Efeler Belediyesi hizmet binası yapımından neden vazgeçti, vatandaş bilmek istiyor

Günümüzde yerel yönetimler yaptıkları işlerde şeffaf, hesap verebilir, bilgi paylaşımı ve iletişim konularına açık bir yönetim tarzı benimsemek ve uygulamak zorundadırlar.

Abone Ol

Son kırk yılda Ülke’de çeşitli nedenlerle 30 milyon insanın yer değiştirdiği ifadeleri  Bekir Ağırdır’ın, Hikâyesini Arayan Gelecek adını verdiği eserinde yer alıyor..

Göç nedeni ağırlıklı olarak işsizlik, göç yerleri de kırsaldan/köyden başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerdir.…

Sosyolojik bir olgu olarak İstanbul, Ankara, İzmir, Adana gibi megakentler bu göçler sonucu oluşmuştur.

Göçlerden en fazla etkilenen de kenti kuşatan plansız gecekondu semtlerine su temin etmek kanalizasyon teşkilatı ve yol yapmakla yükümlü belediyeler olmuştur.

Bu görevin getirdiği ağır mali yükten kurtarmak. gecekonduların kentlere entegrasyonlarını planlı olarak bir merkezden yürütmek için büyükşehir yasası çıkarılmış ve ilk uygulama İstanbul,Ankara,İzmir,Bursa,İzmit gibi fazla göçe maruz kalan illerde yapılmıştır.

Göçlerin neden olduğu etkiler yerel idarelerle sınırlı kalmamış yarı köylü yarı kentli yaşam tarzıyla, müziğiyle, hemşerilik merkezli insani ilişkileriyle arabesk bir kültürü de beraberinde getirmiştir.

Bütün bunların sonucunda göç olgusu sosyolojik açıdan merkez ve çevre olmak üzere genelde bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde ikili bir yapı (dikotomi) meydana getirmiştir.

Bir yanda her türlü altyapı eksiği tamamlanmış modernitenin merkezi kent  diğer yanda kenti çepeçevre kuşatan okulu, yolu, kanalizasyonu bulunmayan, kullanma suyunu bile mahalle çeşmesinden sağlayan insanların oturduğu açık pazaryerleriyle gecekondu mahalleleri…

Arabesk kültürünün/yaşantısının fayda sağladığı iki alandan ilki, yardımlaşmanın  bir kulluk görevi olduğu gerekçesiyle dini cemaatler ve tarikatlar ikincisi de bu insanlara aş  ve iş  vadiyle belediyeler dolayısıyla siyaset kurumu olmuştur.

Aradan geçen kırk yılda gecekondu semtleri başarılı belediye başkanları ve bir plan ve program dahilinde yürütülen  belediye hizmetleri sayesinde kente entegrasyonda, fiziki açıdan modernleşme sürecini tamamlamada önemli mesafeler kat etmişlerdir.

(Bu arada arabesk kültürün yerini kent kültürüne bırakması için ise söz konusu insan olunca entegrasyonun daha yavaş seyretme özelliğinden ötürü bir, iki kuşak geçmesi gerektiğini de belirtmiş olalım.)

Artık alt yapı açısından yönetmeliğine uygun pazaryerleriyle, cadde ve sokakların imarıyla, yeşil alanlarıyla, parklarıyla göçler sonucu oluşan Ankara Keçiören’in kent merkezi Çankaya’dan bir farkı kalmadığı, hatta yeni bir yerleşim alanı olduğu için Keçioren’ın, Çankaya’dan fazlalığı olduğu bir gerçektir.

Aynı gerçekler İstanbul için sözgelimi Beyoğlu, Ümraniye arasında da geçerlidir.

Kırk yıllık sürede Hüseyin Aksu dönemini saymazsak aynı değişimi örnek Aydın’ın başkenti konumundaki Efeler için söylemek pek mümkün değildir.

Büyükşehre geçişle birlikte trafik, kent içi ulaşım, pazaryerleri gibi bu kentin sorunları azalacağına aksine daha da arttığı söylenebilir.

Sorunların fazlalaşmasına birinci etkenin büyükşehre geçişle birlikte değişmesi gereken yönetim anlayışının değişmemesi eski kasaba yönetim tarz ve anlayışının devam etmesidir.

Büyükşehrin bu anlamda en başarılı olduğu alan ise Aydın Büyükşehir Belediyesi Hizmet Ağı (AY-BA) olmuştur.

Onun dışında büyükşehir adına var olan yol, bulvar ve caddelere sanki yeni yapılmış gibi “bu yol büyükşehir tarafından yapılmıştır,” türü tabelalar yerleştirmek ve göz boyama maksatlı reklam ve  makyaj dışında bir şeyin yapıldığı pek söylenemez.

Bir de büyükşehirle partileri aynı belediye başkanları arasında yaşanan gerilimden söz edilebilir, önceleri bu zıtlaşma devlet yani valilikle büyükşehir arasındaydı, onun  sona ermesiyle yerini  aynı partiden  başkanlar aldı.

Ön teker nereden giderse arka teker de onun izinden gider önermesinde olduğu gibi partileri ve ideolojileri aynı olan ilçe belediye başkanları da hizmet olarak büyükşehrin izinden gidiyor.

Önceki dönem Efeler Belediye Başkanı Mesut Özakçan eski Oto Gar’ın bulunduğu alana hizmet binası yapımı için yarışma sonucu yaklaşık 950 bin TL harcayarak proje hazırlattı ancak dönemi bittiği için temel atmaya fırsatı olmadı.

Yerine seçilenler gerekçeye dair Efeler halkına seçim öncesinde proje iptali ile ilgili  her hangi bir açıklama yapmadan projeyi rafa kaldırdı.

Oysa demokrasilerde vatandaştan toplanan vergilerle yaptırılan bir işin, projenin uygulanması ya da iptalini insanların bilmeye hakları olduğu gibi politikacıların da milleti bilgilendirme gibi bir mecburiyetleri vardır

Projenin eksikleri mi vardır, gerçekleştirilmesine bir mani mi vardır, yaptıranların bir kusuru mu söz konusudur, eğer bu tür bir eksiklikten dolayı rafa kaldırıldıysa bilirkişi raporu var mıdır, varsa bir hukuksuzluk sorumluları hakkında soruşturulması için suç duyurusunda bulunuldu mu?

Arsasında varsa bir sorun yeni hizmet binasının nereye yapılması düşünülmektedir, yoksa arsayı geçmişte  bağışlayan, şahısla mı, arada bir sorun vardır?

Projenin gerçekleşme maliyeti Efeler Belediyesi’nin maddi gücünü aştığından mı iptal edilmiştir, bu projeyi hazırlatanlar yapım aşamasında bu maliyeti göz ardı mı etmişlerdir?

Devlette asıl olan devamlılık olduğuna göre, yoksa projeyi yaptıranlarla yeni yönetim arasında kimsenin bilmediği bir şey mi var?

Bu soruları daha da artırmak mümkün ancak konu yeterince anlaşılmıştır sanırım, bunların hepsini Efeler halkı merak ediyor ve yetkililerden akıllarına yatacak bir açıklama bekliyor.

Efeler halkının diğer bir merak ettiği konu da modern bir kente yakışmayan, arabesk dönem kalıntısı, hijyenik olarak sakıncalı, satıcı ve müşteri açısından sıcağa, soğuğa karşı korunaksız, mahalle sakinleri açısından  bir takım zorluklar barındıran sokak aralarındaki pazaryerleridir.

Pazaryerleri hakkındaki 12.07.2012 Tarihli yönetmeliğin Geçici 1.maddesinde “ Büyükşehir belediyesi sınırları ve mücavir alanları içindeki pazaryerleri 1.1.2017 tarihine kadar yönetmeliğe uygun hale getirilir,” denilmektedir.

Efeler halkı Efeler Belediyesi’nden öğrenmek istiyor aradan beş yıl geçmesine rağmen : Meşrutiyet Mahallesi’ndeki Çarşamba pazarı,

Üveys Paşa ve Zafer Mahallesi’nde aynı şekilde kurulan Salı Pazarı, yangın halinde itfaiye, acil müdahaleyi gerektirecek bir hastalık anında ambülâns girememe riskleri taşıyan pazaryerleri ne zaman yönetmeliğine uygun hale getirilecek?

Sayın yetkililer zabıta koruma ordusundan bağımsız bir halde bu pazarlarda yazın sıcağında, kışın yağışlı havasında ve soğuğunda pazar arabalarıyla bir kere de olsa masraf gördüler mi, acaba?

Efeler halkına layık görülen bu çağ dışı pazaryerleri hangi Afrika ülkesinde var,bu  uygulama ne zamana kadar sürecek,bunu  kim sonlandıracak?

Efeler halkı bilme ve öğrenme hakkı olduğu bu sorularla ilgili merakını giderecek bir belediye yetkilisi arıyor, bir yetkili de çıkıp bu soruların yanıtını vermek zorunda.

Kaldı ki, günümüzde yerel yönetimler yaptıkları işlerde şeffaf, hesap verebilir, bilgi paylaşımı ve iletişim konularına açık bir yönetim tarzını benimsemek ve uygulamak zorundadırlar.

Vatandaşın da demokrasinin kendilerine tanıdığı denetim hakkından aldığı güçle yöneticilerden bu ilkelere uygun davranmalarını beklemek-hele bir de parası vatandaşın verdiği vergilerden ödenen bir projeyse akıbetini bilmek- en doğal hakkıdır.

{ "vars": { "account": "UA-18838004-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }