türk çelik sektörünün bu pazarlarda düşüş yaşasa da gerek kalitesi gerekse de rekabetçi fiyatları sayesinde kendisine yeni pazarlar yarattığını ve bazı mevcut pazarlarda da ciddi büyüme sağladığını kaydetti. 

Aslan, "2018 zorlu bir yıl olmasına karşın özellikle Asya pazarından Türk çeliğine ciddi bir ilgi oldu. 2018 yılında Asya pazarına miktarda yüzde 34,8 artışla 1,7 milyon tonluk ve değerde 51,2 artışla 961 milyon dolarlık çelik ihraç ettik. Filipinler ve Sri Lanka gibi bölgedeki yeni pazarlara ulaştık." diye konuştu.

Geçen yıl ihracatta yaşanan artışın sektör adına büyük bir başarı olduğunu vurgulayan Aslan, "Türk çelik sektörü olarak, 2018'i yüzde 20,8 artışla 21,4 milyon ton ihracatla tamamladık. Değerde de yüzde 36,1 artışla 15,6 milyar dolara ulaştık. Türkiye'nin çelikte ton başına ortalama birim fiyatı ise yüzde 12,7 artışla 645 dolardan 727 dolara çıktı." dedi.

2019 yılına ilişkin beklentilerini de paylaşan Aslan, korumacılık trendinin devam etmesinin yanı sıra Çin'in de yeniden agresif ihracat politikasına yönelecek olmasının özellikle ilk yarıda ihracatçıları zorlayabileceğini vurguladı. 

Bu yıl ihracatın 2018 seviyesine ulaşamayabileceğini, 15-16 milyon ton seviyesine gerileyebileceğini öngördüğünü ifade eden Aslan, ihracatta yaşanabilecek olası bir gerilemenin etkilerini en aza indirebilmek için tüm sektörün birlikte çalışacağını, özellikle yeni pazarlara yöneleceklerini söyledi.

Türk çelik sektörünün son derece dinamik bir sektör olduğunu vurgulayan Aslan, üretim gücünün yanında ihracat ve pazar bilgisinin de en önemli artıları olduğunu, Türkiye'nin kaliteli ürünleri rekabetçi fiyatlarla sunabildiğini, bu durumun ihracatta önemli bir avantaj sağladığını kaydetti. 

"2019'da yeni pazarlar Güneydoğu Asya, Batı Afrika ve Latin Amerika"

Adnan Aslan, ABD pazarındaki düşüşü Asya pazarıyla telafi ettiklerini belirterek, 2019 için hedefin ise yeni pazarlar olduğunu söyledi. Aslan, bu yıl ihracatta yeni pazarlara ulaşmanın en önemli hedefleri olduğunu, bu kapsamda özellikle Güneydoğu Asya, Batı Afrika ve Latin Amerika'nın kendileri için önem taşıdığını vurguladı.

Aslan, alt sektörlere yönelik birden fazla Uluslararası Rekabetçiliği Geliştirme projesi  başlatacaklarını belirterek, çelik ihracatının istenen seviyelerde olmadığı bölge ve ülkelere sektörel ticaret heyetleri düzenleyeceklerini bildirdi.

Söz konusu ticaret heyetleri ile yeni alıcılarla buluşmayı ve Türk çeliğini daha fazla ülkeye ihraç etmeyi planladıklarını belirten Aslan, ayrıca AB, ABD ve MENA bölgesinde düzenlenecek önde gelen konferans ve fuarlarına katılım göstereceklerini aktardı. 

Aslan, küresel boyutta artan korumacılık önlemlerinin gelecek yıllarda da sektörün ihracat seyrini etkileyecek en önemli unsur olacağına belirterek, maruz kaldıkları ticaret davaları ve korumacılık önlemleri karşında sektörü savunmanın bu yıl da odaklanacakları en önemli konu başlıklarından biri olacağını söyledi. 

"Katma değerli çelik üretimini artırdık"

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Aslan, 2018'in son çeyreğinde Singapur ve Hong Kong'a ciddi ihracatları olduğunu bildirdi.

Türk çelik sektörünün en büyük maliyetinin ham madde olduğunu vurgulayan Aslan, geçen yıl katma değerli çelik ürünleri üretimini artırdıklarını, geçen yıl ihracat rakamlarının artmasında söz konusu katma değerli üretimin de etkili olduğunu vurguladı.

Aslan, yassı çelikte ihracat birim değerinin 700 doların üzerine çıktığını bildirdi. 

"ABD'nin kararında yumuşama bekliyoruz"

ÇİB Başkanı Aslan, ABD'nin Türk çeliğine uyguladığı yüzde 50'lik ek vergiyi değerlendirirken, uzun süredir ABD'nin kararında bir yumuşama beklemelerine karşın henüz ABD tarafından bir adım atılmadığını söyledi. 

ABD'nin temmuz ayında yüzde 25 ek verginin üzerine koyduğu artı yüzde 25 verginin ihracatı önemli oranda düşürdüğünü belirten Aslan, mevcut durumda bu vergilerle ihracat yapmanın çok zor olduğunu vurguladı. 

Vergilerin her an kalkabileceği yönünde de bir beklentileri olduğunu ifade eden Aslan, "Temmuz ayında Donald Trump'ın bir tweeti ile gelen ek vergi, bir bakmışsınız yine bir gece atılan tweetle bitebilir. Türk çelik sektörü, o kadar dinamik bir sektör ki Trump gece tweet atsın, sabahına bizim sanayicilerimiz 300-400 bin tonluk satış yapar." dedi. 

Mevcut vergilerden ABD'deki müşterilerin de mağdur olduğunu, ABD'nin anti damping kararlara yönelik ABD ticaret mahkemelerinde dava açtıklarını aktaran Aslan, ek vergilerle ABD içindeki fiyatların yüzde 50'ye varan oranlarda arttığını, oluşan enflasyonun alt sektörleri zorlamaya başladığını ve yükselen fiyatlar sayesinde çelik üreticilerinin tarihi karlar açıkladığını söyledi.

Aslan, Türkiye'ye karşı haksız rekabet ve anti damping davalarının uzun yıllardan beri sürekli açıldığını belirterek, şunları kaydetti:

"Ama bugüne kadar biz damping yapmadığımızı ve teşvik almadığımızı kanıtladık. Açtığımız davaları kazanıyoruz, fazladan ödediğimiz vergileri de geri alıyoruz. Ancak Trump'ın ulusal güvenliği zedeliyor gerekçesi göstererek ek vergi koyması ile olaya artık politika girdi. İş damping olduğunda kendimizi savunabiliyoruz fakat bu durumda zorda kalıyoruz. Türk çelikçisi çok seri hareket eder. İşin içine yeter ki politika girmesin ve haksız rekabete karşı destek bulabilelim. Biz her türlü zorluğu yeneriz." 

"İhracatta Çin belirleyici olacak"

Adnan Aslan, Türkiye'de çeliğin fiyatını iç piyasa dengelerinin ve Çin'in belirlediğini ifade ederek, Çin'in çelik piyasasının en önemli oyuncusu olduğunu ve geçen yıl iç piyasadaki talep nedeniyle Çin'in 900 milyon tonluk üretime karşın 75 milyon ton ihracat yaptığını anlattı.

Çin'in büyüme verilerinin bu yıl iyi gelmediğini ve Çin'in ihracata dönebileceğini belirten Aslan, "Eğer Çin iç piyasasındaki daralma sürer ve Çin ihracat yapmaya karar verirse bütün dünya için sıkıntı olur. 100 milyon tonun üzerine çıkacak bir ihracat miktarı tehlike yaratır." dedi. 

Aslan, Türk çelik sektörünün geçen yıl ABD pazarını telafi için hızla Uzak Doğu'ya yönelmesinin ciddi bir başarıyla sonuçlandığını vurgulayarak, "Ancak bu yıl Çin etkisi nedeniyle özellikle Singapur ve Hong Kong gibi pazarlarda biraz daha zorlanabiliriz. Ayrıca, Hindistan, Katar ve Suudi Arabistan da bölgeye ihracat yapıyor ve bizim ciddi rakiplerimiz oldular." diye konuştu. 

"İran'dan gelen çelik, çok dikkat edilmesi gereken bir konu"

ÇİB Başkanı Aslan, son dönemde İran'dan Türkiye'ye ciddi bir çelik girişi başladığını, bunun ciddi bir kalite sıkıntısına neden olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: 

"Türkiye'de üretilen inşaat çeliğinde TS708 ve G belgesi aranmasına karşın ithal gelen inşaat çeliklerinde bu seviyede bir sertifikasyon ve denetim aranmıyor. Buna rağmen ülkemize gelen her 3 kamyondan biri Türkiye standartlarına uygun olmadığı için testleri geçemeyip geri dönüyor. 100 metrekare bir ev için 4 ton çelik kullanılıyor. İran'dan gelen bir kamyon çelikle 6 daireli bir apartman yapabilirsiniz. Türkiye gibi deprem kuşağında yer alan bir ülke için bu çok dikkat edilmesi gereken bir konu."