Burada konuşan Bahçıvan, yeni normali Türk sanayisi için fırsata çevirmek amacıyla “Kovid-19 Sonrası Sektörel Riskler, Fırsatlar ve Yol Haritaları” projesi üzerinde çalıştıklarını aktararak şunları söyledi:

“Orta vadede özellikle Avrupa’da tedarik zincirlerinin yenilenme sürecini gözeterek, ikili iş birliklerini daha çok kullanmalıyız.”

Öncelikli 3 alan

Uzun vadede ise yeni normalin çerçevesinin çizilmesi ve sanayi sektörüne etkilerinin netleştirilmesi gerektiğini belirten Bahçıvan, şu ifadeleri kullandı:
“Değişecek olan küresel talep eğrisini, yeni tüketim eğilimlerini, Türkiye ve dünyanın ihtiyaç duyacağı mal ve hizmet önceliklerini belirleyerek, buna uygun finans, teknoloji, diplomasi destekleri oluşturmalıyız. Yaşamakta olduğumuz kriz, derinliği ve içerdiği yapısal kırılmalarla sanayimizin yeni beceriler kazanmasını da zorunlu kılıyor. Değişimin ne yönde olacağını öngörmeye çalışarak buna uygun üretim, paylaşım, eğitim, istihdam politikaları inşa etmeliyiz. Yeni normalde dijital dönüşüm, yüksek kalite ve nitelikli iş gücü istihdamı, sanayide birbirlerini tamamlayan üç öncelik alanı olacak.”



Devletlerin rolü değişiyor

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, salgın süreci ile devletlere, eşitsizliklere ve ekonomik güvensizliklere cevap vermede geçmişe göre daha büyük bir rol düştüğünü belirterek, “Bu süreçte, devletlerin kazanmakta olduğu yeni rolünü düşünmeliyiz. Her yerde tedarik zincirlerini ülkeye geri getirme, yabancı arza bağlılığı azaltma ve yerli üretim ile finansı destekleme konuşuluyor” dedi. Bahçıvan, ABD ile Çin arasındaki ticaret ve teknoloji savaşında da ısınma sinyalleri olduğunu aktardı.