Milliyet gazetesi ekonomi yazarı Didem Özel Tümer, Avrupa Birliği'nin Suriyeliler için Türkiye'ye ödeyeceği 3 milyar euro'nun nasıl değerlendireleceğini yazdı.

İşte Didem Özel Tümer'in '3 milyar €'nun yol haritası' başlıklı yazısı:

Türkiye, Avrupa Birliği ile Suriyelilerin desteklenmesi amacıyla verilecek toplam 6 milyar Euro kaynağın ikinci dilimini oluşturan 3 milyar Euro'nun görüşmelerine başladı. İkinci dilimin kullanımındaki temel yaklaşımı ise yaklaşık 3 buçuk milyon Suriyelinin ülkelerine dönmeyeceği ya da uzun vadede de geri döneceği kabulü oluşturdu. Bu nedenle ikinci 3 milyar Euroluk dilimde Suriyelilerin entegrasyonunu destekleyecek sürdürülebilir projelere ağırlık verilecek. Ankara'nın gündeminde ayrıca Suriyelilerin ülkelerinde yani İdlib ve Cerablus'da AB tarafından desteklenmesi var. Ancak AB yetkililerine göre bunun için koşullar şu anda uygun değil.

Meslek edindirme

Türkiye'deki Suriyelilerin büyük kısmını genç nüfus oluşturuyor. Eğitilmemeleri halinde hem suça karışma, hem istihdam, hem de genel olarak entegrasyon açısından sorun yaşayacağı düşünülen genç nüfusa dönük projelere ağırlık verilecek. Bu nedenle hem AB hem Türkiye tarafı, bu nüfusun Türkiye'ye entegrasyonunun yanı sıra, ülkelerine dönmesi halinde yaşamını sürdürmesine dönük projeleri destekleme kararlılığında. Bunun için de ağırlıklı olarak yabancı dil eğitimi, temel eğitim ve meslek edindirme projelerinin yürütülmesi gündemde. Bunların başında eğitim ve meslek edindirme projeleri gelecek. AB bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Yardım Bakanlığı ile görüşülüyor.

İdlib önerisi

AB, Türkiye'de bulunan Suriyelileri desteklemek için kaynak tahsis ederken, Türkiye AB'nin gündemine Suriyelilerin ülkelerinde desteklenmesini taşıyor. Ankara'nın bu konudaki görüşü Suriyelilerin ülkelerinde desteklenmesi halinde orada kalmalarının sağlanabileceğine dayanıyor. Bunun için de İdlib ve Cerablus gibi terörden temizlenmiş yerlerde AB fonlarının kullanılmasını öneriyor. Ancak bu konuda AB Türkiye ile aynı fikirde değil. Üst düzey bir AB yetkilisi “AB devlet ve hükümet başkanları olarak Suriye'ye dönük siyasi süreçlere müdahil olmamak. AB insani yardım çerçevesinde çalışıyor. Bunun ötesinde herşey siyasi bir tartışmadır. Türkiye paranın Suriye içine aktarılmasından bahsediyor. Ancak bunun için koşullar oluşmuş değil” dedi.

İlk dilimden çıkan ders

“Göçmenler evlerine dönmediği sürece işbirliği sürmeli” diyen üst düzey Türk yetkili, ikinci 3 milyar Euro'nun kullanımında, Suriyeli Sığınmacıları Yönelik Mali Yardım Aracı (FRİT 1) olarak adlandırılan ilk dilimin kullanımı sırasındaki derslerin göz özününde bulundurulacağını söyledi.

AB'nin ilk dilimde sivil toplum kuruluşları üzerinden insani yardım ve hızlı çözümlere odaklandığını belirten yetkili, Türkiye'nin ikinci bölümde kaynakların daha çok doğrudan Kızılay ve AFAD üzerinden kullanılmasını önerdiğini belirtti. İlk 3 milyar Euro'nun kullanımı sırasında kurumlar arasında bir takım koordinasyon sorunlarının yaşandığını kaydeden Türk yetkili, ikinci dilimin kullanımının Cumhurbaşkanlığı'nda kurulan birim aracılığıyla sağlanacağını söyledi. Yetkili bu nedenle de daha hızlı ve etkili yol alınacağını vurguladı.

Uluslararası kuruluşlardan destek

Türkiye'nin Suriyelilere yardım konusunda gündemine aldığı bir diğer konu ise “blending” (karışım) formülü. Yani AB yardımlarını, hibe niteliğindeki yardımlarla ve uluslararası kuruluşlardan alınacak uygun kredilerle artırma formülü. Bunun için de UNICEF, FAO, UNDP ile ortak projeler yürütülmesi ve Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın onay vermesi halinde Avrupa Yatırım Bankası ve Dünya Bankası'ndan kredi temin edilebilecek.

Kaynak sorunu

Türk yetkili süreç içerisindeki önemli bir konunun ise kaynağın ne şekilde sağlanacağı ve zamanlaması olduğunu belirtti. 3 milyar Euro'nun ne kadarının AB üyesi ülkelerin bütçelerinden karşılanacağı halen kararlaştırılamadı. Buna ilişkin toplantı aralık ayına ertelendi.

Milliyet