Yılmaz, Eskişehir Sanayi Odası (ESO) ve Dünya gazetesi işbirliğiyle Eskişehir Anemon Otel'de düzenlenen etkinlikte verdiği 'Para Politikaları' konulu konferansta, her 3 ayda bir Ankara'nın dışına çıkarak şubelerinin bulunduğu yerlerde, Ankara'dan göremedikleri veya duymadıkları konuları bu tür toplantılarda görüp alacakları kararların içine koymaya çalıştıklarını kaydetti.

Küresel krizin finans kesimde ortaya çıktığını, oradan reel ekonomiye, ardından da emek piyasasına sıçradığını anımsatan Yılmaz, 'Dünyada işsizlik oranları toplam talepte olumsuz baskı yapıyor. Bu da ekonomik canlanmayı geciktiriyor. Emek piyasasındaki iyileşmelerin toplam talebi oluşturması ve bunun olumlu sonuçlarıyla krizden çıkılacağını düşünüyorum' dedi.

Yılmaz, dünyada, risk algılaması ve likidite anlamında bir rahatlamanın söz konusu olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu

'Dünyadaki büyümeye bakıldığında, sanayi üretimi gibi göstergeler küresel ekonominin hala zayıf olduğuna işaret ediyor. Küçülme eğiliminin azalmaya başlamasına karşın ciddi toparlanmadan söz etmek için erken diye düşünüyoruz. Endekslere bakıldığında Türkiye ekonomisi Çin ve Hindistan gibi durgunluktan erken çıkan ülkeler arasında yer aldı. Küresel risk algılamalarındaki toparlanmanın Türkiye'deki piyasalara da olumlu yansıdığını görüyoruz. Bu gelişmeyi döviz ve reel faiz oranlarında, Türk Lirası'nın dolar karşısındaki değerinde görebiliyoruz.'

Finansal istikrar açısından bakıldığında geçen sürede yapılan düzenlemeler sonucu Türkiye'nin, yaşanan oynaklıklardan az etkilenen ülkeler arasında yer aldığını anlatan Yılmaz, 'Kredi notlarına bakıldığında, Türkiye'de kredi notlarının hala yatırım yapılabilir özelliği taşımamasıdır. Küresel dalgalanmalara karşı finansal duyarlılığı kalmadığı halde bunun hala Türkiye'nin kredi notlarına yansımadığını görüyoruz. Düzelmesi gereken bu durumun yanlışlığını uluslararası tüm platformlarda dikkatlere sunuyoruz' diye konuştu.

Yılmaz, finansal istikrar açısından kurlara bakıldığında Türk Lirası'nın yeniden değerlenmeye başladığının görüldüğünü ifade ederek, şunları söyledi:

'İhracatçılarımızda Türk Lirası'nın değerli olması nedeniyle bazı tedirginlikler söz konusu. Şu anda yaşanan husus tamamen dolar-avro paritesindeki değişkenliklerden kaynaklanıyor. Türkiye'de risk algılanması olumluya doğru gidiyor. Yatırım açısından da olumlu görünüyor. Bu paritedeki değişkenlerde dolar aşağı giderken avro ve TL neredeyse aynı gidiyor. Bu, dolar avro paritesinden kaynaklanan olgu. Türk Lirası'nda bir miktar değerlenme söz konusu, ancak bizden daha fazla parası değerlenen ülkeler var.'/yeni şafak