Hava sıcaklıklarının düşmesine bağlı olarak ticari araçlar için kış lastiği zorunluluğu ay başında yürürlüğe girdi. Özellikle sıcaklıklarının 7 derecenin altına indiği durumlarda yaz lastiklerine kıyasla yola daha iyi tutunma sağlayan ve fren mesafesini de önemli ölçüde kısaltan bu lastikler, sahip olduğu teknoloji sebebiyle de yaz lastiğinden yaklaşık yüzde 15 daha yüksek fiyat etiketi ile satılıyor.



Öyle ki, Avrupa Lastik ve Kauçuk Üreticileri Derneği (ETRMA) verilerine göre, 90 km hızla giderken kış lastiğinin fren mesafesi yaz lastiğine göre soğuk yol yüzeyinde yüzde 10 daha kısa (1 binek araç boyu), 50 km hızla yüzde 18 daha kısa (2 binek araç boyu) olarak açıklanıyor. 



Fakat, bu kış söz konusu lastiklerde geçen yıla göre yüzde 40'ı aşan fiyat artışları dikkat çekiyor. 

ÖLÇÜ BÜYÜDÜKÇE FİYATLAR DAHA HIZLI ARTIYOR

Fiyat değişimlerine yakından baktığımızda ise, Türkiye'de en çok tercih edilen lastik ölçülerinden biri olan 205-55-R16 için, bu yıl yüzde 17 daha fazla ödeme yapmak gerektiği görülüyor.



İşin ilginç yanı, jant ve lastik boyutu büyüdükçe, 1 yıl içindeki fiyat artışının da yükselmesi dikkat çekiyor. Öyle ki, 245-45-R17 ölçüsüne sahip bir kış lastiğinin, bu kış 2018'e göre yüzde 32 oranında pahalılaştığı anlaşılıyor.

Satın alınacak lastik ve jant ölçüsü 255-35-R18 olarak belirlendiğinde ise, tablo daha dramatik bir hale geliyor.

Buna göre, söz konusu ölçüdeki bir kış lastiğinin satış fiyatı geçen yıl bin lira seviyesindeyken, aynı lastik için bu yıl bin 452 TL ödemek gerekiyor. Rakamlar, 255-35-R18 ölçülerindeki kış lastiğinin bir yıl içinde yüzde 42 zamlandığını ortaya koyuyor.

Ortaya çıkan tablodaki fiyat artışlarının nedenlerini ise iki yerli üreticinin üst düzey yetkililerine sorduk. 

'ARADAKİ FARK CAN KAYBINDAN ÖNEMLİ DEĞİL'

Kış lastiği fiyatlarında görülen fiyat artışlarının, enflasyon, kur ve üretim maliyetlerindeki artıştan kaynaklandığını belirten Brisa Pazarlama Direktörü Evren Güzel, maliyet artışlarının tüketicileri minimum düzeyde etkileyecek şekilde fiyatlara yansıtıldığını vurguladı. 

Kış şartlarına uygun özel sırt karışımı, lastiğin sırt bölgesinin kalınlığı ve güvenli sürüş için lastiğin yapısındaki ilave malzemelerin kış lastiğini yaz lastiğine göre daha pahalı getirdiğine değinen Güzel, "Ancak kış lastiklerinin kullanılması ile önlenen muhtemel can ve mal kaybı, aradaki fiyat farklarından daha önemli" dedi.



Artan fiyatlara rağmen tüketicilerin premium markalardan alt segment markalara geçmediğini de belirten Evren Güzel, "Marka tercihinde fiyat, kampanya ve promosyon önemli bir konu. Ancak tüketim konusunda kullanıcının deneyimlediği ürünlere eğilimli olduğunu, sonrasında da fiyat ve promosyon konusuna göre önceliklendirme yaptığını görüyoruz" diye konuştu.



Brisa Pazarlama Direktörü Güzel, binek otomobili kullanıcılarının da kış lastiğine karşı ilgisinin arttığını belirterek, "2012’de kış lastiğiyle ilgili yönetmeliğin ticari araç lastikleri için hayata geçmesiyle ve 2013’teki uygulamalarla beraber, araç sahiplerinin farkındalıklarının önemli oranda arttığını ve zorunluluk getirilmeyen segmentlerde de kış lastiği kullanımının arttığını gördük. Bu doğrultuda, 2012’de yüzde 15-18 aralığında olan binek ve hafif ticari araç segmenti içinde kış lastiği kullanım oranlarının büyük ölçüde arttığını görüyoruz. 2012 yılındaki yönetmelikle beraber Türkiye’deki kış lastiği kullanım oranı, İtalya gibi birçok Avrupa ülkesini geride bıraktı. Ancak halen gidecek çok yolumuz bulunuyor" ifadesini kullandı.

'HAMMADDENİN YÜZDE 70'İ İTHAL'

Kış lastiklerindeki fiyat artışlarının nedenlerini, diğer bir yerli lastik markası Petlas'ın sahibi AKO Grup'a da sorduk. 



Ako Grup Pazarlama Müdürü Erkal Özürün, lastik endüstrisinde kullanılan hammaddelerin yüzde 70 oranında ithal emtialardan oluştuğunu ve döviz kurlarındaki değişimlerin fiyatlara yansıdığı bilgisini paylaştı.



Özürün, "2018 yılı Ağustos ayında döviz kurlarında yaşanan artış, tüm ithal ürün ve emtialarda olduğu gibi, lastik hammaddeleri üzerinde de etkisini gösterdi. Bu etkinin bir yansıması olarak, geçen yılki kış lastiği fiyatlarında yaklaşık yüzde 40 oranında bir artış meydana gelmişti. 2019 yılında ise, enflasyon paralelindeki yansıma fiyat artışlarında etkili oldu" diye konuştu.

Erkal Özürün, önümüzdeki döneme ilişkin olarak da, "Döviz kurlarında büyük boyutlu bir oynaklık olmadığı sürece, fiyatların orta vadede bu düzeyde stabil kalacağını ön görüyoruz" dedi.