Trafik polislerinin uygulama noktasında durdurduğu kronik hastalığı bulunan sürücü, Covid salgını sebebiyle alkolmetreyi üflemek istemeyince 3 bin 516 TL cezayı yedi. Yüksek Mahkeme, sürücünün cihazı üflemek yerine gerekirse kan tahlili yapılmasını istemesinin kabul edilebilir gerekçe olduğuna hükmederek cezayı iptal etti.

İşten çıkan sürücü, eve giderken uygulama noktasında İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şubesi ekiplerince durduruldu. Alkolmetreyi üflemesini isteyen ekiplere kronik rahatsızlığının bulunduğunu belirten sürücü, hastanede kan vermek suretiyle alkol kontrolünün yapılabileceğini söyledi. Sürücü, cihazı üflemek istemeyince 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/9. maddesi kapsamında 3 bin 516 TL para cezası yedi. Sürücünün ehliyetine de 2 yıl süreyle el konuldu.

Sürücü, Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’nün trafik idari para cezası karar tutanağı ile ehliyetinin 2 yıl süreyle geri alınmasına dair sürücü belgesi geri alma tutanağına karşı Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurdu. Mahkeme itirazın reddine hükmetti. Aradan aylar geçtikten sonra Adalet Bakanlığı, 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararının kanun yararına bozulmasını talep etti. Bakanlığın talebi üzerine Yargıtay Başsavcılığı, ilgili dosyayı 19. Ceza Dairesi’ne gönderdi.

Yargıtay 19. Ceza Dairesi, kronik rahatsızlığı bulunan kişinin Covid hassasiyetinin anlaşılabilir bir talep olduğuna dikkat çekti. Kararda şu ifadelere yer verildi:

“Kabahatli sürücü, kolluk birimlerince durdurularak alkolmetre ile alkol ölçümü yapılmak istendiği, kabahatlinin Covid-19 tedbirleri kapsamında alkolmetreyi üflemek istemediği ve kan tahlili yolu ile alkol ölçümü yapılmasını istemiştir. Bunun üzerine 3 bin 516 Türk Lirası idari para cezası uygulandığı ve sürücü belgesinin 2 yıl süreyle geri alınmasını takiben kabahatlinin Devlet Hastanesinden aynı gün saat 21.50'de kan tahlili verdiği ve kanında alkol (etonol) tespit edilemediği anlaşılmaktadır.

Covid tedbirleri kapsamında somut olayda olduğu gibi şahısların bu tür hassasiyetler gösterebileceği, mezkur hastalığın solunum yolu ile bulaştığı göz önüne alındığında ağza temas ederek nefes üflemek suretiyle alkol miktarı ölçme şeklinde çalışan teknik cihazın üflenmesinden imtina edilmesinin kabul edilebilir olduğu anlaşılmıştır. 2918 sayılı Kanun'a göre sürücünün alkol miktarının ölçülme yönteminin yalnızca teknik cihaz olmadığı, bu hususun istisnalarının aynı kanunun 48/3. maddesinde açıklandığı üzere kan tahlili ile de ortaya konabileceği ortadadır.

Dosya içeriğine göre kronik rahatsızlığı olan kabahatli gibi kişilerin kendilerini korumak adına bu tür alternatif yollara başvurma isteğinin alkolmetreyi üflemekten imtina etme kastı olarak yorumlanamayacağı, nitekim kendisinin yaklaşık 1 saat sonra hastaneden kan tahlili aldığı ve kanında alkol tespit edilemediği aşikardır.

Yerleşik adli tıp uygulamalarına göre kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte alkol oranının her saat ortalama 0,15 promil azaldığının kabulü karşısında kabahatlinin başvurusunun kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmuştur. Kanun yararına bozma talebinin kabulüyle 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararının bozulmasına, uygulanan idari yaptırım kararının kaldırılmasına oy birliğiyle karar verildi.”