99'da hayatını kaybeden Barış Manço'nun büyük oğlu Doğukan Manço sert görüntüsünün altında duygusal bir adam yattığını belirterek ekledi: Babam öldükten sonra, laf gelmesin diye duygularımı hep içime attım!..

Barış Manço'nun iki oğlundan biriydi Doğukan Manço... Babası öldüğünde de tüm gözler onun üzerindeydi. Herkes Barış Manço'nun büyük oğlu olduğu için ona birtakım misyonlar yükledi. Doğukan ise o dönem yaşadıklarını kaldıramayıp, depresyona girdi. Yedi yıl Amerika'da yaşayan Manço, o dönem tedavi için Türkiye'den gittiğini söyledi. "Depresyona girdiğim için ortamdan uzaklaşmak istemiştim. O dönem üzerimde yoğun bir ilgi vardı ve bu ilgi bana zarar vermişti" diye konuşan Doğukan Manço, babasının ardından yaşadıklarını ve bilinmeyenlerini bu ayki Marie Clarie dergisine anlattı.

* Doğukan Manço aslında nasıl biridir? Bu ciddi duruşun ardında kim var?
Ben duygusal bir adamım. Ama aslında hep gülen biriyim. 99 yılında babam öldükten sonra bazı duygularımı içime attım. Laf gelmesin, şu olmasın, bu olmasın derken filtrelemeye başladım duygularımı. Böylece de dışarıdan sert yapılı bir görüntü oluştu.

SUSTUK VE BİZ KAZANDIK!
* Etrafınızdakilere sürekli bir filtreyle yaklaşmak yorucu değil mi?
'Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer' ya, ben onu gerçekten yaşadım. Ben güzel bir şey yaptığım zaman insanlar bunu hep çarpıtarak yansıttılar. Babam vefat ettikten sonra bankalara kadar, herkes canıma okudu. Fakat ben hep babamın şarkılarından ders çıkartarak yaşamış bir insanım. 'Söz gümüşse sükût altındır' dedim ve genelde sustum. Sonunda da kazanan biz olduk. Barış Manço bugün hâlâ var, biz ailesi olarak hâlâ onunla birlikteyiz.

* Babanızı kaybetmek ve sonrasında yaşadıklarınız sizi nasıl etkiledi?
Her insan sevdiğini kaybeder, bu doğanın kanunu. Ama 10 yıldır bu acının yanı sıra isim yükü vardı benim üzerimde... Ona yakışmak, onu yaşatmak, bunlar hakikaten ağır yüklerdi. İnsanlar diyor ki; "Sen çok şanslısın Barış Manço'nun oğlu olduğun için..." Bunu 10 insanın sekizi mutlaka der ama Barış Manço'nun oğlu olmanın yanı sıra, nasıl bir yük altında olduğumu göremezler. Ben de anlatamam zaten. Bazı şeyler söylenmez yaşanır ya... Ben bunun faturasını ağır ödüyorum. Her şeyi kendi hayatını yönlendirir gibi yaşayamıyorsun, düşünerek yaşıyorsun. Bazı kararlar verirken doğru düşünmek zorundasın. Yaşatmak zorunda olduğun bir isim var. Gerçi bu benim için zorunluluk değil, bir gurur ama aksi bir durum olursa, herhalde yaşamımdaki en büyük enerjiyi kaybederim.

Sabah