Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın açıklamaları şu şekilde;

2020 yılının başının itibaren kovid hadisesine ile karşı karşıyayız. BU tarihimizin en büyük krizlerinden. Mart aylarında şöyle bir tablo ortaya çıktı; Nisan mayıs gibi bu problemden kurtulacağız yaklaşımı söz konusu idi DSÖ bunun kolay geçmeyeceğini ifade eden açıklamalar yaptı. Bunun akabinde ülke yöneticileri DSÖ'nün bu açıklamasını eleştirdiler, ama baktığımızda 2020 yılının ikinci çeyreğinden itibaren inanılmaz bir sorun ile karşı karşıya kaldığımız hep birlikte gördük. Küresel büyümeye baktığımızda bir daralma söz konusu. Gelişmiş ülkelere bakınca bu oranın daha artığını görüyoruz. Tedarik zincirlerinde inanılmaz problemler çıktı. Kovid öncesi biz Brexit'i ABD-Çin ticari savaşlarını tartışıyorduk. Kimsenin aklına bu gelmedi.

Ciddi bir genişlemeye gidildi. Özelikle merkez bankaları parasal bir genişlemeye gittiler. Borçlanma tarafına bakınca dramatik bir tablo ile karşı karşıya kaldığımızı görüyoruz. Özel kesimin borçlarının dahil edince 24 trilyon dolarlık bir borçlanmada artış söz konusu. Ciddi bir borçlanma gerçekleşti kovid ile birlikte.

Isınan hava ile birlikte kovidin etkisinin azalacağını düşünüyorduk. Ekonomik boyut değil sosyal boyut açısından da hiç görmediğimiz bir şeyle karşı karşıya kaldık.

Tasarruf oranlarında küresel ölçekte ciddi artışlar söz konusu oldu. İnsanlar seyahat edemiyorsa alışveriş yapamıyorsa neticede bu insanlar bunları tasarruf ettiler ve önümüzdeki süreçte bambaşka bir tablo ile karşı karşıya kalacağız. Ciddi bir ekonomik aktivitede daralma söz konusu oldu. 2021'den itibaren açıkçası güçlü bir büyüme bekleniyor. Küresel ölçekte yüzde 6 oranında bir büyüme bekleniyor. Ekonomik aktivite oldukça canlı. Şu an için diyorum, özellikle sanayii sektörü başta olmak üzere ekonomik aktivitelerin canlı olduğunu söyleyebilirim. Ekonomik canlanma şunu da söylemek istiyorum; 2021 için baz etkisinden kaynaklanan da bir büyüme söz konusu ama bundan sonraki süreçte neler olacak.

Borçlanma devam ediyor. Dünya bu problem ile yüzleşmek zorunda. Ülkeler nasıl bir davranış içerisinde olacak? BU1-2 yıllık süreçte çözülecek değil. Sadece borçlanma değil kalıcı norm şekilleri ile karşı karşıyayız. Turizm ulaştırma sektörlerinde bunları görebiliyoruz. Yarın farklı bir vaka ile karşı karşıya kalmayacağımızın garantisin kimse vermez. BU tür riskler söz konusu.

Dijitalleşme konusunda oldukça iyiyiz. İstediğimiz noktada olduğumuzu söyleyemem ama ciddi adımlar attık . Model fabrikalar bir anlamda oradaki sanayicilerin dijitalleşmesine imkan sağlayan bir altyapı aslında. Uzaktan çalışma yine en yaygın hususlardan bir olacak.

Uzaktan çalışmanın ciddi ölçüde yaygınlaşacağını düşünüyorum. Artık büyük ofisler yerine insanların bulundukları yerden çalışabilecekleri ortamlar her geçen gün artacak.

Yazılık sektörü başta olmak üzere bu alanlara yönelik, nasıl bir hizmetler sektöründeki gibi yoğunluğu önümüzdeki süreçte göreceğiz.

Tedarik zincirlerinde ciddi bir kopuş söz konusu oldu. Örneğin AB ihtiyacını Çin'den temin edemedi. Biz de benzer problemler ile karşı karşıya kaldık. Hem talep hem de arz yönüyle ciddi bir şok ile karşı karşıya kaldık. Artık bölgesel tedarik merkezleri oluşturmak zorundayız anlayışı konuşulmaya başladı. Türkiye konumu ve nitelikli insan altyapısı dinamik nüfusu itibariyle AB ile gümrük birliği anlaşmasının olmasıyla bunlara bütün baktığımız zaman Türkiye büyük bir avantaj sunuyor. Türkiye ürün çeşitliliği itibariyle gelişmekte olan ülkeler arasında en önde yer alan ülkelerden birisi. Biz istediğimiz her şeyi üretebiliyoruz. Türkiye inanılmaz bir ürün çeşitliliği itibarıyla büyü bir kapasiteye sahip.

Biz mümkün olduğu ölçüde kendi ülkelerimizde üretimi sağlayalım. Eğer bunu yapamıyorsak bu Euro bölgesinde bu merkezleri oluşturalım şeklinde bir yaklaşım ortaya çıktı.

Özellikle ocak ayından itibaren biliyorsunuz ABD'nin 10 yıllık tahminlerinde ciddi bir artış oldu. 4 aylık süreçte yüzde 80'lik bir ABD tahvil artışları oldu.

Faizin artmasıyla birlikte gelişmekte olan ülkelere fon akışı neredeyse durma noktasına geldi. 2021'in ilk çeyreğinde gelişmekte olan ülkelere sermaye akımı aşağı yukarı 200 milyon dolar mart ayında bu sermaye akım sadece 10 milyon dolar. Özellikle finansman ihtiyacı olan gelişmekte olan ülkelerin önümüzdeki süreçte zorlanacağını da buradan ifade etmek istiyorum .

Böyle bir süreç, küresel ölçekte önemli bir koordinasyona ihtiyacımız var. G-20 ülkeleri AB ülkeleri uluslararası kuruluşlar. Trump döneminde bu kuruluşluların etkinliği bir ölçüde azalmıştı ABD'nin yeni yönetim ile birlikte yeniden ön plana çıktığın görüyoruz.

Bir başka sorun daha geliyor, faiz artımı ile birlikte. Enflasyon oranlarında da küresel ölçekte bir artış trendine girildiğini görüyoruz.

Kovid sürecini Türkiye nasıl yaşadı buna genel olarak baktığımız zaman, sağlık açısında Türkiye çok başarılı bir sınav verdi. Bu sınavda da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği avantajlar kullanıldı. Çok hızlı şekilde kararlar çıkartılarak sorunun çözülmesi adına ciddi adımlar atıldı. Sağlık sektöründe bazı ülkeler ciddi problemlerle kalırken Türkiye bu alanda en ufak bir sıkıntı ile karşı karşıya kalmadı. Çok başarılı bir sınav verildi. Ben huzurlarınızda Cumhurbaşkanımıza ve Sağlık Bakanımıza teşekkür etmek istiyorum . Hastanelerimizde en ufak bir problem yaşamadan atlattık. Sorun yaşayan vatandaşlarımız oldu tüm dünyada olduğu gibi ama sağlık alanında bu süreci çok başarılı geçirdik. Mart ayı ile birlikte kovid problemi ile karşı karşıya kaldık. Burada bizim için en öncelikli alanlardan biri işgücü piyasasının ayakta kalması. Eğer bu piyasa ayakta kalmazsa mevcut tesisleriniz durursa bunları tekrar aktive etmeniz oldukça zor. Şubat ve nisan döneminde 2,5 milyon vatandaşımız işsiz kaldı. Geçen yıldan bahsediyorum. 2020 Şubat ve Nisan ayı arasında 2,5 milyon vatandaşımız işsiz kaldı. İşsiz sayısını daha da artma eğilimi de söz konusu idi ama çok ciddi tedbirler aldık. KÇÖ ve kredi desteği düzenlemeleri yapıldı. 2020 yılında 1.3 milyon 2019 yılına göre bir istihdam kaybımız olmakla birlikte ama 2021 martına baktığımız zaman 2020'ye göre daha iyi konumda olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Şu an programa koyduğumuz destekler var. KÇÖ var. Lokantalara uyguladığımız destek mekanizmaları var. Sosyal yardımlaşmalara başlatmış olduğumuz destekler var. Esnafa yönelik destekler var. Haziran sonuna kadar yapılacak destekleri dahil ettiğimiz zaman 20-21 yılı için 175,7 milyar liraya tekabül ediyor. Yaklaşık bu kadar bir harcama yapmış olacağız.

Biz kovid vakasının bu kadar uzun süreceğini öngörmemiştik. Oldukça iyi gidiyoruz. İmkanlarımız ölçüsünde vatandaşlarımıza destek vermeye çalışıyoruz. Esnafımız zor günler geçirdi. Sağlık çalışanlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Diğer taraftan işçilerimiz, bugüne kadar konuşmadığımız gece gündüz çalışan işçilerimizin bu kovid sürecinde her türkü fedakarlığı yaptığını görüyoruz. Bir taraftan kamu maliyesi tarafında elimizden geldiğince destek verdik. Gelişmelere bağlı olarak desteklerimiz olabilir. Vatandaşımızın ihtiyaçları bizim için son derece önemli o açıdan destek türlerin baktığımız zaman hepsine teker teker sıralamak istemiyorum ama tüm gelir kesimlerine dokunmaya çalıştık. Bundan sonraki süreçte de desteğimizi sürdüreceğiz.

Dinamik bir süreç bu, gelişmelere bakacağız. KÇÖ'yü haziran sonuna kadar uzattık aşılamanın hızına da bağlı bu tabii salgının seyri vs bunlar önemli. Biz bir an evvel bu problemi aşarız. Salgını seyrinde ciddi bir azalma söz konusu. Dolayısıyla eğer yeni bir şok ile karşılaşırsak hükümet olarak üzerimize düşen görevi alacağız.

2020 yılının büyümesi gerçekten Çin ile birlikte pozitif kapatan ülke olduk. Gelişmelere baktığımız zaman 2020 yılının ilk çeyreğinde talep çekişli bir büyüme görüyoruz. Kovid ile birlikte ikinci çeyrekte yüzde 10'un üzerinde bir küçülme oldu. 2,5 milyon civarında işsiz kalan vatandaşımız söz konusu idi. Bir kredi genişlemesi söz konusu oldu. Bu genişleme ile birlikte güçlü bir iç talep ortaya çıktı, bu taleple birlikte bunun getirdiği bazı enflasyon görünümünü olumsuz etkiledi talebin artması ithalatınızı ve cari açığınız yukarı çekti. Bu yapılmasaydı çok farklı bir tablo ile karşı karşıya kalabilirdik. İç talep ile büyüdüğümüzü görüyoruz. Talep çekişli bir büyüme söz konusu oldu.

Olağanüstü bir tablo ile karşı karşıyasınız. Bu tabloda sizin birtakım önlemler almanız gerekiyor. İç talepteki canlanma sonrası, makro ihtiyati tedbirler alındı. Kredilerdeki 60 aya olan vade eylül ayı itibariyle 36 aya çekildi. Arkasında kasım ayı itibariyle özellikle bu güçlü talebin biraz daha güçlü gitmesi talebiyle bazı tedbirler aldık.

2021 yılı ilk çeyreğinde iktisadi faaliyetler oldukça güçlü. 2021 yılı ilk çeyreğinde kapasite kullanım oranlarında ciddi artışların olduğunu görüyoruz. Oldukça canlı sanayii sektörü baş aktörü oynuyor. 2021 yılının ilk çeyreğine baktığımız zaman yine dış ticaret açısından oldukça canlı olduğunu görüyoruz. Ocak şubat ve mart aylarında her ay rekor kırdık. İlk üç ay 50 milyar dolarlık ihracat gerçekleşti. Yüzde 17'nin üzerinde ihracatta bir büyüme söz konusu. İhracat performansı açısından iyi gidiyoruz. Euro bölgesi bir birim büyüdüğü zaman bizimi ihracatımız 4 birim büyüyor. İlk defa ihracatta 200 milyar doları iaşabiliriz.

2021 yılında bir başka önemli şey; makine teçhizat yatırımlarında ciddi bir artış olduğunu görüyoruz. Sermaye malı ithalatında da ciddi artışlar olduğunu görüyoruz. 2021 yılı oldukça nitelikli sağlıklı ve sürdürülebilir bir yıl olacak.

Dış talebin artması demek sizin daha çok üretip ihracat yapmanız demektir. Çok daha dengeli bir yıl olacaktır. Çok önemsiyorum. 2021 yılın özetleyecek olursak, iç ve dış talebin dengede olduğu fiyat istikrarının özellikle gözetildiği, nominal talebin başarılı bir şekilde yönetildiği ve bizim yapısal reformlarımızın desteklediği bir büyüme olacak. Biz bu büyümeye yapısal reformlarımızla ciddi bir destek vereceğiz.

Riskler de var fırsatlar da var. Risk diyebileceğimiz bir şey vaka sayılarının seyri ve aşılama hızı son derece önemli. Bizim yaz döneminde turizm alanındaki performansımız aşılama ve kovid vakalarına bağlı olacak. Kapanma nedenlerinin başında yer alıyor.

Bayram sonrası vaka sayılarında bir düşüş söz konusu olur ve biz turizm sezonuna rahat gireriz. Bazı ülkeler belirli kriterler koydular o kriterleri sağlamanız gerekiyor. Sağlık Bakanımız ile dün kısa bir görüşme gerçekleştirdik. 8-9 bin seviyesine inilmesi turizmin önün açacak gibi gözüküyor. Vaka sayısının azalması vatandaşlarımıza hep söylediğimiz maske mesafe kurallarına uymasını önemli görüyorum.

ABD çok hızlı toparlanıyor Çin aynı şekilde, Euro bölgesi ilk çeyrekte biraz ağır yaşadı. Aşılama hızına baktığımız zaman AB ülkelerinde de olumlu gidişatın olduğunu görüyoruz. Bu bize ihracat performansımızın daha da olumlu yansıyacak. 2021 yılında büyümenin yarıya yakınını dış ticaret tarafından alacağız.

İlk çeyrek için şöyle düşünüyorum; 5-6 bandında olabilir. İkinci çeyrekte baz etkisi ile birlikte çift haneli bir büyüme göreceğiz. Yılın geneline bakınca ben 5'in üzerinde bir büyüme gerçekleşeceğini düşünüyorum. Türkiye açısından küresel büyüme bizim büyümemize olumlu etki edecek.

Tek bir nedene bağlamak mümkün değil. Orta vadede arz talep sorunu. Eğer talebinizi karşılayacak, dengesizlik söz konusu ise ya arzı artıracaksınız ya da talebinizi kısacaksınız. Enflasyonla ilgili yapısal sorunlarımız var. Gıda sektöründe yaşanan sıkıntılarımız var. Yine fiyat istikrar komitesi kuruyoruz, yapısal sorunlara yönelik olarak. Geçtiğimiz haftalarda bir büyükelçi ziyaret etti, fiyat istikrar komitesi deyince dedi ki bana "Siz fiyatları mı kontrol etmek istiyorsunuz?" dedim hayır Türkiye liberal bir ekonomi. Her bir sorunun Merkez Bankası'nın temel görevi fiyat istikrarını sağlamak ama bazı alanlar vardır ki bunu para politikasıyla çözemezsiniz. Arzda yaşanan problemler var. Burada şunu ifade etmek istiyorum, bu yapısal sorunların çözümü noktasında ekonomi reform konusunda kapsamlı tedbirlerimiz var bunları teker teker uygulamaya başlayacağız. Metal fiyatları yüzde 66 arttı, gıda fiyatları yüzde 30'a yakın arttı. Petrol fiyatlarında yüzde 94-95'lik bir artış söz konusu. Nispeten şu anda bu talep şu anda azalmış, iç talepteki hız azalmış durumda. Diğer taraftan birikimli döviz kurumu etkisi var. Bunları bir bütün olarak aldığımız zaman enflasyon problemi ile karşı karşıyayız. Bizim temel problemimiz büyümenin finansmanı. Sizin iç tasarrufunuz yatırım talebini karşılamıyorsa bunu dış tasarruflardan karşılayacaksınız. Nedir bu aslında tasarruf yatırım açığı bunun anlamı nedir cari açık. Kalkınmanın öncelikleriyle büyümenin finansmanı açısında bir denge oluşturulması gerekiyor. Bunu biz sağlamakla yükümlüyüz. Cari açığı azaltmak için yapmamız gereken şey mutlaka özellikle bizim ithal etmiş olduğumuz yatırım malı üretimlerini Türkiye'de gerçekleştirmemiz. Orta ve uzun vadede dışa bağımlılık azalacak.

Kaynak: CNN