Karaismailoğlu, geleceğin en büyük hazinesini veri olarak gördüklerini, yerli yazılımlarla altyapı veri güvenliğini sağlamayı planladıklarını belirterek, “Google, Microsoft, Amazon Cloud ve Server’larına alternatif olarak TÜRKSAT SatCloud’u kuruyoruz. Bulut ve server hizmetleri, depolama, server kiralama, sanallaştırma, kimlik yönetimi yerli bulut ve server yatırımlarımızı yapıyoruz. WeTransfer’in alternatifi olarak Yerli Dosya Aktarım Platformumuzu kuracağız” diye konuştu.

Bakan Karaismailoğlu, Beğendik Köprüsü’nün açılışı için geldiği Bitlis’te gazetecilerle sohbet etti. Karaismailoğlu, bakanlığının yürüttüğü projeler ve çalışmalar hakkında soruları yanıtladı. İşte yanıtlar:



DİJİTALLEŞME: Ulaştırma ve haberleşme faaliyetlerinde büyük bir dijital dönüşüm dönemi başladı. Bu bağlamda dijitalleşme dünyada hız kazandı. Bu noktada biz de geleceğin en büyük hazinesini veri olarak görüyoruz ve dijitalleşme yerli yazılımlarla altyapı veri güvenliğini sağlamayı planlıyoruz. Bu noktada Google, Microsoft, Amazon Cloud ve Server’larına alternatif olarak TÜRKSAT SatCloud’u kuruyoruz. Bulut ve server hizmetleri, depolama, server kiralama, sanallaştırma, kimlik yönetimi yerli bulut ve server yatırımlarımızı yapıyoruz. WeTransfer’in alternatifi olarak Yerli Dosya Aktarım Platformumuzu kuracağız. Yerli Uydu İnternet Sağlayıcı Platformu TÜRKSAT – TürksatNET üzerinde de çalışıyoruz.

LOJİSTİKTE DİJİTALLEŞME: Dijitalleşme, sadece var olan ticaret sistemini geliştirmekle kalmadı. Tüm ulaşım ve lojistik altyapının da dijital altyapı ile bütünleşmesine yol açtı. Bu doğrultuda lojistik sektörünün dijitalleşmesi de kaçınılmaz hale geldi. Lojistik sektöründe hizmetlerin dijital dönüşümünü başlattık. Talep üzerine Lojistik (On-Demand Logistics), Araç ve Filo Takip Sistemleri, Yol Bakım Takip Sistemleri, Depo ve Stok Yönetim, Yerli ERP Çözümleri ilk etapta dijital altyapıya kavuşan sistemler oldu.

MİLLET YOLLARI: Ulaşımda değişim ve dijital altyapıya dönüşüm hızla devam ediyor. Gelecekte de şehir içi kısa mesafelerde insanları daha çok yürüyüşe, bisiklete, scooter’a yönlendiren politikalar, kentsel tasarımlar ve sokak kesitleri gerekecektir. Paris Belediyesi, sıkışıklığı ve kirliliği azaltmak ve yaşam kalitesini artırmak için günlük ihtiyaçların çoğunun 15 dakikalık bir yürüyüş, bisiklete binme veya toplu taşıma yolculuğu ile gerçekleşebileceği “15 Dakikalık Şehir” planını devreye sokuyor. Biz de bu noktada hazırlıklarımızı yapıyoruz. Ayrıca Millet Yolları ve yayalaştırmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz. Keza birçok ülke de gelecekte şehirlerinde yayalaştırma projelerine ağırlık vereceklerini açıklamışlardır.



KARBON EMİSYONU: Söz konusu gelişmeler ulaşım sektörünün karbon emisyonunu önemli ölçüde de düşürecektir. Zaten birçok ülke 2030-2050 yılları arasında ulaşım sektörünün karbon emisyonunu sıfırlamayı hedeflemektedir. Bizim de son yıllarda yaptığımız yatırımların temelinde bu amaç yatıyor. Özellikle taşımacılık altyapısını emisyon düzeyi düşük olan demiryollarına kaydırmaya çalışmamız ve hızlı tren ile yüksek hızlı tren altyapısına önem vermemiz de bu amaçladır. Şu anda bin 213 kilometre olan YHT hattı uzunluğunu da bu doğrultu da 2023 yılında 3 bin 102 kilometreye çıkartacağız. Sadece bu yatırımın etkisi ise taşımacılıkta havaya salınan karbon miktarının 12 milyon ton daha azalması demek.

KOVİD 19 ETKİSİ: Lojistik noktasına gelirsek ise küreselleşme nedeniyle büyük bir değişim başlamak üzere. Bu değişimde tabii ki kovid-19’in de etkilerini görmek de mümkün. Artık ülkeler kendi kendilerine yetme politikaları uygulamaya başlıyor. Bu noktada bizim de uygulamaya başladığımız Lojistik Master Planı da büyük önem kazandı. Bilindiği gibi biz de uzun süredir üzerinde çalıştığımız Türkiye Lojistik Master Planı’nı, tüm merkez ve taşra teşkilatımızdaki uzmanlarımızın analizleri ve birçok kuruluşun katkısıyla hazırlayarak geçtiğimiz yıl uzun ve kapsamlı bir raporla ortaya koyduk. Bu raporun amacı Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgede bir lojistik üs olması hedefiyle örtüşmektedir. Planı oluştururken de bu büyük hedefe ulaşabilmek için öncelikli olarak neler yapmamız gerektiğine odaklandık. Bunları belirlerken, bütünsel bakış açısı ile farklı paydaşların görüşlerini ve saha verilerini bir araya getirdik. Gelişim alanlarını tespit ettik. Dünyadaki iyi uygulama örneklerini inceledik. Dünya ticaretindeki fırsat alanlarını belirledik. Bize bu hedefe giderken rekabet avantajı sağlayacak kısa, orta ve uzun vadeli kritik yatırım unsurlarını ortaya koyduk. Bu çalışmaların ardından, Türkiye’nin bölgesel lojistik üssü olabilmesi hedefine ulaşmamızı hızlandıracak ve lojistik alanında daha verimli hale gelmemizi sağlayacak yol haritasını belirledik.



1 TRİLYON DOLAR İHRCAT: Türkiye Lojistik Master Planı’nın uygulanmasıyla hedeflediğimiz kazanımları 2023, 2035 ve 2053 yılları bazında ele aldık. Buna göre, uzun vadede yaklaşık 1 trilyon dolar ihracatı destekleyecek altyapıyı kuruyoruz. Özellikle İpek Yolu olmak üzere tüm koridorlardaki yük talebinin Türkiye üzerinden geçmesini amaçlıyoruz. Transit koridorların ülkemiz üzerinden geçmesi sayesinde, üreticilerimizin ihracatı artırıcı avantajlar elde etmesini sağlayacağız.

BİR KUŞAK BİR YOL: Lojistik altyapı sayesinde üretim ve tüketimde lojistik maliyetlerin minimize edilmesini sağlayacağız, rekabet gücümüzü artıracağız. Maddi kazanımların yanı sıra elde edeceğimiz başka faydalar da olacak. Örneğin, Türkiye’nin toplam lojistik performansını ve yatırım çekiciliğini artıracağız. Öngördüğümüz bu fayda kalemleri ile GSYİH’ye pozitif katkı sağlayacağız. “Bir Kuşak Bir Yol” projesi ile oluşan ticaret ve yatırımın bir kısmını Türkiye’ye çekeceğiz. Ulaşım modlarının birbirini desteklemesini ve esnek ulaşım hizmetinin sunulmasını sağlayacağız.

DEMİRYOLLARI: Demiryollarında mevcut hat kapasitemizi yüzde 95 artışla 342 milyon tren-kilometre ulaştırmayı planlıyoruz. Yük taşıma payı da yüzde 5.2’den yüzde 10’a çıkacak. 17 il ve 20 milyon kişi daha hızlı tren hizmetinden yararlanacak. 2023 yılına kadar demiryolu hattı uzunluğunu da 17 bin 527 kilometreye çıkartacağız. Plan sayesinde yerli üretimin verimli dağıtımını da gerçekleştireceğiz. Demiryolu kullanımı da yüzde 5’ten 2050’de yüzde 22’ye çıkacak. Sebze ve meyvelerin taşıma sırasında şu anda yüzde 10’u bulan kayıp oranı da yüzde 5 seviyesine düşecek. Türkiye, komşu ülkeler arasında bölgesel güç olacak. Lojistik Master Planı ile bölgelerimizin ihracat hacimleri artacak. Türkiye, Türk devletleri ile beraber bölgede üretimin ve ticaretin artmasına liderlik edecektir.

E-TİCARET: Bu noktada e-ticaret de tabii ki önemini artıracak. Biz de bu amaçla Yerli ve Milli e-Ticaret Platformları geliştireceğiz. Çünkü ülkelerin kendi kendine yetme politikalarını hayata geçirmeye başladığı bu dönemde yerli bir lojistik ve e-ticaret platformu Türkiye için önem arz etmektedir. Bunla birlikte yeni nesil bir PTT’ye de kavuşacağız. Yeni nesil PTT bölgesel ölçekte e-ticaret faaliyetlerini ve lojistik hizmetlerini geliştirerek uluslararası bir marka olarak konumlandırılacaktır.