ABD'nin önde gelen Müslüman derneklerinden Amerikan-İslam İlişkileri  Konseyi (CAIR) ve Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülen  Kaşıkçı adına kurulan "Cemal Kaşıkçı İçin Adalet Derneği", Kaşıkçı'yı anma  etkinliği düzenledi. Programa ABD medyası da yoğun ilgi gösterdi.

Kaşıkçı'nın arkadaşlarının açılış konuşmalarıyla başlayan program,  daha sonra Suudi Arabistan yönetiminin uyguladığı baskıları konu alan panelle  devam etti.

Gazetecileri Koruma Komitesi Başkanı da olan gazeteci Courtney Radsch,  panelde söz alarak, 2008'de Suudi Arabistan'ın fonladığı Dubai merkezli Arap uydu  kanalı Al Arabiya'da çalıştığını ve "muhalif gazetecilere yapılan baskılara  bizzat tanık olduğunu" söyledi.

Radcsh, "Suudi Arabistan yönetimi, sosyal medya stratejilerini  geliştirmek için ABD'li PR şirketlerine ve kendilerine muhalif gazetecileri  belirlemek için McKinsey şirketine milyonlarca dolar para ödedi." ifadesini  kullandı.

Suudi yönetiminin, belirlediği muhalif gazetecileri takip ettirdiğini  öne süren Radsch, "Cemal Kaşıkçı, İsrail tarafından üretilip bir Amerikalı şirket  tarafından pazarlanan Pegasus adlı yazılım programıyla gözetlendi." diye konuştu.

"Kaşıkçı cinayetini araştıran Suudi Başsavcı, babam için idam  istiyor"

Georgetown Üniversitesinde öğretim görevlisi olan Suudi Arabistan  vatandaşı Abdullah Alaoudh ise dini lider olan babasının da şu an Suudi  Arabistan'da tutuklu bulunduğunu ve hakkında idam cezası istendiğini kaydetti.

Alaoudh, "Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi kapsamında İstanbul'a giderek  soruşturmaya katılan Başsavcı (Suud el-Ma'cib), aynı zamanda barışçıl çağrılar  yapan babamın idamını isteyen kişi." değerlendirmesinde bulundu.

"ABD'li düşünce kuruluşları Suudi yönetimini eleştirmiyor"

Panelde ayrıca, Washington merkezli düşünce kuruluşlarının Riyad'dan  aldığı fonlar nedeniyle, uzun süredir insan hakları ihlalleri yapan Suudi  Arabistan'ı eleştirmekten kaçındıklarına dikkati çeken İnsan Hakları İzleme  Örgütü (Human Rights Watch - HRW) yöneticisi Tom Porteous, bu düşünce  kuruluşlarının ABD'nin dış politikası konusunda Washington ile her zaman aynı  fikirde olduğunu vurguladı.

Diğer önemli bir noktanın, bu düşünce kuruluşlarının "devletlerden  para almayı kabul etmesi" olduğuna değinen Porteous, "ABD hükümetinden, Suudi  Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn gibi Ortadoğu ülkelerinden  para alıyorlar." iddiasını dile getirdi.

Öte yandan, panele katılanlara video mesaj yoluyla hitap eden Cemal  Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz de ABD Başkanı Donald Trump'ın, Kaşıkçı'nın  cesedinin bulunmasına yardım etmesi gerektiğini belirtti. Cengiz, "Herkesten,  Türkiye'nin olaya ışık tutmaya ve cenazenin nerede olduğunu keşfetmeye yönelik  yasal çabalarını desteklemesini istiyorum." ifadesine yer verdi.

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'dan, 2 Ekim'de Suudi Arabistan'ın  İstanbul Başkonsolosluğu'na girdikten sonra haber alınamamıştı. Suudi Arabistan  yönetimi 18 gün sonra gazeteci Kaşıkçı'nın konsoloslukta öldürüldüğünü kabul  etmek zorunda kalmıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada ise, "Maktul  Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim 2018 tarihinde, evlilik işlemleri için girdiği Suudi  Arabistan Krallığı İstanbul Başkonsolosluğu'nda, daha önceden yapılan planlama  doğrultusunda, başkonsolosluk binasına girer girmez boğularak öldürülmüştür.  Cesedi, boğularak yine önceden yapılan planlama doğrultusunda parçalanarak yok  edilmiştir." ifadeleri kullanılmıştı.