'Erdoğan başarılı Atatürk'ün sözleri artık boş bir çınlama olarak kalmayacak'

Economıst: 1920 yılında Atatürk Türk Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada, "Kerkük'ün kuzeyinde Türkler olduğu kadar Kürtler de yaşıyor. Ve biz onlara hiçbir zaman ayrımcılık yapmadık" demişti. Şimdi Erdoğan eğer siyasi kariyerini ortaya koyduğu bu hamlede başarılı olursa Atatürk'ün sözleri artık boş bir çınlama olarak kalmayacak.

Şimdiye kadar birçok hükümet Kürt problemi konusunda adımlar atmak istedi. Ancak her zaman Türkiye'nin şahin generallerini karşısında buldu. Bu kez durum farklı, çünkü ordu da hükümetin arkasında.

Erdoğan'ın Kürt açılımının en hassas noktası Abdullah Öcalan ile müzakere etmeden PKK'nın silah bırakmasını sağlamak. Bunun için en bariz yol aynı İngiltere'nin İRA ile mücadele için Sinn Fein'i kullanması gibi DTP'yi aracı olarak kullanmaktır.

Amerika'nın Irak'tan çekilmesi de barış sürecine yardımcı olacaktır çünkü Amerikalılar çekilince Kürtler korunma için Türkiye'ye yüzlerini dönecek. Bunun karşılığında PKK'nın 3-5 bin militanının hareket alanını kısıtlama, silah bırakmalarını ve bir af ile Türkiye'ye dönmelerini sağlamaya gönüllü görünüyorlar.

Tüm bunlar hiç kolay olmayacak ancak Erdoğan kararlı görünüyor. Siyasi kariyerini bu meseleye bağlamış durumda...
Economist dergisinin bugün çıkan sayısında yer alan Türkiye'ye ilişkin bir değerlendirmede Türkiye'deki 'Kürt açılımı'nın cesaret verici olduğu yorumu yapıldı. Dergiye göre 'risk altında olan sadece Erdoğan'ın kariyeri değil' "Barış zamanı mı?" başlığını taşıyan analizde, "hükümetin Kürt açılımının, sadece AB istediği için yapılmıyor olmasının cesaret verici olduğu" yazılıyor. Yorumdan bazı bölümler şöyle:
Türk hükümeti, Kürt sorununu çözmek için ciddi bir plan hazırlıyor. Planın Kürtçe yayın alanında geride kalan mevcut yasakları gevşetmesi, isimleri Türkçeleştirilmiş köylere Kürtçe isimlerinin geri verilmesi, üniversiterde Kürt dili ve edebiyatı bölümleri kurulması ve genellikle PKK sloganları atmak ve polise taş fırlatmaktan fazlasını yapmayan, ama PKK yanlısı faaliyette bulunmakla suçlanan binlerce genç Kürdün hapse atılmasına yol açan yasaların kaldırılmasını içerdiği söyleniyor. Erdoğan'ın Kürt açılımının en hassas yönü ise hapisteki liderleri Abdullah Öcalan ile görüşmeden, PKK'nın silahlı faaliyetinin nasıl durdurulacağı." İngiltere'nin IRA ile başa çıkmak için Sinn Fein'i kullanmasına oldukça benzer bir şekilde, DTP'nin bir aracı olarak kullanılması en aşikar yöntem olacak. Hükümetin önünde Abdullah Öcalan'ın benmerkezci yapısı, muhalefetin baskısı ve yüzde 45 civarında olan kamuoyu desteğininin tersine dönmesi riski gibi güçlüklerin bulunduğunu belirten Economist şöyle devam ediyor: En azından bu sefer ordu hükümetin arkasında. Kürtler konusundaki bir anlaşmayı engelleyebilecek pek çok general Ergenekon davasında yargılanıyor. Orgeneral İlker Başbuğ da uzun süredir Kürt sorununun sadece askeri yöntemlerle çözülemeyeceğini söylüyordu. Risk altında olan sadece Erdoğan'ın kariyeri değil, Türkiye'nin geleceği de öyle. Hoşnutsuz ve radikal Kürtlerden oluşan yeni bir nesil, PKK'nın bile kontrol edemeyebileceği bir şiddet döngüsünü rahatlıkla beraberinde getirebilir. Burada en cesaret verici nokta ise Kürt inisiyatifinin sadece Avrupa Birliği'nin baskısı sonucunda yapılmıyor oluşu. Bu, ülke içinde gelişen bir girişim. Başarıya ulaşması için de hükümet kadar PKK ve yandaşlarına da görev düşüyor. / vatan