Radyo Başakşehir'de her çarşamba canlı olarak yayınlanan Murat Çiçek ile Gündem programına bu hafta Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank konuk oldu. AYM üyesi Engin Yıldırımın sosyal medya hesabı üzerinden yapmış olduğu paylaşıma ilişkin açıklamalarda bulunan Bakan Varank, Gerçekten çok talihsiz bir açıklamayla karşı karşıya kaldık. Bir Anayasa Mahkemesi üyesinin sosyal medya hesabının olması buralardan siyasete gönderme yapması zaten başlı başına bir felaket. Bu ülke darbelerden ve vesayet rejiminden çok çekti. Biz iktidarımız boyunca çok çeşitli vesayet odaklarıyla mücadele ederek bu noktalara geldik. Bu mücadelede bizim her zaman yanımızda milletimiz oldu. Bu vesayet odaklarını milletimizin desteğiyle bir bir üstesinden geldik. Bu ülkede herkes ışıkların yanmasının, bir binanın ışıklarının yanmasının ne demek olduğunu bilir. Bu çok açık ve net bir darbe imasıdır. Bu ülkede Genelkurmayın ışıkları yanıyor diye, defalarca manşetler atıldı. Siyasi iktidarlara göndermeler yapılmıştır. dedi.

ASLA KABUL EDEMEYİZ

15 Temmuzda fiili darbe ile mücadele ettiklerini belirten Varank, Anayasa Mahkemesi üyeliğine gelmiş bir kişinin bunu bilmemesi başlı başına tanımlanamayacak bir ifade. 15 Temmuzda fiili darbe ile mücadele ettik. Halkımızla beraber meydanlarda şehitlerimiz oldu, gazilerimiz oldu. Bir Anayasa Mahkemesi üyesinden bu tavrı görmek beni gerçekten çok şaşırttı. Kişisel olarak da çok rahatsız oldum. Eğer bu zatı muhterem siyaset yapmak istiyorsa bunun usulleri bellidir. Ama devletin en üst yargı organının bir üyesinin bu şekilde siyasi mesajlar vermesi, darbe iması yapması asla kabul edilebilir bir şey değildir. İstifa müessesesi genelde siyasilerle ilişkilendirilir. Bunu sadece siyasilerle ilişkilendirmek doğru değil. Ben çok açık bir şekilde söyleyeceğim. Böyle bir işe girişmiş bir kişinin o makamda oturmaması lazım diye konuştu.

DOĞRU YÖNETİM MEKANİZMASINI KURDUK

Varank'ın konuşmasının satır başları ise şöyle;

Türkiye şu anda gerçekten büyük bir mücadele ve seferberlik veriyor. Bunu kendi halklarını ve gelecekte çocuklarına torunlarına bırakacağı Türkiye'nin haklarını savunmak için yapıyor. Doğu Akdeniz'de, Libya'da, Suriye'nin kuzeyinde vermiş olduğumuz mücadele ortada. Bunlar gerçekten cesaretle yaptığımız ve büyük külfetler getiren işler. Bu işler kendi kendine olan işler değil. Bunun yanında dünyanın hiç beklemediği, bir pandemi ile karşı karşıya kaldık. Sınırlar kapandı, üretimler durdu. Şuanda dünya bu şoku atlatmaya çalışıyor. Biz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerçekten doğru ve yerinde yönetim mekanizması kurduk.

ÜRETİM YENİDEN CANLANDI

Bu pandemiyi, pandeminin etkilerini en doğru şekilde yürütecek mekanizmayla bu süreci götürüyoruz. Türkiye'de özellikle üretim tarafında çok güzel gelişmeler var. Türkiye bir üretim ülkesi, bir sanayi ülkesi. Türkiye'nin 180 milyar dolarlık ihracatı var. Bu ihracatın yüzde 95i belki de sanayi ürünlerinden oluşuyor. Türkiye her ürünü üretebilen sanayi alt yapısı çok gelişmiş bir ülke. Bunun yansımalarını da üretim alanında görüyoruz. Ne kadar çok elektrik tüketiyorsunuz o kadar çok üretim yapıyorsunuz demektir. Pandemi dönemi boyunca elektrik üretimlerini çok yakından takip ettik. Geldiğimiz noktada şunu görüyoruz. Türkiye eylül ayı itibariyle, mart ayından daha fazla elektrik tüketmeye organize sanayilerinde başladık. Artık üretimimiz Pandemi dönemi öncesinden daha fazla. Artık çarklar dönüyor. Siparişler ve ihracatlar artıyor.

HATAYDA 100 FABRİKA AÇACAĞIZ

Gaziantep'te 300 fabrikanın açılışını yapmıştık. Gaziantep'te de sanayiciler özellikle rica ettikleri Sayın Cumhurbaşkanımız geldiğinde sanayicilerle bir araya gelsin son dönemde açılışını yapmadığımız 300 tesisimizin açılışını yapalım. Bu fabrikalarımızın resmi açılışlarını gerçekleştirmiş olalım dedik. Bizde bir program düzenledik ve açılışı gerçekleştirdik. Muhalefet çıktı, eleştirilere başladı. Tabi ki bunlar çamur atmaya çalışacaklar ama biz kendimizden eminiz. Türk sanayisinden eminiz. Hatay'da yeni bir sanayi sitesi bitti.100 fabrikayı aynı anda açacağız. Bundan rahatsız olacaklar, biz onları rahatsız etmeye devam edeceğiz. Bu tip yalan ve iftiradan etkilenen vatandaşlarımızın olması beni çok üzüyor. 18 senede Türkiye'nin nereden nereye geldiğini biliyoruz.

190 BİN KİŞİYE İSTİHDAM

Sadece ağustos ayında 18,3 milyarlık yatırım teşvik belgelerimizle desteklediğimizi gördük. 28 bin 400 insana iş istihdamı oluşturacak yatırımı destekledik. İlk 8 aya baktığımızda da 131 milyar liralık yatırımı, bunun karşılığında da 190 binin üzerinde istihdam oluşturacağımız istihdamı destekledik. Geçen seneye göre yatırımlar yüzde 32 daha fazla. Sanayi üretimine bakarsak TÜİK'in derlediği verilere bakarsak ağustos verisinde sanayi üretiminde yüzde 10luk bir artık görüyoruz. Türkiye'de ilk 9 ayda 10 bin 802 yeni üretim tesisi Türkiye'de tescil edildi demek.

TÜRKİYE YATIRIMLARIN PARLAYAN YÜZÜ

Türkiye'nin üretim altyapısı ve insan kaynağı çok sağlam. Global firmalar ile konuştuğumuzda Neden Türkiye? diye sorduğumda, Dünyada en verimli üretimi Türkiyede yapıyoruz cevabını veriyorlar. Türkiye, yatırım açısından parlayan bir yıldız olarak ortaya çıkıyor.

100 BİN BAŞVURU ALDIK

Milli teknoloji hamlesi ile birlikte sadece teknolojiyi kullanan değil, aynı zamanda kendi teknolojisini geliştirip üreten bir ülke konumuna gelmek istiyoruz. Bugün teknoloji artık her alanda etkisini gösteren bir husus. Hayatın her alanında teknoloji ile iç içeyiz. Bunun için de bütün politikalarımızı bütüncül bir anlayışla tasarlıyoruz. Teknoloji geliştirirken en önemli unsurların başında insan kaynağı geliyor. Dolayısıyla biz diyoruz ki en önemli yatırım insana yapılan yatırımdır. Bu nedenle gençleri yetiştirmek istiyoruz. Gençlere burslar veriyoruz. Girişimcileri destekliyoruz. Gençlerin bu alanlara yönelmesiyle ilgili bu alanda bir festival düzenliyoruz. Türkiye'nin ayakları yere basmayan festivali olan Teknofest'i düzenliyoruz. Gençlere dönük teknoloji yarışmaları yapıyoruz. Gençlerimize diyoruz ki; takımlarınızı oluşturun. Biz sizlere destek vereceğiz. Bu seneki Teknofest'e 100 bin gencimiz başvuruda bulundu. Artık gençlerimiz bu alanlara ilgi duyuyorlar. Kendilerine büyük idealler koyuyorlar. Roket yarışmasına katılan gencimiz ben Türkiye'nin uzaya çıkacak roketini tasarlayacağım diyor. Gençlere yaptığımız yatırımın ileride çok faydasını göreceğimize inanıyorum

20 YILLIK HAYAL

Türkiye uzay alanında çalışacak insan sayısını topladığımızda 5 bin rakamına zar zor yetişir diyebiliriz. Bu alanlar çok kritik alanlar, çok önemli alanlar. Biz zaten bu yarışmaları yapmaktaki en önemli sebebimiz, gençler bu alanlara yönelsinler. Dünyada fark oluşturmak istiyorsak bu alanlarda adımlar atmamız gerekiyor. Dünyanın 10 ekonomisinden biri olacağız diyorsak çığır açıcı alanlarda üretim yapmamız gerekiyor. Uzay Ajansı çok önemli. Uzay Ajansı, Türkiye'nin 20 yıllık hayaliydi. Bu dönemde bunu kurmak nasip oldu. Türkiye'ye baktığımızda uzay alanında kabiliyetleri olan bir ülkeyiz. TÜRKSAT ile uydularını kendi üretebiliyor. Kendi gözlem ve haberleşme uydusunu kendi mühendisleri ve imkanlarıyla üretecek şekilde uydularını üretiyor. 2021, belki 2022 yılında biz bu uydularımızı uzaya gönderebileceğiz. Uzay Ajansını kurarak bu kabiliyetleri doğru bir şekilde yönlendirmek istedik. Şu an Uzay Ajansında milli uzay programını hazırlamakla meşgulüz. Kısa süre içerisinde kamuoyu ile paylaşacağız. Türkiye'nin önündeki 10 yılını uzay alanında neler yapacağınız paylaşacağız.