Alınan tüm önlemlere rağmen trafik kazalarının önüne geçilemiyor. Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Başkanlığı’nın verilerine göre; 2018’de trafik kazaları 428 bini geçti. Bu kazalarda 6 bin 675 kişi ölürken 307 bin 71 kişi yaralandı. Son 5 yılda kayıtlara geçen kaza sayısı 2 milyonu geçerken, yaralananların sayısı 1.5 milyonu buldu.

Elbette kimse kaza yapmak ve bu olumsuz tabloyla karşılaşmak istemez. Ancak bu gerçek karşısında yaralananların kendisi veya ölüm halinde mirasçıların "Başa gelen çekilir” demek yerine, geri kalan hayatlarında mağduriyetlerini giderme hakkı bulunuyor. Bunun için önce sigorta şirketine başvuru yapılmalı, sonuç alınamazsa zararın türüne göre maddi ve manevi tazminat davası açılmalı.

Dava kazaya sebebiyet verenin trafik veya kasko poliçesini hazırlayan sigorta şirketine açılıyor. Trafik kazası mağduru hayatta ise bizzat kendisi maddi ve manevi tazminat davası açabiliyor. Eğer mağdur vefat etmişse yakınları, annesi, babası, eşi, çocukları, kardeşleri, nişanlısı, bakım ve desteği altındaki kişiler dava açma hakkına sahip. Mağdur ölmeden evvel tazminat davası açtıysa yine bu kişiler davaya devam edebiliyor.

Türkiye’de trafikteki her üç araçtan birinin sigortası bulunmuyor. Kazaya sebep olanın trafik sigortası olmasa da zararın karşılanması mümkün. Yasak olmasına rağmen trafikte seyreden bu araçların verdiği zararlardan dolayı üçüncü kişilerin zarar görmesi durumunda mağdur olmasını engellemek için ‘güvence hesabı’ kuruldu. Böylece sigortası olmasa dahi güvence hesabından kayıpların tazmini talep edilebiliyor.

Son günlerde bu konuda ‘kaza simsarları’ da türedi. Kişisel Verilerin Korunması ve Avukatlık Kanunu’nu ihlal ederek, kazaya karışan kişilerin bilgilerini alıp, bazen ameliyathane kapısında bazen olay yerinde bazen de hastane koridorunda aniden beliren kaza simsarları, vatandaşlardan maddi-manevi tazminat ile araç değer kaybı başvuruları için vekaletname almaya çalışıyor. Kaza yapan vatandaşın zor durumundan faydalanarak, trafik kazalarını kazanç kapısına dönüştürenlerle ilgili İstanbul Barosu başta olmak üzere Türkiye’deki tüm barolar suç duyurularında bulunuyor. Kazazedelerin ilk adresi sigorta şirketleri olmalı. Çünkü bu aracılar vekaleti alınca dava açmayı tercih ediyor. Uzun süren dava sonucunda hak edilen tazminatın büyük kısmını masraf olarak kesip daha azını mağdura ödüyorlar.

Trafik kazası ölümle sonuçlandıysa, mirasçıları ölenin ‘desteğinden yoksun’ kaldıklarından destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin masraflarını talep edebileceği gibi, duydukları acı ve üzüntü nedeniyle manevi tazminat da talep edebilir. Yaralanmalı kazada ise kişi iş ve güç kaybı nedeniyle uğradığı maddi zararı, tedavi görmüşse tedavi masraflarını isteyebilir. Aynı şekilde manevi tazminat talebinde de bulunabilir.

Kaza sonucu birçok aracın ikinci el piyasa değeri de düşüyor. Ancak bu aradaki zararın da karşılanması mümkün. Yasaya göre; araç değer kaybı, kazaya karışan diğer araç sahibinin sigortasından istenebiliyor. Bu kayba yönelik hak aramak için de 2 yıl zamanaşımı süresi bulunuyor. Öncelikle araç değer kaybı talebi için karşı tarafın sigortasına başvurun. Karşı taraf tespit edilemezse, kasko yaptırdığınız şirkete danışın. Sigorta zararı karşılamazsa veya daha düşük bir bedel önerirse Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurun (sigortatahkim.org, [email protected] veya Tel: 0 216 651 65 65

Zorunlu Trafik Sigortası, üçüncü kişilere verilen zararları karşılamak üzere oluşturulmuş bir sigorta türü olduğundan kazaya sebebiyet veren şoför hariç yolcular da sigorta şirketine dava açabiliyor. Eğer şoför veya yolcular öldülerse mirasçıları bu davayı açabiliyor.