Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığının 2022 yılı bütçesinin sunumunda, enerji ve madencilik politikalarını bütüncül, öngörülebilir, sürdürülebilir ve yeşil kalkınma öncelikli stratejiyle ele aldıklarını ifade etti.

Eylül sonu itibarıyla elektrik enerjisi kurulu gücünün 98 bin 789 megavata ulaştığını aktaran Dönmez, son 20 yıllık tüketim verilerine göre elektrik tüketiminde yıllık ortalama yüzde 5 artış olduğunu söyledi.

Dönmez, 2000'li yıllarda 130 milyar kilovatsaat seviyelerinde olan elektrik tüketiminin, geçen yıl 306,1 milyar kilovatsaate ulaştığına dikkati çekerek, "2021 yılı tüketimimizin de geçen yıla göre yaklaşık yüzde 8 artış göstermesini öngörüyoruz. Bu tüketim artışı hayata geçirilen yatırımlar ve zamanında alınan tedbirlerle sorunsuz şekilde karşılanmış olup, bu alanda arz güvenliğimiz tahkim edilmiştir. Yılın 9 ayında üretilen elektriğin yaklaşık yüzde 37'si yenilenebilir enerji kaynaklarından, yüzde 31'i kömürden, yüzde 32'si doğal gazdan, geri kalanı ise diğer kaynaklardan sağlandı. Yerli ve yenilenebilir kaynakların payı yüzde 52 olarak gerçekleşti." değerlendirmesinde bulundu.

Bu kapsamda rüzgar enerjisi kurulu gücünün 10 bin 167 megavata ulaştığını belirten Dönmez, şöyle devam etti:

"Güneş enerjisi kurulu gücü ise 7 bin 534 megavat seviyesine gelmiştir. Türkiye hidroelektrikte 31 bin 447 megavat kurulu güçle dünyada ilk on ülke arasında olup, 2020'de Çin'den sonra en yüksek hidroelektrik kapasitesini devreye alan ülke olduk. Jeotermal enerjide toplam küresel kurulu gücün yüzde 11,5'ine sahip olan ülkemiz dünyada dördüncü, Avrupa'da ise ilk sıradadır. Rüzgar enerjisinde Avrupa'da yedinci, dünyada on üçüncü, güneş enerjisinde ise Avrupa'da sekizinci, dünyada on altıncı sırada yer alıyoruz. Sadece 2020 yılında devreye aldığımız yenilenebilir enerji kurulu gücü, 24 Avrupa ülkesinin toplam yenilenebilir enerji kurulu gücünden fazladır."

Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, kömürün dünya birincil enerji arzında yüzde 26,8, elektrik üretiminde ise yüzde 36,7 paya sahip olduğuna işaret eden Dönmez, linyit rezervinin 19 yılda yüzde 135 artarak 19,5 milyar tona ulaştığını, taş kömürü dahil toplam kömür rezervinin ise 21 milyar tonun üzerine çıktığını bildirdi.

Dönmez, yerli kömür kaynaklı elektrik kurulu gücünün eylül sonu itibarıyla 11 bin 336 megavata ulaştığına dikkati çekerek, 2020 yılında 89 milyon ton yerli kömür üretimiyle ekonomiye 7 milyar liralık katkı, yan sektörlerle birlikte 120 bin kişiye de istihdam sağlandığını söyledi.

2000'li yıllarda sadece 5 şehirde doğal gaz kullanıldığını anımsatan Dönmez, "Bugün 81 ilimizin tümüne ve 604 ilçe ve beldemiz ile 171 OSB'ye doğal gaz ulaştırılmış durumdadır. 2000'li yıllarda 1,3 milyon olan doğal gaz abone sayısı 17,9 milyona çıkmış olup ülkemiz nüfusunun yüzde 82'sine doğal gaz kullanım imkanı sunularak doğal gazdan aktif olarak faydalanan nüfus 56 milyona çıkarılmıştır. Her bir vatandaşımızın doğal gaz konforunu yaşaması adına mümkün olan bütün yerleşim yerlerine doğal gaz ulaştırmayı hedefliyoruz. 2021-2026 döneminde 367 yerleşim yerine daha doğal gaz arzı sağlanacağının müjdesini de vermek isterim." ifadelerini kullandı.

Yıllık doğal gaz tüketiminin bu yıl geçen yıla göre yüzde 22 artışla 60 milyar metreküp seviyelerine yakın olmasını beklediklerini belirten Dönmez, bu tüketim artışına rağmen doğal gazda arz güvenliğinin sağlandığını kaydetti.

Hidrokarbon arama ve mevcut üretimi artırma çalışmalarına ilişkin de bilgi veren Dönmez, "Deniz alanlarımızda milli gemilerimizle 15 sondaj tamamlanmıştır. Kara alanlarımızda ise 9 ayda 99 arama, üretim ve tespit kuyusu açılmış olup, yaklaşık 224 bin metre sondaj yapılmıştır. Karadeniz'deki doğal gaz keşfimizin yanı sıra 2021'de kara alanlarında gerçekleştirilen 26 yeni keşifle yaklaşık 60 milyon varil petrol eşdeğeri rezerv ülkemize kazandırılmıştır." dedi.

Türkiye'yi nükleer güç santraline sahip ülkeler arasına katmak için çalışmalara devam ettiklerini anlatan Dönmez, tamamlandığında Türkiye'nin yıllık elektrik talebinin yüzde 10'unu tek başına karşılayabilecek Akkuyu Nükleer Güç Santralinin (NGS) ilk ünitesini 2023'te, diğer üniteleri de birer yıl arayla 2026 yılına kadar devreye alacaklarını kaydetti.

Akkuyu NGS ile yıllık 35 milyon ton karbondioksit salımının engellenmiş olacağını ifade eden Dönmez, Akkuyu NGS projesi dışında iki NGS daha kurulmasına yönelik çalışmalara da devam ettiklerini vurguladı.

Türkiye'yi enerji teknolojilerinde merkez ülke haline getirdiklerini ve yenilenebilir enerjide yerli teknoloji gibi şartlarla yatırımcıları Ar-Ge ve inovasyona yönlendirdiklerini ifade eden Dönmez, "Yeni YEKA projeleri kapsamında 2 bin megavat RES ve 2 bin 500 megavat GES olmak üzere toplam 4 bin 500 megavat kapasiteye sahip YEKA yarışmaları gerçekleştirilecektir." diye konuştu.

Elektrikli araçlardan kaynaklı talebin karşılanması ve şarj hizmetinin aksamaması için Bakanlığın görev ve yetki alanına giren konulardaki çalışmaları özenle yürüttüklerini vurgulayan Dönmez, "Enerji politikalarının etki analizlerinin yapılması amacıyla çeşitli modelleme araçlarıyla 50 yıllık uzun dönemli enerji senaryo çalışmaları yapılmaktadır. Temiz enerji kaynağı olan hidrojenin enerji sistemimiz içinde yer almasına yönelik çalışmalara başladık." ifadelerini kullandı.

Dönmez, enerji yatırımları için oldukça önemli olan fiyat sinyallerinin sağlıklı oluşabilmesi ve girişimcilerin yatırımlarını daha kolay ve hızlı faaliyete geçirebilmesi için öngörülebilir rekabetçi piyasaların oluşturulmasının önemine işaret etti.

Enerji ve madencilik yatırımlarında bürokrasinin azaltılarak süreçlerin kısaltılması, enerji piyasalarının etkinliğinin ve kapsamının artırılması, piyasalarda şeffaflık ve finansal öngörülebilirliğin geliştirilmesi gibi hedefler doğrultusunda birçok gelişme kaydedildiğini belirten Dönmez, "Enerji sektöründe cari fiyatlarla 100 milyar doların üzerinde yatırım gerçekleştirilmiş, 2002'de elektrik enerjisi üretiminde yüzde 40 olan özel sektörün payı yüzde 81'e gelmiştir. 2021'in 9 ayında fiziksel elektrik ticaretinin yüzde 42,1'i Enerji Piyasaları İşletme AŞ bünyesindeki spot piyasalarda gerçekleşmiştir. Bu dönemdeki spot piyasaların ticaret hacmi 65,42 milyar liraya ulaşmıştır." dedi.

Fatih Dönmez, Kovid-19 salgınının ardından gelen ekonomik toparlanmayla güçlü talep artışı oluştuğunu, buna karşılık üretimde yaşanan aksaklıklar, navlun maliyeti başta olmak üzere tedarik ayağındaki sıkıntılar, yeşil enerji dönüşümü kapsamında hidrokarbona yönelik yatırımların azalması, mevcut yenilenebilir enerji kapasitesinin talebi karşılayamaması gibi nedenlerle dünya genelinde petrol, doğal gaz, kömür, elektrik, gibi enerji emtia fiyatlarında önemli artışlar yaşandığına dikkati çekti.

Avrupa genelinde enerji emtia fiyatlarının eşi görülmemiş şekilde yüksek seviyelere ulaştığını vurgulayan Dönmez, bu dramatik artışlar neticesinde Avrupa enerji piyasalarında sorunlar yaşanmaya başlandığını söyledi.

Bu enerji krizinin sadece enerji değil, finansal piyasaları ve ülkelerin enerji politikalarını da etkilemesinin öngörüldüğünü aktaran Dönmez, küresel enerji hammadde fiyatlarında yaşanan şok artışlara karşı vatandaşları korumak amacıyla, maliyetin yaklaşık yarısının devlet tarafından üstlenildiğini belirtti.

Bir diğer önemli hususun akaryakıt fiyatları olduğunu dile getiren Dönmez, "Küresel piyasalardaki fiyat artışlarının doğrudan vatandaşlarımıza yansımasını önlemek adına, devletimizin 2021'de 50-60 milyar lira aralığında bir vergi alacağından vazgeçmesi öngörülüyor. Bu sayede, 2021 yıl başından itibaren ham petrol fiyatları Türk lirası bazında yaklaşık yüzde 117 yükselirken, vatandaşlarımıza sunulan akaryakıt fiyatlarında ortalama yüzde 17 arttı." diye konuştu.

Dönmez, enerji fiyatlarında ve talebinde yaşanan artışa karşın gerçekleştirdikleri altyapının güçlendirilmesi çalışmalarıyla değişen şartlara karşı ülke olarak güçlü bir konumda bulunduklarının altını çizdi.

Bu kapsamda uluslararası boru hatlarının, yeraltı doğal gaz depolama, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ve Yüzer LNG Depolama ve Gazlaştırma Ünitesi (FSRU) tesisleri gibi sistemi ciddi oranda besleyen kaynaklara sahip olduklarını ifade eden Dönmez, şöyle devam etti:

"Yeraltı doğal gaz depolarımızın dörtte üçü dolu olup, kış aylarına bu depolar tam dolu olarak gireceğiz. Uzun dönemli anlaşmalar ile temin ettiğimiz doğal gazla birlikte kış aylarında artacak talebin karşılanması adına ek kaynak görüşmeleri de yürütülmekte olup, bu kapsamda Azerbaycan ile 3 yıl boyunca toplam 11 milyar metreküplük tedarik antlaşması imzalanmıştır. Arz güvenliğimiz adına gerekli aksiyonları proaktif şekilde alarak sayılarını ve kapasitelerini artırdığımız doğal gaz ve LNG giriş noktalarımız ile tek kaynağa bağımlılık oranımız düşürülmüş olup, bu kış herhangi bir arz sorunu yaşanmasını beklemiyoruz."

Dönmez, Paris Anlaşması'nın Mecliste onaylanması doğrultusunda halihazırda uygulamakta oldukları karbonsuz enerji kaynaklarının portföy içindeki payının artırılması politikalarına devam edecekleri bilgisini verdi.

Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı'na göre 2017-2020 arasında enerji verimliliği kapsamında yapılan toplam 4 milyar 783 milyon dolar yatırımla yıllık 3,2 milyon ton eşdeğer petrol enerji tasarrufu sağlandığını kaydeden Dönmez, "Sanayi sektöründeki verimlilik artırıcı projelerin desteklenmesi tüm hızıyla devam etmektedir. 2021 eylül sonu itibarıyla toplam 339 projeye 46,4 milyon lira destek verildi. Bu projeler sayesinde yıllık 135 milyon lira karşılığı olan enerji tasarrufu sağlandı." dedi.

Dönmez, madencilik sektörünün gayri safi yurt içi hasıla içindeki payının yılın ilk yarısında yüzde 1,4 olarak gerçekleştiğini, yıl sonunda ise yüzde 1,9'a yükselmesini öngördüklerini ifade etti.

Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalarla son 19 yılda yaklaşık 11,2 milyar ton kömür, 24 bin ton uranyum, 7 bin 724 ton toryum, 263 milyon ton mermer, 20,7 milyar ton sodyum sülfat ve 243 bin ton nadir toprak elementi rezervi keşfedildiğini aktaran Dönmez, toplam metal altın rezervinin ise 1890 tona ulaştığını bildirdi.

Dönmez, 2002 yılında yaklaşık 700 milyon dolar olan maden ihracatının 2020 yılında 4,27 milyar dolar, 2021 yılı eylül ayı itibarıyla ise 4,4 milyar dolar olduğunu vurgulayarak, "Maden ihracatımızın yıl sonunda 6 milyar dolar olarak gerçekleşmesini bekliyoruz." ifadesini kullandı.

Salgına rağmen 2020 yılında altın üretiminde 42 ton üretimle rekor kırıldığını aktaran Dönmez, "Böylece ekonomimize 2,4 milyar dolarlık bir katkı sağlanmıştır. Hedefimiz yeni sahaların da devreye girmesiyle 5 yıl içerisinde yıllık 100 ton altın üretimine ulaşmak ve yurt içindeki altına olan talebin en az yarısını yerli üretimden karşılamaktır." diye konuştu.

Dönmez, madencilik sektörünün daha sürdürülebilir bir yapı kazanması için bürokrasiyi azaltan ve yatırımcıların işini hızlandıran "e-Maden Projesi" uygulamasının bütün modüllerinin tamamlandığını, yatırımcılar tarafından aktif olarak kullanıldığını söyledi.

Maden ocaklarının denetimi, çalışanların eğitimi, kullanılan makine ve ekipmanların standart hale getirilmesi ile ilgili faaliyetlere yönelik çalışmaların da devam ettiğini belirten Dönmez, "Çağın getirdiği teknolojik imkanlardan en üst seviyede faydalanılarak maden sahalarında drone ile denetim dönemini başlattık. Bu kapsamda, 105 maden sahasının denetimi insansız hava araçları ile yapılmıştır." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin dünya bor rezervinin yüzde 73'üne sahip olduğunu vurgulayan Dönmez, şunları kaydetti:

"Eti Maden 2020 yılında dünya bor pazarının yüzde 57'sine hakim konuma gelmiştir. Eti Madenin, 2002 yılında 436 bin ton olan rafine bor ürünleri üretimi 2018 yılında 2 milyon 433 bin tona ulaşmış olup, 2020 yılında salgın koşullarına rağmen 1 milyon 670 bin ton olarak gerçekleşmiştir. Salgın sonrasında bu yıl 2,6 milyon ton satış rakamına ulaşarak rekor kırmayı ve küresel pazarın yüzde 62’sine hakim olmayı hedefliyoruz. Bor mineralinden katma değeri yüksek uç ürün üretilmesine yönelik olarak Bor Karbür üretim tesisi inşasına başlanmış olup, 2022 yılı içinde tamamlanacaktır."

Dönmez, yılda 600 ton kapasiteli Lityum Karbonat Üretim Tesisi'nin kurulması için de çalışmaların sürdüğünü belirterek, "2022 yılı içerisinde tesisin yapım ihalesinin gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Bununla birlikte, Ferrobor ürünü için 500 ton/yıl kapasiteli üretim tesisinin ihale süreci devam etmekte olup, yıl sonuna kadar sözleşmenin imzalanmasını hedefliyoruz." diye konuştu.

Yer altı kömür madenlerinde çalışan işçilere sağladıkları desteğe ilişkin Dönmez, "Destek ödemesi yapılan işletme sayısı 79'a çıkarılmıştır. 2021 yılı için 180 milyon 855 bin 993 lira ödeme gerçekleştirilmiş olup, bugüne kadar toplamda 549 milyon 953 bin 258 lira destek ödemesi yapılmıştır." değerlendirmesinde bulundu.

Dönmez, bakanlık olarak MTA, MAPEG, TENMAK, EPDK, NDK dahil olmak üzere 2022 yılı bütçesinin 7 milyar 707 milyon 842 bin lira olduğunu bildirdi.

Komisyonda sunum yapan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Mustafa Yılmaz da eylül itibarıyla elektrik piyasasında ön lisans hariç 2 bin 328, doğal gaz piyasasında 336, petrol piyasasında 13 bin 660 ve LPG piyasasında 11 bin 307 lisanslı oyuncu bulunduğunu söyledi.

Türkiye'nin bölgesel bir ticaret merkezi olma hedefine katkı sağlamayı amaçladıklarını vurgulayan Yılmaz, "Elektrik piyasasında verilen lisanslar kapsamında bugüne kadar özel sektöre ait yaklaşık 55 bin 315 kurulu gücündeki yeni kapasite sisteme dahil edildi. Lisanssız kapasitemiz ise 7 bin 348 megavata ulaştı. Son 19 yılda yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı kurulu gücümüz yüzde 335 artarak 12 bin megavattan 52 bin megavata ulaştı." ifadelerini kullandı.

Yılmaz, petrol piyasasında ise bugün itibarıyla 6 rafinerici lisansı bulunduğuna dikkati çekerek, Türkiye'nin yıllık 41 milyon tonluk ham petrol işleme kapasitesiyle birlikte rafinaj konusunda önemli bir merkez haline geldiğini kaydetti.