Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) Başkanı Alp Keler, sermaye piyasalarında son dönem yaşanan gelişmelerin değerlendirildiği bir basın toplantısı düzenledi. Keler, MSCI'nin Türkiye hisse senedi piyasasının bir alt endekse düşürülebileceği uyarısıyla ilgili soru üzerine bu yönde bir kararın, pasif fonlar kanalıyla Türkiye'den 3.5 milyar dolarlık çıkışa neden olabileceğini söyledi. Keler "Dünyada belirli yatırım fonları, bunlara ağırlıkla pasif fonlar diyoruz, sadece bu endekslerin içindeki ağırlığa göre yatırım yapıyor. MSCI önemli bir endeks özellikle pasif fonların takip ettiği bir endeks. Son yıllarda Türkiye'nin MSCI içindeki ağırlığının çeşitli nedenlerle azaldığını görüyoruz. MSCI'ın son dönemdeki açıklaması önemli bir açıklama. Pasif fonların şu anda yaklaşık 3.5 milyar dolar bir yatırımı söz konusu. Bu yatırımın çıkmasını sağlayabilir. Bu hemen olacak bir açıklama değil. Ama önemli, yakından takip edilmesi gereken bir açıklama. MSCI endeksinde gelişmekte olan piyasalar endeksinde olmak önemli. Çünkü bunun sonucunda birçok yabancı yatırımcı çekebiliyorsunuz, büyük halka arzlar yapabiliyorsunuz. Ve o halka arzlarla daha çok yatırımcı çekebiliyorsunuz." dedi.





Dünyanın en büyük endeks sağlayıcısı MSCI geçtiğimiz günlerde, hisse senetleri piyasasına kurumsal yatırımcı erişiminin daha da zorlaşması durumunda Türkiye hisse senedi piyasasının gelişmekte olan ülkeler endeksinden çıkarılabileceği ve bir alt endekse düşürülebileceği uyarısında bulunmuştu.

'AÇIĞA SATIŞ YASAĞI KONJONKTÜR EL VERİNCE KALKMALI'

Hisse senetleri piyasasına ilişkin olarak Ekim 2019 ve Şubat 2020'de açığa satış ve hisse senedi ödünç vermeye ilişkin yasaklar içeren düzenlemelere gidilmişti.





Hisse senetleri piyasasındaki açığa satış yasağının da yatırımcı algısı ve yatırım kararında etkili olduğunu belirten Keler, "Biz açığa satışa imkan verilen piyasalarda piyasa dinamiğinin daha iyi işleyebileceğini, ödünç piyasasının çalışabileceğini ve etkin fiyatlama mekanizmasının daha iyi işleyeceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla piyasa konjonktürü ve ortam oluştuğunda açığa satış yasağının kalkması ve açığa satış imkanı verilmesinin olumlu olduğunu düşünüyorum. Ödünç piyasası ile ilgili çalışmalar var Borsa İstanbul'da. Ödünç piyasası ile ilgili çalışmaların da gelişmesiyle beraber bu alanlarda da olumlu gelişmelerin yaşanacağına inanıyorum."


'DEĞERLEMELER UCUZ, YABANCI YATIRIMCI GERİ GELEBİLİR'

Yabancı yatırımcıların pay piyasasındaki ağırlığının son dönemde yüzde 65'lerden yüzde 52'ye kadar gerilediğine işaret eden Keler; doğru adımlar atılırsa değerlemelerin ucuz olduğu bir ortamda yabancı yatırımcının tekrar geleceğini söyledi. Keler şöyle konuştu: "Tüm dünyada faizlerin sıfıra yaklaştığı bir ortamda hisse senetleri piyasasına çok yoğun ilgi oldu, özellikle gelişmiş ülkelerde. Türkiye değerleme olarak ucuz kaldı. Tüm dünyadaki gelişmekte olan ülkelere göre, fiyat/kazanç çarpanlarına ve son beş yıldaki kendi ülke ortalamamıza göre ucuz kaldı. Bu ucuz kalan piyasadan da yararlanmak isteyen yatırımcılar olduğunu gözlemliyoruz. Bunun kalıcı olmasını sağlamak için de adımlar atmamız gerektiğini düşünüyorum."

'ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE HALKA ARZLAR GELEBİLİR'

Keler, halka arzlarda hareket beklentisi ile ilgili bir soru üzerine ise "Halka arzlar biraz piyasa dinamiği ile bağlantılı. Günün sonunda şu anda piyasalara ilgi var. Halka arza yeni yatırımcı mutlaka gelir... Önümüzdeki dönemde de halka arzların gelebileceğini düşünüyorum. Ama halka arzlar için belirli dönem aralıkları var. Sonbaharda bunu yaşar mıyız bunu göreceğiz." dedi.

Keler, son beş aylık süreçte hisse senedi piyasasına 313 bin yeni yerli yatırımcının katılımıyla aktif bireysel yatırımcı sayısının Borsa tarihinin en yükseği olan 790 bine ulaştığını; son 12 ayda yatırım fonlarının yüzde 88, bireysel emeklilik fonlarının ise yüzde 41 artmasıyla kurumsal yatırımcı portföy büyüklüğünün 369 milyar TL’ye çıktığına dikkat çekti. Keler “Bir yılda sermaye piyasalarına gelen yerli yatırımcı sayısı Borsa tarihimizin rekoru” dedi.

'YERLİ YATIRIMCI GENÇ'

Bu yılın ilk beş ayında Borsaya gelen yerli bireysel yatırımcıların önemli bir çoğunluğunun 40 yaş altı olduğunu ifade eden Keler yatırımcıların yaşlarına ilişkin şu bilgileri verdi: “2020 Ocak-Mayıs döneminde hisse senedi yatırımı yapan yeni yerli bireysel yatırımcıların yüzde 26’sı 20-29 yaş aralığında, yüzde 35’i 30-39 yaş aralığında, yüzde 22’si ise 40-49 yaş aralığında. Böylece Borsaya yeni gelen yerli bireysel yatırımcıların yüzde 83’ünün 50 yaş altı gençlerden oluştuğunu görüyoruz.”

'YENİ YATIRIMCININ YÜZDE 44'ÜNÜN PORTFÖYÜ 20 BİN TL'NİN ALTINDA'


Bu yıl Ocak-Mayıs döneminde Borsaya gelen yeni yatırımcıların yatırımlarının portföy büyüklüğüne ilişkin de ayrıntılı bilgiler veren TSPB Başkanı Dr. Alp Keler, yeni 313 bin yatırımcının yüzde 44’ünün 20 bin liranın altında bir varlığını hisse senedi piyasasında değerlendirdiğini söyledi. Keler yeni yerli bireysel yatırımcıların portföy büyüklüğüne ilişkin şunları söyledi; “313 bin yeni yerli bireysel yatırımcının yüzde 28’i 10 bin liranın altında bir yatırım tutarıyla hisse senedine yatırım yapıyor. 10 bin-20 bin lira arası tutarla yatırım yapan yatırımcılar yeni gelen toplam yatırımcıların yüzde 16’sını oluşturuyor. Portföy büyüklüğü 20 bin liranın altında olan yatırımcılar yeni gelen toplam bireysel yatırımcıların yüzde 44’ünü oluşturuyor. 50 bin liranın altında bir varlıkla hisse senedi piyasasına yeni katılan yatırımcılar ise yeni gelen yatırımcıların yüzde 66’sını oluşturuyor.”

'YATIRIM STRATEJİSİ BELİRLENMELİ'

Sermaye piyasası ürünlerinin risksiz bir yatırım olmadığını dile getiren Keler, şu uyarılarda bulundu:"Yatırımcılarımızın özellikle uzun vadeli olmasını istiyoruz. Hisse senedi gerçekten iyi bir yatırım aracıdır. Ancak hisse senedi yatırımlarında kurum seçerken, yatırım yaparken ve yatırım sonrası sürece çok dikkat edilmeli. Kısa vadede para kazanmaya yönelik yatırımlar ikinci planda olmalı. Hisse senedi yatırımında uzun vadede güzel getiriler elde edilebilir ancak kısa vadede dalgalar yaşanabilir. Yatırımcılarımız risklerini belirlemeli ve yatırım stratejisi oluşturmalı. Her yatırımın farklı bir stratejisi olabilir. Şirket seçerken, sektör seçerken veya haber bazlı yatırım yaparken, piyasadaki gelişmelere göre yatırım yaparken belirli stratejiler oluşturulması lazım.Yatırımcılara tek bir hisse senedine veya yatırım aracına yoğunlaşmamalarını tavsiye ediyoruz. Bir sepet yapmalarını, farklı yatırım araçlarından zenginlik sağlamalarını öneriyoruz. Kısa vadeli alım-satımdan kaçınmalarını, daha çok uzun vadeli yatırımları tercih etmeleri gerektiğini düşünüyoruz.'