Oktay Ekşi’nin, konuşmasında ''Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’nun asıldığı, darbe günlerinde yapılan bir Anayasa gibi bir anayasa yapmaya kendilerini davet ettiğini'' belirten Arınç, ''Sizi bilmem ama bu söz alkışlanacak bir söz değil. İmkan olsaydı yuhalardım, darbe sonunda idam sehpaları gölgesinde, talimatla yapılan bir anayasayı, Türkiye’nin en demokratik anayasası göstermek gafletine bu 79 yaşındaki zatın düşmemesini arzu ederdim'' dedi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) güçlü bir kurum olduğunu belirterek, "Sanıyorum ki bu yargılama sürecinde yargıya da olağanüstü bir itimat, saygı
içerisindeler. Şu ana kadar yüksek komuta kademesinin yargıyı itham eden çok aşırı bir beyanatını veya yargılama sürecine müdahale anlamına gelecek bir davranışını görmedim. Bu davranışı takdir etmek lazım" dedi.

Arınç, NTV’de yayımlanan Seçimin Ardından programında gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.

 

TBMM’nin açılışında, en yaşlı üye sıfatıyla Meclis Başkanlığı görevini yürüten Oktay Ekşi’nin yaptığı konuşmanın hatırlatılması üzerine Arınç, "İyi ki sordunuz, ben içime ata ata iyice gerilmiştim. Bugün gazetelerde, ’Sayın Başbakan’la, Bülent Arınç alkışlamadı’ diyor. Evet alkışlamadım, çünkü sebebi şu,
sanıyorum bir kısmını alkışladım da duyduğum bir şey benim tüylerimi diken diken etti. Bunu sayın Oktay Ekşi’ye de yakıştıramam, bir Meclis Başkanı’na da yakıştıramam. Evet geçici bir Başkandır, sadece yaşı itibariyle orada görev yapıyor, eskiden o görev Şükrü Elekdağ’ındı. O gidince yerine en yaşlı üye oldu.
Dün kürsüye çıkanlar, bence Türkiye için bir şeyi daha hatırlatıyor, en gençler AK Parti’deydi. Yaşları 25 ile 35 arasında sanıyorum 200’den fazla milletvekili vardı. Eğer CHP’liler yemin etmek için kürsüye çıksalardı, aradaki yaş farkı kendini çok daha iyi ortaya koyacaktı" diye konuştu.

Oktay Ekşi’nin, konuşmasında "Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’nun asıldığı, darbe günlerinde yapılan bir Anayasa gibi bir anayasa yapmaya kendilerini davet ettiğini" belirten Arınç, "Sizi bilmem ama bu söz alkışlanacak bir söz değil. İmkan olsaydı yuhalardım, darbe sonunda idam sehpaları gölgesinde, talimatla yapılan bir anayasayı, Türkiye’nin en demokratik anayasası göstermek gafletine bu 79 yaşındaki zatın düşmemesini arzu ederdim" dedi.

Arınç, yeni kabinenin yapısına ilişkin bir soru üzerine, bu konuyla ilgili bir bilgisinin ve merakının olmadığını söyledi. Arınç, "Yapmadığım bir görev kalmadı, ama sayın Başbakan ne uygun görüyorsa biz ona razıyız" dedi.

Arınç, AK Parti tüzüğüne göre son kez milletvekili olduğunun hatırlatılarak, sonrasına ilişkin planlarının sorulması üzerine, "Tayyip Bey bir vakıf kurarak, vakıfta çalışmalar yapacağından bahsediyor, benim böyle bir planım da yok. Torunlarımın sayısı 3 oluyor, inşallah yakın bir zamanda, artık onlarla daha iyi vakit geçirebilirim. Ama bunun dışında da siyasi olsun, olmasın herhangi bir görev üzerimize düşerse onu da yaparız. Parlamenterlik hayatımız bitecek diye bir üzüntü içerisinde değilim" diye konuştu.

"Sizin gibi düşünmeyenleri kızdıran, ama sizin de onların düşündüklerini söyleyen bir yanınız var. Tutuklu milletvekillerinin tutukluluk süreleri tipik bir örnek buna, doğru mu?" şeklindeki bir soru üzerine Arınç, şunları söyledi:

"Yani ben öyleyim, bunu da sahici olmakla nitelendiriyorum. ’Başkası olma kendin ol’ böyle bir şarkı da var. Rol yapmak, birinin maskesini giymek veya konjonktüre göre konuşmak benim işim değil. ’Ben bunları sevmiyorum ama adamlar belki haklı’, yani sevmediğim kişilerin zulüm görmesini ben isteyemem,
istememeliyim, kendim için uygun görmediğimi başkası için de arzu etmemeliyim. Benim bunlarla hiç bir ortak yanım yok, ama gönlüm istiyor ki o insanlar da zarar görmesinler. Böyle zaman zaman söylediklerimden belki eleştiri alıyorum, kendi camiamdan da alıyorum, çünkü hiç beklemiyorlar benden böyle bir şey, ben onlarla
da tartışıyorum. 3 yıldır, 4 yıldır bir insan nasıl tutuklu devam edebilir? Yani bu dava ne zaman sonuçlanır? Bu belgeler, bilgiler ne zaman delil noktasına gelir? Ben bunu bilmek istiyorum. Ben 25 sene ceza davası avukatlığı yapmış biriyim, ben birisini tahliye ettirdiğim zaman havaya fırlıyordum. İçerden çıkan insanlar bizim elimizi gözümüzü öpüyorlardı. Özgürlüğe kavuşmak bu kadar güzel bir şey, şimdi ben bunu niye başkaları için istemeyeyim? Ben o açıdan olması gerekenleri insani açıdan, vicdani açıdan söylemeye çalışıyorum. Bu işin sonu gelmeli, bu işin sonunun gelmesi yargı eliyle olacak. Yargının ciddi bir araştırma ile inceleme ile ama süratli bir şekilde bu davaları sonuçlandırmasını, eğer haklarında bütün bilgi ve belgeler toplanmışsa savunma sürelerini de geçmişse, bu insanların bir kısmının en azından tahliye edilmesi gerektiği düşüncesindeyim."

Arınç, milletvekilliğinin çok önemli olduğunu belirterek, siyasetçilere sahip çıkılması gerektiğini söyledi.

AK Parti’nin kurumsal bir kimlik kazandığını anlatan Arınç, partide birikimli kişiler olduğunu ve kendilerinden sonra da partiyi mutlaka daha ileriye taşıyacaklarına inandığını söyledi.

"Ara seçim olabilir mi?" şeklindeki bir soru üzerine ise Arınç, ara seçimle ilgili anayasada bir madde olduğunu anımsattı.

Bu ihtimalin her zaman olduğunu belirten Arınç, "Şu veya bu yolla bir seçim bölgesinin bütün milletvekilleri, ayrılmış, istifa etmiş veya başka bir şekilde seçim çevresi boşalmış olabilir. Orası için özel bir hüküm var. Ama bu şu anlama gelmez, Hatip Dicle hemen gitsin oradan aday olsun ve seçilsin. Eğer anayasal ve yasal değişiklikler yapılmadığı takdirde 2014 seçimlerinden önce Hatip Dicle’nin aday olması seçilmesi mümkün değil. Ancak 76. maddede bir değişiklik yapılırsa, mahkum olduğu Terörle Mücadele Kanunu’nun ilgili maddesi bu fiili suç olmaktan çıkarır veya bir yıldan aşağıya hüküm verilecek noktaya getirirse, sanığın lehine olan hüküm uygulanacağı için, daha önceden bu milletvekilliği seçilme yeterliliğini kazanabilirse önü açılacak bir şekilde bir yerden aday olup parlamentoya girebilir" ifadelerini kullandı.

Arınç, bir soru üzerine Hükümet Programı üzerinde Başbakan’ın görevlendirdiği kişilerin çalışmalarını sürdürdüklerini anlattı.

"CHP’liler ve bağımsız milletvekilleri Hükümet Programının okunması sırasında Meclis’te olmazlarsa bunu nasıl tanımlamak lazım?" şeklindeki bir soru üzerine, "Bugünkü tavırları devam ederse, böyle olacak demektir. Parlamento tekniği açısından bir eksiklik olmaz, eksiklik onlara ait olur. Eleştirememiş olurlar, güvenoylamasına katılamamış olurlar... Ama böyle mi olmalı derseniz, hayır muhalefet mutlaka içerde olmalı ve eleştirilerini ve önerilerini Meclis kürsüsünden dile getirmeli" diye konuştu.

Arınç, bir soru üzerine, adaleti hızlandırıcı tedbirlerin yeni parlamentoda mutlaka görüşülmesi gerektiğini söyledi.

Bülent Arınç, çeşitli davalarla ilgili olarak tutuklanan askerlere yönelik bir soru üzerine ise bu konuda daha önce açıklamalarda bulunduğunu hatırlattı.

Arınç, "Ama, hem endişe verici, hem üzücü bir durum. Türk Silahlı Kuvvetleri güçlü bir kurum. Sanıyorum ki bu yargılama sürecinde yargıya da olağanüstü bir itimat, saygı içerisindeler. Şu ana kadar yüksek komuta kademesinin yargıyı itham eden çok aşırı bir beyanatını veya yargılama sürecine müdahale anlamına gelecek bir davranışını görmedim. Bu davranışı takdir etmek lazım. Ama böyle mi olmalı, bu bir yargı sorunu. Bizim baştan söylediğimiz ’tutuklamalar istisnai olmalı, yargılamalar bir an evvel sonuçlandırılmalı’ gibi düşüncelerimi tekrarlarım" diye konuştu.