Dassault Systèmes, 2030’da mobilite konulu bir araştırma yayımlayarak ulaşımın geleceği ve teknolojik ilerlemenin davranışlarımızı nasıl değiştireceği üzerine bulgular paylaştı.

Dassault Systèmes adına CITE Research araştırma şirketi ABD’li bin yetişkinle internet anketleri gerçekleştirdi. 19-29 Kasım 2018 tarihleri arasında yürütülen söz konusu anketler, kullanıcıların ev, seyahat ve perakende alanlarına dair müşteri deneyimi beklentilerini ortaya koydu.

ELEKTRİKLİ ARAÇ BEKLENTİSİ YÜKSEK

Ankete katılanlar 2030 yılında hibrit veya elektrikli araçların yaygın hale gelmesini bekliyor ve yaklaşık dörtte üçü bu tür bir arabaya sahip olacağını ifade ediyor. Katılımcıların yarısından fazlası ise otonom bir araç (yüzde 63), sürücüsüz bir araç (yüzde 57) veya hyperloop treni (yüzde 51) kullanmayı öngörüyor.



Erkek katılımcılar arasında şarjlı elektrik araç (yüzde 75), otonom araç (yüzde 69), sürücüsüz araç (yüzde 64), hyperloop treni (yüzde 56) ve kişisel hava taksisi (yüzde 43) kullanma beklentisi daha yüksek. Hane geliri 100 bin doların üzerinde olanların da söz konusu teknolojileri kullanma beklentisi daha yüksek.

Çoğu katılımcı bütün mobilite hizmetlerini 2030’a kadar görebileceği beklentisi içinde. Aracını paylaşma beklentisi en çok Y kuşağında (25-34 yaş) yaygın (yüzde 77’si bunu muhtemel görüyor). Erkekler arasında internet bağlantılı park etme beklentisi (yüzde 78) ve aracını paylaşma beklentisi (yüzde 66) daha yaygın.



Çalışmanın ortaya koyduğu sonuçlara göre, tüketiciler 2030 yılına gelindiğinde, hibrit/elektrikli/otonom araçlara geçiş de dahil olmak üzere, ulaşım alanındaki bir dizi teknolojik ilerlemenin norm haline gelmesini bekliyor.