DIŞ Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-İran İş Konseyi Başkanı Ümit Kiler, İran'a yönelik ambargonun uygulandığı Ağustos-Kasım 2018 döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla Türkiye'nin bu ülkeye ihracatının yaklaşık yüzde 34 azaldığını belirterek, "Önümüzdeki dönemde ambargo dışında tutulan gıda ürünleri ve ilaç ihracatında artış bekliyoruz." dedi.

Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada siyasetin yanı sıra ekonomik anlamda da önemli bir aktör olan İran'a 1980'den itibaren uygulanmaya başlanan ekonomik ambargolar 17 Ocak 2016'da kaldırılmıştı. Söz konusu gelişmenin ardından Türk şirketlerinin İran'a yönelik yatırım ve ticaret iştahı artmış, ikili ekonomik ilişkiler hızlanmıştı. Buna karşın, ABD Başkanı Donald Trump'ın, ülkesini İran ile nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekmesi yeni bir süreç başlattı. ABD, İran'a yönelik ilkini 7 Ağustos'ta başlattığı yaptırımların ikincisini de 5 Kasım'da uygulamaya koydu.

Başta enerji, sigortacılık ve finans sektörlerini ilgilendiren yaptırımlardan, enerji ayağında aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 8 ülke muaf tutuldu. Bu süreçte İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve iş dünyası temsilcilerinin Türkiye'yi ziyareti, iki ülke ilişkilerinde önemli adımlardan biri oldu.

DEİK Türkiye-İran İş Konseyi Başkanı Kiler, AA muhabirine, ambargoların gölgesinde iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişimini değerlendirdi.

2015 yılının ocak ayında Türkiye ile İran arasında Tercihli Ticaret Anlaşması'nın yürürlüğe girdiğini belirten Kiler, bu sayede Türk ürünlerine gümrük vergisi avantajı getirildiğini söyledi.

Kiler, Ocak 2016'da İran'a yaptırımların P5 1 ülkeleri tarafından kaldırılmasıyla Türkiye'nin bu ülkeye ihracatının bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 35,5 arttığını, ithalatın ise yaklaşık yüzde 23 azaldığını bildirdi. 2017'de ise ihracatın 2016 yılına göre yaklaşık yüzde 34,5 azaldığına işaret eden Kiler, ithalatın aynı dönemde yüzde 59,5 civarında arttığını dile getirdi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın, ülkesini İran ile nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekmesinin ardından, ilkini 7 Ağustos 2018'de başlattığı yaptırımların ikincisini de 5 Kasım 2018'de uygulamaya koyduğunu anımsatan Kiler, şöyle devam etti:

"Ambargonun ilk aşamasının ABD tarafından devreye konulduğu 2018 yılının Ağustos ayından itibaren ikili ticaret rakamlarına aylık olarak bakıldığında, ağustosta 165 milyon dolar olan Türkiye'nin İran'a ihracatı, eylülde 156 milyon dolar, ekimde 198 milyon dolar, kasımda ise 187 milyon dolar civarında seyretti. İhracat eylülde düştü ancak diğer aylarda ağustosa göre yüksek seyretti. Ambargonun uygulandığı Ağustos-Kasım 2018 dönemini bir önceki yılın aynı dönemiyle kıyasladığımızda, ihracatımızda yaklaşık yüzde 34'lük bir düşüş yaşandığını görüyoruz. Önümüzdeki dönemde ise ambargo dışında tutulan gıda ürünleri ve ilaç ihracatında artış bekliyoruz."

Kiler, geçen ay Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin başkanlığında düzenlenen iş forumuna ilginin yoğun olduğunu hatırlatarak, iki liderin de ambargoya rağmen ilişkilerin geliştirilmesi konusunda görüşlerini dile getirdiklerini, bu tutumun iş dünyasına yol gösterdiğini vurguladı.

"TÜRKLERİN İRAN'A YÖNELİK YATIRIM VE TİCARET İŞTAHI ARTMIŞTI"

ABD'nin Kapsamlı Ortak Eylem Planı'ndan çekilme ve İran'a yönelik olarak 2016 yılında kaldırdığı yaptırımlara geri dönme kararının P5 1 ülkeleriyle istişare edilmeden alınan tek taraflı bir karar olduğuna dikkati çeken Kiler, şunları kaydetti:

"Uluslararası hukuk gereği ülkemiz ve diğer ülkeler yalnızca Birleşmiş Milletler (BM) kararlarına uymakla yükümlü bulunuyor. ABD yaptırımlarının dolaylı da olsa etkileri bulunuyor. Bu yaptırımlar nedeniyle İran ile ABD dolarıyla ticaret yapmak mümkün değil. İş dünyası olarak duruşumuz, İran'ın dünya sistemiyle olan meselelerinin barışçıl, diplomatik yollarla kalıcı olarak çözülmesi ve bu ülkenin tekrar küresel sistemin bir üyesi olması yönünde. Nitekim, tek taraflı yaptırımlar küresel ticaret sistemini bozuyor ve hedeflenen siyasal amaçlara da hizmet etmekten uzak kalıyor."

Kiler, İran'ın, Türkiye'nin en önemli ticaret ortaklarından biri olduğuna işaret ederek, ikili ticaretin 2012 yılında 21 milyar dolar seviyesine kadar çıktığını hatırlattı.

İran'ın Türk şirketlerinin ciddi yatırım yaptığı, özelleştirmeyle şirket devraldığı bir ülke olmaya başladığını belirten Kiler, şunları kaydetti:

"Özellikle İran ile P5 1 ülkeleri arasındaki müzakerelerin 2015 yılı sonunda 'Kapsamlı Ortak Eylem Planı' adı verilen bir anlaşmayla sonuçlanması, Türk şirketlerinin İran'a yönelik yatırım ve ticaret iştahını artırmıştı. Türkiye'nin orta ve uzun vadeli hedeflerine ulaşması her şeyden önce bölgesinde barış ve istikrar ortamının kalıcı hale gelmesine bağlıdır. Bölgenin istikrarını bozabilecek her türlü dış müdahale Türkiye'nin ve şirketlerinin aleyhine işler."