Böylece devlet az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alacak. Kurumlar vergisi ve KDV gelirlerini azaltan indirim, istisna ve muafiyetler gözden geçirilecek ve gereksiz olanlar kaldırılacak. Ek vergi getirmese bile beyan sistemi geliştirilecek. Mükellef haklarını savunacak İcra Kurulu oluşturulacak.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın açıkladığı "Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları 2019"un vergi ayağı de önemli düzenlemeleri içerdi. Albayrak'ın açıkladığı en önemli madde yüksek gelir gruplarından daha adil vergi alınacağı açıklaması oldu. Yılın en önemli reformlarından birinin vergi dönüşümü olacağını açıklayan Albayrak, "Vergi Konseyi gibi, toplumun tüm kesimlerinin içinde olduğu, çok kapsamlı bir ekip ile bu reformu hazırlıyoruz. 3 başlıkta temel detaylarını burada bugün sizinle paylaşmak isterim. Birincisi yeni mimari. Yeni Vergi mimarimizde, İstisna ve muafiyetleri azaltacağız. Kurumlar Vergisi´ni kademeli olarak düşüreceğiz. Daha adaletli bir vergi sistemi için, gelire göre artan oranlarda vergilendirmeyi sağlayacağız" dedi. Bakan Albayrak'ın adını andığı Vergi Konseyi'nde yapılan çalışmalarda özellikle Türkiye'nin rakibi olan ülkelerin Kurumlar Vergisi oranının yüzde 10'lara kadar indirildiği özellikle yatırım çekebilmek için Türkiye'nin kurumlar vergisi oranını daha rekabetçi hale getirmesi gerektiği belirtiliyor. Bunun için öncelikle geçici madde ile yüzde 22'ye çıkan oranın eski hali olan yüzde 20'ye inmesi ardından kademeli olarak indirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca asgari ücretliler başta olmak üzere düşük gelir gruplarından ya hiç vergi alınmaması veya çok düşük oranlı vergi alınması gerektiği dile getiriliyor.

EV ALIP SATANLAR İLE FUTBOLCULAR DİKKAT

İndirim ve istisnaların azaltılması konusunda kamuoyunda en önemli tartışma konusu ev ve arsa gibi gayrimenkullerin 5 yıl elde tutulduktan sonra satılması halinde vergiden istisna tutulması konusuydu. Ayrıca hem kurumlar vergisi hem de gelir vergisinde sayısız indirim ve istisnalar bulunuyor. bunların başında da örneğin futbolculara sağlanan gelir vergisi istisnası geliyor. Milyon dolar kazanan futbolcular sadece yüzde 15 gelir vergisi ödüyor.

EK VERGİ YÜKÜ OLMADAN BEYANNAME

Bakan Albayrak'ın açıkladığı diğer önemli düzenleme beyannamenin yaygınlaştırılması. Beyannemenin yaygınlaştırılması illa vergi yükünün artacağı anlamına gelmiyor. Böylece herkes belge alan veya belge veren duruma duruma geleceği için kayıtdışılığın önüne de geçilecek. Tüm vatandaşlar kayda girmiş olacak. Diğer şirket ve kişilerin kayıtdışı işlemleri çapraz kontroller ile önlenecek. Albayrak konuyla ilgili olarak "Özellikle beyannameyi yaygınlaştıracak ve gelir artışlarının sağlayacağı potansiyel ile dolaylı vergileri azaltıp, dolaysız vergileri artırarak verginin tabana yayılmasını sağlayacağız" dedi.

Vergi Dönüşümünde ikinci başlığın 'Kayıtdışılık ile Mücadele´ olduğunu belirten Albayrak "Gönüllü uyum adı verilen bir sistem ile mükelleflerin beyanlarının esas olduğu ve ilk inceleme sonrasında sorun görülmediği takdirde süreçlerin tamamlandığı sadeleştirilmiş bir süreci hayata geçireceğiz" diye konuştu.

İSTİHDAM OLUŞTURMA HEDEFİ

Albayrak ayrıca "Yeni Vergi Mimarimiz, dünyada çağdaş vergi reformlarının önceliklerinden olan, 'İstihdam oluşturma´ hedefine üzerine oturacaktır. Ayrıca İş yapma kolaylığı endeksindeki bulunduğumuz seviyeyi, atacağımız bu adımlarla daha da yukarıya çıkaracağız. Girişimciliğin ve yeni iş kurmanın kolaylaştırılmasını sağlayacağız" dedi.

"Ayrıca sahte ve yanıltıcı belge ile mücadele için, etkin yaptırım, teknik çözüm, e-fatura ve e-faturanın eş zamanlı takibi, benzersiz kodlu mal hareketi takip sistemi ile kayıtdışılığa karşı etkin bir yapıyı devreye almış olacağız.

MÜKELLEF HAKLARI DA KORUNACAK

"Vergi Dönüşümüzde önemli gördüğümüz bir diğer alan da Mükellef Hakları olacak. Mükellef dostu bir vergi sistemi ile, süreçlerin başarısını artıracağız. Bu kapsamda, Mükellef Hakları İcra kurulu kuracağız. Mükelleflerin, vergi süreçlerindeki beyanları ile ilgili yazılı destekleri devreye alacağız. Mükellef Memnuniyetini düzenli ve sürekli olarak ölçecek, süreçlerdeki eksikleri anında tespit edeceğiz.

Ayrıca mükellef hakları bildirgesinin bağlayıcı hale gelmesini sağlayacağız. İşte bu adımlarla, aslında bir hedefin de altyapısını çok sağlam adımlarla hayata geçirmiş olacağız. O da ulaşmak istediğimiz, Sürdürülebilir Büyüme ve İstihdam olacak. İhracata dayalı, yüksek katma değer ve teknolojik üretimi önceleyen bir ekonomiyi tesis edeceğiz. Gerek güçlü tasarruf ile, gerek bankacılık sisteminin aktif kalitesindeki düzelme ile gerekse de üretim odaklı finansman ile bu büyümenin finansman altyapısını sağlayacağız.

KIDEM TAZMİNATI FONU NASIL İŞLEYECEK?

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, yapısal dönüşüm adımları kapsamında kıdem tazminatı reformunu gerçekleştireceklerini söyledi. Albayrak'ın açıklamasıyla kıdem tazminatı fonu çalışmaları yeniden start aldı. Milyonlarca işçiyi ilgilendiren kıdem tazminatı fonuyla ilgili pek çok soru cevap bekliyor. Bunların başında fona işçi ve işverenden ne kadar kesinti yapılacağı, fondan paranın ne kadar zamanda çekilebileceği, fona devlet katkısı ve garantisi olup olmayacağı soruları geliyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, güçlü bir tamamlayıcı emeklilik sistemini hızla hayatı geçirmeyi planladıklarını vurguladı.

Albayrak, tamamlayıcı emeklilik sisteminin bir parçası olarak kıdem tazminatı fonunun hayata geçirileceğini belirtirken, çalışanlardan ve işverenden yapılacak kesintilerin bireysel emeklilik sistemi (BES) ile entegre kıdem tazminatı fonunda toplanacağını ifade etti.

Albayrak, 2020 yılından itibaren fonu hayata geçirmeyi hedeflediklerine dikkat çekerek, "Bu yeni yapıyla birlikte 5 yılda, sistemde biriken fonların milli gelirin yüzde 10'unun üstüne çıkacağını öngörüyoruz. Oluşturacağımız sistem tüm ana paydaşlara, yani çalışanlara, işverenlere ve devletimize katma değeri en yüksek olacak şekilde oluşturulacaktır' dedi.

2017'DE RAFA KALKMIŞTI

Kıdem tazminatı fonu kurulmasına ilişkin bundan önceki en somut çalışma 2017 yılında Mehmet Müezzinoğlu'nun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı döneminde gündeme geldi.

Müezzinoğlu, işçi ve işveren kesiminin temsilcileriyle peş peşe toplantılar yaptı. O tarihte TÜRK-İŞ başta olmak üzere gerek işçi sendikalarından, gerekse TOBB ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) gibi işveren örgütlerinden kıdem tazminatı fonuna olumsuz tepkiler geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Uzlaşmadan gelmeyin" talimatı dolayısıyla, Müezzinoğlu kıdem tazminatı fonu çalışmalarını rafa kaldırdı.

Ancak, geçen yıl ekim ayında açıklanan Yeni Ekonomi Programı (YEP) ve Cumhurbaşkanlığı 2019 Yıllık Programı'nda, tarafların uzlaşmasıyla kıdem tazminatı reformunun yapılacağının açıklanmasıyla konu yeniden raftan indirildi.

ŞİMDİ NE OLACAK?

TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay, bir süre önce yaptığı açıklamada, Türkiye'de fonların akıbetini bildiklerini belirterek, "Kıdem tazminatının bu şeklinden memnunuz. Alamayanlarla ilgili bir düzenleme yapın, katkı sağlayalım. Nokta kadar geriye giderseniz buna müsaade etmeyiz. Kıdem tazminatı işçinin son kalesidir. Nokta kadar geriye gidiş olursa, ona mani olamazsak, onu muhafaza edemezsek bu koltuklarda oturmanın hiçbir anlamı yok" dedi.

HAK-İŞ Başkanı Mahmut Arslan, yaptığı açıklamalarda, kıdem tazminatı konusunun iş güvencesi, işsizlik ödeneği ve sosyal yardımlarla birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirtirken, nasıl bir düzenleme yapılırsa yapılsın bugüne kadar elde edilen kazanılmış hakların korunması gerektiğini vurguluyor. Arslan, kazanılmış bütün hakları güvence altına alan ama aynı zamanda da var olan sorunları ortadan kaldıracak yeni bir model inşa edilmesi gerektiğini savunuyor. Hak-İş, devletin güvencesi altında olmak koşuluyla kıdem tazminatı fonuna kategorik olarak karşı çıkmıyor.

KIDEM TAZMİNATI FONU SİSTEMİ NASIL İŞLEYECEK?

Kıdem tazminatı fonuyla ilgili daha önce yürütülen çalışmalarda temel noktalardaki belirsizlik giderilemedi. Çalışanlara şu an 12 aylık hizmete karşılık 30 günlük brüt ücret tutarında kıdem tazminatı ödeniyor. Bu, aylık ücretin yüzde 8.3'üne karşılık geliyor. Bireysel hesaba dayalı olacak kıdem tazminatı fonuna her ay hangi oranda kesinti yapılacağı belirsizliğini koruyor. İşçi tarafı, yüzde 8.3'ün altında bir oran belirlenmesinin kıdem tazminatının 30 günün altına düşmesi anlamına geleceğini belirterek karşı çıkıyor.

İşveren kesimi, fona yapılacak kesintinin düşük oranda belirlenmesini, yıllar içinde fonda biriken para nemalanacağı için aradaki farkın kapanacağını savunuyor. Konu gündeme geldiğinde en büyük pazarlık bu noktada yaşanacak.

YÜZDE 25 DEVLET KATKISI

Fona devletin de katkı yapması bekleniyor. Sosyal güvenlik primleri ve BES'te devlet yüzde 25 oranında katkıda bulunuyor. Devletin, kıdem tazminatı fonuna da işçi ve işveren adına yapılacak kesintinin yüzde 25'i oranında katkıda bulunması bekleniyor.

PARA NE ZAMAN ÇEKİLEBİLECEK?

En önemli sorulardan birini de kıdem tazminatı fonunda biriken paranın ne zaman çekilebileceği oluşturuyor. Mevcut sistemde işten atılan işçinin kıdem tazminatı hemen ödeniyor. Öngörülen sistemde prensip olarak, fonda biriken para BES'te olduğu gibi 56 yaşından önce çekilemeyecek. Daha önceki taslakta, 56 yaşından önce sadece belli koşullarda para çekilmesi öngörüldü. Örneğin ev alırken fonda biriken paranın yarısının çekilmesi, bu hakkı kullanabilmek için ise 15 yıl birikim yapılması düşünülüyor.

EN CESUR 'BİREYSEL REFORM

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın açıkladığı yeni program şimdiye kadar yapılanlar arasındaki en cesur reform. Devrim niteliğindeki yeni düzenleme ile kıdem tazminatı ile bireysel emeklilik sistemi (BES) entegre edilecek ve bir fon oluşturulacak. İşverenden yapılacak kesintiler fonda toplanacak, çalışandan da aldığı ücrete göre kesinti yapılacak. Yeni sistem zorunlu olacak. Bu fonun Otomatik Katılım adı altında toplanacağı ve böylece zorunlu hale geleceği bekleniyor. Bakan Albayrak sistemde biriken fonların 5 yılda milli gelirin yüzde 10'una ulaşacağını söyledi.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın açıkladığı yeni programın ağırlıklı olarak Bireysel Emeklilik Sistemi'nde devrim gibi düzenlemeleri içerdiği görüldü.

Bakan Albayrak kıdem tazminatı ile bireysel emeklilik sisteminin (BES) entegre edileceğini ve bir fon oluşturulacağını söyledi. Albayrak "Tıpkı çalışandan oluğu gibi, işverenden de yapılacak kesintiler BES ile entegre kıdem tazminatı fonunda toplanacak. Bu sistemle birlikte Kıdem Tazminatı Reformunu da hayata geçireceğiz" dedi.

Bakan'ın açıklamalarına göre işverenden yapılacak kesintiler bir fonda toplanacak, çalışandan da aldığı ücrete göre fon için kesinti yapılacak. Yeni sistem zorunlu olacak. Ancak Bakan Albayrak, zorunluluğun süreli mi yoksa emekli olana kadar mı süreceği konusunda açıklama yapmadı.

ZATEN 98 MİLYAR LİRA VAR

Bu fonun Otomatik Katılım adı altında toplanacağı ve böylece zorunlu hale geleceği bekleniyor. Bakan Albayrak sistemde biriken fonların 5 yılda milli gelirin yüzde 10'una ulaşacağını kaydetti.

Sistemde şu anda yaklaşık 98 milyar lira toplanmış durumda. Bakan'ın açıklamalarından hem Gönüllü BES hem de kıdem tazminatının katılımı ile toplam birikimin yaklaşık 500 milyar liraya ulaştırılmasının hedeflendiği görüldü. Albayrak "Yeni yapıyla birlikte 5 yılda, sistemde biriken fonların milli gelirin yüzde 10'unun üstüne çıkacağını öngörüyoruz" dedi.

SİGORTANIN BDDK'SINI ÇAĞLAR İSTİYORDU

Sigortacılığın önemli bir yeni finansman kaynağı olacağını ifade eden Albayrak, "Sigortacılık Denetleme ve Düzenleme kurumu kurarak sektörün denetlenmesini yakından takip edeceğiz. Bir diğer adımımız ihracat ve katma değerli ürün üretimini yerlileştirmeyi sağlayan sektörlerin kredi arzından daha fazla yararlanmasını sağlamak olacak" dedi.

Sigortada denetleyici kurulun oluşturulmasını Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Can Akın Çağlar'ın istediği biliniyordu. Kıdem tazminatı ve BES'teki diğer düzenlemeler de Çağlar'ın başkanlığı döneminde gündeme getirilen konulardı.

Etkin ve sağlıklı bir tasarruf sisteminin önemine işaret eden Albayrak, "Devletten başlayarak bireye kadar her alanda tasarrufları önceliklendirmemiz gerektiğini inanıyoruz. Tasarrufların ekonomimizin kırılganlıklarımızı gidermede en önemli araç olduğunu düşünüyoruz. Ve bu kapsamda emeklilik sisteminin reforme edilmesi; en önemli yapısal reformlardan birini oluşturacak. YEP kapsamında emeklilik sistemini daha sürdürülebilir hale getirmek önümüzde dönemde en öncelikli konulardan. Tamamlayıcı emeklilik sistemi emekliliklerinde ek gelir oluşturarak çalışma dönemlerindeki hayat standartlarını korumalarını sağlayacak. Artık vatandaşlarımız emekli olunca artık nasıl geçinirim kaygısı taşımayacak" dedi.