Ama bunların yüzü kızarmaz. Hiç beklemeyin" dedi. Başbakan Erdoğan, CHP Lideri'ne, "SSK Genel Müdürü iken sizin eski soyadınızla, eşinizin eski soyadıyla aynı olan kaç kişiyi işe aldın?" sorusunu da yöneltti.
Balıkesir'de halka hitap eden Başbakan Erdoğan, 79 yılda yapılamayanları 8.5 yılda yaptıklarını, Türkiye'ye hiç yaşamadığı sevinçleri, başarıları yaşattıklarını, bundan sonra da halkın desteği ve hayır dualarıyla yola devam edeceklerini belirtti. Bütçeden en büyük payı eğitime ayırdıklarını, ondan sonra sağlığın geldiğini hatırlatan Erdoğan, gençlere koalisyon hükümeti zamanında verilen 45 lirayı 240 liraya çıkardıklarını, ders kitaplarını ücretsiz dağıttıklarını kaydetti. Okulları bilgisayarla
 
tanıştıklarını anlatan Erdoğan, "Bunlar çıraklık ve kalfalık döneminin adımlarıyla. Şimdi ustalık döneminin adımlarını atıyoruz. Artık kara tahtaları kaldırıyor, akıllı tahtaya geçiyoruz. Bunlar internetle dünyaya bağlanacak. Her öğrencimize ücretsiz elektronik kitap vereceğiz. Amerika'da George, Almanya'da Hans, Elga eğitimde neyi kullanıyorsa Balıkesir'de benim Ahmet'im, Mehmet'im, Fatma'm, Hatice'm niçin kullanmasın?" dedi.
 
Sağlıkta bütün hastaneleri sigortalılara açtıklarına, ilaç kuyruklarını sona erdirdiklerine dikkat çeken Erdoğan, "Bu milletin evlatları niye doktor oldu? Halkına hizmet için değil mi? Tam gün çalışanlar da var, maalesef CHP zihniyetiyle part time çalışmak isteyenler de var. Sağ olsun devlet hastanelerinde yüzde 85 Tam Gün Yasası'na 'evet' dediler aynen çalışıyorlar. Ben de şahsım ve milletim adına, 'Allah onlardan razı olsun' diyorum. Elimizden geldiğince onların özlük haklarını artırdık, artırmaya da
 
devam edeceğiz. Halkımızın hizmetinde olanların biz yanındayız. Zaman zaman hastanelerde grev gibi oyunlara gelmeyin. Hastanede grev yapılır mı? Nerede sıkıntı var, helikopter ambulanslar oraya gidiyor" diyerek hükümetin sağlık alanında yaptığı işleri anlattı.
 
Ana muhalefet liderinin SSK genel müdürüyken akrabalarını işe aldığını ileri süren Erdoğan, "Devlet insanın hizmetkarıdır. Ama gel gör ki bir de bizim Bay Kemal vardı. Bir zamanlar Bay Kemal SSK'nın genel müdürüydü. Bir varmış, bir yokmuş. Genel müdürlüğü 90'yı yıllarda. Hastanelerde ne sıkıntılar çektiğimizi biliyorsunuz. Sayın Kılıçdaroğlu, yahu sen benim vatandaşımın ilaçlarını bile veremedin, şimdi nerden böyle atıp tutuyor, hangi keseden konuşuyorsun? O dönem içinde öyle suiistimallere adını atmış
 
ki, ben size bir belge açıklayacağım. 'Dürüstlük abidesi' diyor ya, hani 'Yolsuzlukların peşini bırakmam' diyor ya. Ben boş dosya açıklamıyorum. Altında kapı gibi Kılıçdaroğlu'nun 'olur'u var. Belgede şöyle deniyor: 'ÖSYM tarafından sınav günlerinin dolu olduğu yakın zamanda yapılan sınavla yeterli sayıda başvurunun alınamadığı 1998 yılından sonra sınavların yapılması halinde atamaların gecikebileceği, söz konusu pozisyonlarda görev almak isteyenlerin talepleri doğrultusunda atamalarının
 
gerçekleştirilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.' Belge bu. Nasıl oluyor da ÖSYM sınav yapamıyor? Hani son zamanlarda ÖSYM üzerinden geçiniyor ya. Bunun cevabını ver Bay Kemal! Nasıl oluyor da yeterli başvuru alınamıyor? Söz konusu boş pozisyonlar neler, başvuranlar kimler? Sayın Kılıçdaroğlu, SSK'ya bu şekilde kimleri atadın? O atananlar kimler? Sizinle bir akrabalıkları var mı? Soyadları sizin eski soyadınızla, eşinizin eski soyadıyla aynı olan kaç kişi bu şekilde işe alındı? Dürüstsünüz ya, mertsiziniz ya, bu sorulara cevap verin! Bunları Meclis'te de yüzüne vurduk ama cevap alamadık" diye konuştu.
 
"GENÇLERİN UMUDUYLA OYNAMAYIN"
 
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Biz 14 Ağustos 2001'de partimizi kurduğumuz andan itibaren bir ilkenin peşinde koştuk; dürüst siyaset, tutarlı siyaset. Asla siyaset yalan ve iftirayla, gerçekleşmesi mümkün olmayan vaatlerle olmayacak. Ne yazık ki siyaseti paçasından tutup aşağılara çekmek için yoğun gayret gösteriyorlar. Geçmişteki gibi CHP, MHP, BDP, terör örgütü, Ergenekon, yanlarına bir kısım medyayı da alarak aynı hizaya geçtiler. Son zamanlarda YGS sınavları üzerinden bir kampanya yürütülüyor. Bunu kim yürütüyor? CHP başı
 
çekiyor. Her zamanki gibi ardından MHP geliyor. Bu gençler sabah akşam ders çalışıp üniversiteye hazırlandı. Üniversitede bir bölüm kazanmak, kendilerine gelecek kurmak için gayret sarf ettiler. Sınav yapıldı, ardından birileri çıktı, şifre yoluyla kopya çekildiğini ortaya attı. Şifre iddiasının altında aslında başka bir şifre var. Nedir bu? AK Parti'ye karşı bir karalama kampanyası, şifre bu! O kadar pervasız, o kadar acımasız, o kadar gözlerini rant bürümüş ki, AK Parti'ye karşı başlattıkları
 
kampanyada 1 milyon 700 bin öğrencinin hayallerini, umutlarını söndürmekten çekinmediler. AK Parti'ye hesabınız varsa gelin ama gençleri karıştırmayın. Gençlerin emeği, umudu üzerinden istismar yapmayın. Bakın konu yargıya intikal etti, 'Bu işin takipçisiyiz' dedik. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı takipsizlik kararı verdi. Sınavda herhangi bir kopya hadisesinin olmadığını ortaya koydu."
 
"YÜRÜYEN YALAN GÖRMEK İSTİYORSANIZ KILIÇDAROĞLU'NA BAKIN"
 
Kılıçdaroğlu'nun "yürüyen yalan" olduğunu söyleyen Erdoğan, "Şimdi ben, Sayın Kılıçdaroğlu, Bahçeli ve medyaya soruyorum: Yüzünüz kızardı mı? Utandınız mı? Hiç beklemeyin. Bunların yüzü kızarmaz, bunlar özür dileme erdemini göstermez. Çamur at, izi kalsın. Sayın Kılıçdaroğlu birkaç yıldır elektronik postadan bahsediyor. Çete mensubu çıkar, o da bir mail yollar. Facebooklar falan, bunlar çirkin teknoloji, buralarda her türlü ahlaksızlık yapılabilir. Birine çamur atmak bu kadar basit mi? Bir insan utanmadan, yüzü kızarmadan, arlanmadan arka arkaya bu kadar yalanı nasıl söyleyebilir? Bu nasıl bir yalan söyleme yeteneği? Eğer yürüyen yalan görmek istiyorsanız Kılıçdaroğlu'na bakın. İnsan bir araştırıp soruşturmaz mı? İşin aslını, doğrusunu öğrenmeye tenezzül etmez mi? Dün Lüleburgaz'da söyledi. Çık benim bu bakanımı açıkla. Benim bakanlarımın içinde, böyle alçakça bir yola tenezzül edecek bir bakan düşünemem. Benim partimin adı AK Parti. Bakan arkadaşımın adı çıktı. Kasetle geldi, genel başkan oldu.
 
Önüne gelene dil uzatan, annelere dil uzatan, haddini bilmez, kutsal değerlere dil uzatan siyasetçi tipini bu ülke yeni görüyor. Şimdi bir kez daha böyle bir iddianın altında kaldı. Temiz insanlara iftira atıyor. Defalarca yalanlarını ortaya çıkardım. Yüzü kızarmıyor. İddiasının üzerinden yarım saat geçmeden kendi söylediğini inkar etti" dedi.
 
"BUNUN MUMU YATSIYA KADAR BİLE YANMIYOR"
 
CHP Lideri'nin yalanlarını söylemekten artık bıktığını ifade eden Erdoğan, "Bıktım bunun yalanlarını söylemekten. Bir televizyon programında, 8 Mayıs'ta, 'YÖK'ü kaldıracağız' dedi. Aynı programda, 35 dakika sonra, bedelliden gelecek parayı YÖK'e aktaracağını söyledi. Demek ki YÖK'ü kaldırmıyorsun. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar ama bununki yatsıya kadar da yanmıyor, 35 dakika yanıyor. Bu beyefendinin bu adımlarla bir yere varması mümkün değil. İstanbul'da belediye başkan adayı oldu, benim başkanımla
 
ilgili dosyalar açıklayacağını söyledi. Hala açıklayacak. Sonra MHP ile el ele verdiler. 'Başbakanla ilgili dosyalar çıkaracağız' dediler. Yahu 8.5 yıldır çıkarsanız ya? Eğer dosyanız yoksa kırtasiyeden dosya gönderelim" diyerek Kılıçdaroğlu'nu iddialarını ispat etmeye çağırdı.
 
"HESAP UZMANLARINA İŞİNİ BİZ ÖĞRETİYORUZ"
 
Çıraklık tartışmalarına da temas eden Erdoğan, "Mimar Sinan, 'Şehzade Paşa Camii benim çıraklık eserimdir. Süleymaniye kalfalık, Edirne Selimiye Camii ustalık eserimdir' derdi. Ben de bunu söyledim. Kılıçdaroğlu da, 'Çıraklık kutsal bir meslektir' diyor. Ben 'kutsal değil' demedim ki. Dönemleri ortaya koyuyorum. 2002'den 2007'ye kadar çıraklık, 2007'den 2011'e kadar kalfalık dönemi yaşadım. Şimdi de ustalık dönemine başlıyoruz. Bunu söylüyorum. Oraları aştık. Sen daha o seviyeye gelemedin. Senin daha çok
 
işin var. Neymiş, hesap uzmanlığı imtihanına ben giremezmişim. Benim oraya girmeye niyetim yok ki. Ben memur olmayı değil, siyaseti düşündüm. Onun için de 18 yaşından itibaren siyasetin içerisinde yaşadım. O günden bu günlere geldik. Çalıştık, çalıştık ve çalıştık. Senin gibi hesap uzmanlarına işini biz öğretiyoruz. Bu işin devlet yönetiminde bir raconu var. Senin gibiler de olur, daha başarılıları da olur. Siyaset, liderliktir. Lider olmak başka bir şey. Millet lider arıyor. Bu ülkenin müsteşara, hesap uzmanlarına ihtiyacı var, hepsinden önemlisi de lidere ihtiyacı var" şeklinde konuştu.
 
BALIKESİR'E BÜYÜKŞEHİR MÜJDESİ
 
Balıkesir'i Türkiye'nin 10 büyük şehrinden biri yapacaklarını müjdeleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
 
"Balıkesir büyükşehir olmayı hak kazandı. Seçimlerden sonra Balıkesir'in mülki sınırları büyükşehir belediyesi olacak. Belde belediyeleri kalmayacak. Köyler ilçe belediyelerinin mahallesi haline gelecek. Altyapı, üstyapıdan daha modern olacak. Buradan müjde veriyorum. Hayırlı olsun. Bir büyükşehir belediye başkanı olarak büyükşehirlerin ne anlama geldiğini çok iyi biliyorum. Balıkesir bir tarım şehri. Balıkesir, alın teriyle toprağı eken ve helal lokma kazanan çiftçi kardeşlerimin şehri. Çiftçi
 
kardeşimiz boş vaatlere kanmadı. Biz çiftçiye en büyük desteği verdik. 'Çiftçi mağdur' diyorlar. 'Yem, ot, şunlar, bunlar' diyorlar. Yalan söylüyorlar."
 
yenişafak