İbn Haldun Üniversitesi ve Borsa İstanbul iş birliğinde düzenlenen "Kurumsal Yönetim ve Sürdürülebilirlik Sürecinde Bağımsız Denetim" etkinliği Borsa İstanbul'da gerçekleştirildi.

Programın açılışında konuşan Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Gönen, Borsa İstanbul'un sürdürülebilirlik konusunda öncü bir kurum olduğunu söyledi.

2014 senesinden beri Sürdürülebilirlik Endeksi bulunduğuna işaret eden Gönen, şunları kaydetti:

"Borsa İstanbul'un ilk 50 şirketi sürdürülebilirlik kriterlerinde reyting almak zorunda, sürdürülebilirlik kavramını Türkiye'ye yaymak için böyle bir şartımız var. İlk 100 şirkete de bunu yaymaya çalışıyoruz. Konu Türkiye'de de daha bilinir oldukça bunu ilerleteceğiz. Borsaya gelmek için bir gün belki, sürdürülebilirlik kriterinden geçmiş olmak gerekecek, amacımız, hedefimiz bu. Borsa olarak, genel olarak Türkiye'deki finansal mimarideki sürdürülebilirlik alanında oldukça çalışmamız var. 'Daha sürdürülebilir, sağlam, iyi bir finansal mimari nasıl olabilir?', buna kafa yoruyoruz.

Türkiye'de biraz daha ortaklık kültürünü içeren, borçtan çok ortaklığa dayalı bir finansal mimari daha sağlıklı. Bunu yapmak için en önemli şey güven. Bizim borsadaki şirketlerimize, kurumların denetimlerine, ülkemize biraz daha fazla güvenerek, ortaklığa açık, daha az borçlu bir sistem kurabileceğimizi düşünüyoruz."

Gönen, Borsa İstanbul olarak yaptıkları çalışmalar hakkında katılımcılara bilgi verdi.

"SON DÖNEMDE ŞİRKETLERİN DAHA KURUMSAL HALE GELMESİ YÖNÜNDEKİ ÇABALAR ARTTI"

İbn Haldun Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Yılmaz, son dönemde özellikle şirketlerin daha kurumsal hale gelmesi yönündeki çabaların arttığını dile getirdi.

Kurumsal yönetim ve sürdürülebilirliğin, şirketlerin büyümesi ile birlikte daha ivme kazandığına işaret eden Yılmaz, şunları kaydetti:

"Bağımsız denetim, şirketlerin büyüme sürecinde, süreci doğru şekilde yönetebilmek amacıyla çekilen bir MR'a benzetilebilir. Şayet bu MR'ı zamanında çektirip doğru şekilde tahlil edemezlerse, bu durumda şirketlerinin uzun yıllar boyunca devam etmesini sağlamakta sıkıntı çekerler. Bugün şirketlerin performansı değerlendirilirken, artık sadece finansal verilere değil, finansal olmayan verilere de bakılıyor ve entegre rapor adı verilen yeni raporlar hazırlanmaya başlıyor.

Belki de bağımsız denetimin adını artık, entegre bağımsız denetim şeklinde değiştirmemiz gerekiyor. Entegre raporlamayı da belli standartlara oturtmamız gerekiyor. Özellikle Yeni Ticaret Kanunu'nun ortaya çıkması sonucunda bağımsız denetim yapan şirket sayısı neredeyse ikiye katlandı Türkiye'de. 2017 sonu itibarıyla yaklaşık 6 bin 100 şirket bağımsız denetim yaptırmış durumda, bugün yeni getirilen kriterlerle yaptıracak şirket sayısı da sanırım 7 bin 500 8 binlere ulaşacak."

Prof. Dr. Mustafa Kemal Yılmaz, Türkiye'de bağımsız denetim yaptıran şirket sayısının yüzde 8'ler seviyesinde olduğuna dikkati çekerek, bağımsız denetimin kurumsal yönetim ve sürdürülebilirlikle birlikte düşünülmesi gerektiğinin altını çizdi.

Yılmaz, aksi halde bu durumda sadece şirketlerin değil, ülkenin katma değerinin de etkileceğini söyledi.

Etkinlik kapsamında düzenlenen panelde finans sektörü ve reel kesimde "Kurumsal Yönetim ve Sürdürülebilirlik Sürecinde Bağımsız Denetim" konusu masaya yatırıldı.