Akgün, sorunlarını özetle şöyle anlattı: “Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerin ödemeleri 9-10 ayları buluyor, üniversite hastaneleri ise ödemeleri neredeyse 2-3 yıldır yapılmıyor. Hazine ve Maliye Bakanlığımız, geçen sene üniversite hastanelerinin borçlarına yönelik ödeme yapsa da ödemelerin feragat verilerek ve iskontolu olması, sonrasında firmalara hiçbir ödeme yapılmamış olması süreci sıkıntılı bir noktaya taşıdı. Hastaneler, tıbbi cihazların ödemelerini yapmak yerine, aldıkları yan hizmetlerin (bakım-onarım, temizlik, yemek vb.) ödemelerini daha önce yapıyor. Hem ödemedeki gecikmeler hem de finansal araçlara ulaşma imkanımızın kalmaması sektörümüzü çıkılmaz bir darboğaza sokuyor. Tedavi hizmetlerinin sürdürülmesi için zaruri olan tıbbi cihaz ödemelerinin, öncelikli ödemeler içinde sayılması, sağlık hizmet sunumunu sürdürülebilirliği açısından önemli. Sonuç olarak düşük fiyatlar ve geç ödeme politikası dolayısıyla küçülen ya da faaliyetlerini durdurmak zorunda kalan firma sayısı her geçen gün artıyor ve uzun eğitimlerden geçerek yetişen, konusunda deneyimli ve yetkin sektör çalışanları işsiz kalıyor. Bayilik sisteminin sürdürülmesi mümkün olmadığından bazı ürün gruplarında, büyük şehirler dışına hizmet götürülemiyor. Satılan ürünler ya yerine konulamıyor ya da üretilemiyor.

120 GÜN VADE

Yaşanan tedarik sıkıntıları nedeniyle hastalara tanı konulamıyor ve tedavileri zamanında yapılamıyor. Bazı hastaların ameliyatları erteleniyor. Kamudan alacakların vadesi kısaltılmalı. Kamu kurumlarından alacaklarımızın vergi ve SGK primleri ile mahsubu sağlansın, KGF kredilerinin yapılandırılması yoluyla nakit akışı pozitife döndürülsün. İhale idari şartnamelerinde yazan 120 günü aşmayacak vadelere kamunun riayet etmesi ve ihalelerin 1 yılı aşmayacak şekilde yapılması da hayati önemde.”