Libya'da Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile General Halife Hafter arasındaki keskin ayrılık, ülkenin sosyal dokusunda özellikle doğu-batı ekseninde oluşan çatlağın daha da büyümesine yol açıyor.

Hafter'in doğudaki kabilelerin onayını alarak diyalog konferansının hemen öncesinde başkent Trablus'a başlattığı saldırı, ülkedeki barış ihtimalini ciddi şekilde zedeledi. Hafter-UMH ayrışması ayrıca, doğudaki Barka ile batıdaki Trablus bölgeleri arasındaki çatlağı da derinleştiriyor.

Halife Hafter'in 4 Nisan'da başkente yönelik saldırısında Sabrata, Surman, Giryan ve Terhune'nin kontrolünü savaşsız ele geçirmesini izleyen ilerleyişi, Trablus banliyölerinde UMH birliklerinin mukavemetiyle vurkaç çatışmalarına dönüştü. Hafter güçleri, başkentin çevresindeki askeri eksen ve merkez karargahlardaki bu mukavemeti kıramadı.

Libya sahasında yaklaşık bir ay önce patlak veren bu gelişmenin ardından UMH, Trablus saldırısı sona erene kadar Hafter'le herhangi bir diyalog görüşmesi yapmayacağını açıkladı. UMH, ayrıca siyasi diyaloğun bundan sonra yeni bir temelde olacağını ifade etti ancak buna ilişkin detaylı bilgi vermedi.

UMH İçişleri Bakanı Fethi Başağa ise pazar günü yaptığı açıklamada Hafter ile bir diyaloğun söz konusu olmayacağını, diyalog görüşmelerin doğu bölgesi halklarıyla yapılacağını belirtti.

Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Halid el-Meşri de saldırılardan yaklaşık iki hafta sonra yaptığı açıklamada, konseyin Hafter'le diyalog masasında yer almayacağını söylemişti.

Tobruk merkezli Temsilciler Meclisinde bölünme

Libya'da Halife Hafter'i destekleyen Temsilciler Meclisinden (TM) çoğu batı bölgesinden 41 üyenin, yeni bir başkan seçimi için başkent Trablus'ta bir toplantı düzenlemesi, meclisin 2014'te kurulmasından bu yana yaşadığı en büyük bölünme olarak addediliyor.

Halihazırda Tobruk merkezli TM'nin Başkanı ve Hafter'e yakınlığıyla bilinen Akile Salih'in yerine yeni bir başkan arayışı Barka ile Trablus arasındaki çatlağı derinleştirebilir.

Temsilciler Meclisinin üye sayısı 200. Ancak üyelerin çoğu düzenlenen meclis oturumlarına katılmıyor. Katılımın nadiren yeterli sayıya (101 üye) ulaşması da toplantıların güvenilirliğini yitirmesine yol açıyor.

Yerel medyada yer alan haberlere göre TM'de Hafter'in Trablus saldırısını destekleyen temsilcilerin sayısı 30'u geçmiyor. Özellikle batı ve güneydeki milletvekilleri Hafter'den desteğini çekmiş durumda. Bunlar arasında UMH Başkanlık Konseyi Başkanı Faiz es-Serrac ile ülkedeki en büyük seçmen kitlesi Trablus temsilcileri yer alıyor.

TM'deki 41 milletvekili pazartesi günü Trablus'ta istişare oturumu gerçekleştirdi. Oturumda, 2015'te Suheyrat'ta varılan Siyasi Anlaşma'nın 16 ve 17'nci maddelerine istinaden aynı hafta içinde resmi bir oturum yapılması kararlaştırıldı. Gerçekleştirilecek oturumun gündem maddeleri arasında, konseye yeni bir başkan seçilmesi ve Hafter'in Trablus saldırısının ele alınması öne çıkıyor.

Temsilciler Meclisi, bu girişime süratle tepki verdi. Ulusal Güvenlik ve Savunma Komitesi, batı bölgesi milletvekilleri tarafından atılan bu adımı, "yeni bir organ oluşturma ve safları bölme girişimi" şeklinde değerlendirdi.

Hafter'in saldırısı örfi değerlerle uyuşmuyor

Kabilelerin yaygın olduğu Libya'da Hafter'in Trablus saldırısı başka bir açıdan da değerlendirilebilir. Libya'daki örfe göre, ülkenin doğusu ve batısındaki kabileler birbiriyle savaşmıyor. Eğer doğudan bir kabile ya da grup, batıdakine saldırırsa batıdaki tüm kabileler saldırganın aleyhinde birlik oluyor.

Örneğin, 2011'de Bingazi'de başlayan ve Barka bölgesinin büyük bölümünü etkisi altına alan ayaklanmada doğu birlikleri Trablus'a kadar ilerleyemedi. Başkente yönelik hamleyi batıdaki Misrata, Zintan tugayları gerçekleştirdi.

Ancak Hafter liderliğindeki doğu güçlerinin batıdaki Trablus'a saldırısı bu dengeyi kırdı. Ülkenin doğusundaki Ecdebiye kentinde doğan, Sirte'deki El-Furcan kabilesine mensup Hafter, batıdaki Terhune ile Zintan'ın bazı kabileleri ve Verşefane'deki eski rejim destekçilerini kendi safına çekerek Barka ile Trablus arasındaki çatışmalarda dengeleri ihlal etti.

Bu nedenle her ne kadar Hafter'in kontrolü dışındaki tek yer batı bölgesi olsa da Trablus'ta yaşanan çatışmalar için "doğunun batıya yönelik saldırısı" demek doğru olmaz.

Terhune'nin ihanetle suçlanması

Önceleri Fecr-i Libya birlikleriyle Hafter'in karşısında savaşan Terhune 9'uncu Tugay'ın Hafter'le ittifakının ardından batı bölgesinin ileri gelenleri, Terhune'yi anlaşmaları bozmakla itham etti.

Batı bölgesi ileri gelenleri geçen hafta başlarında yaptıkları açıklamada, Terhune halkına "çocuklarını savaş meydanından çekmeleri, batı bölgesine geri dönmeleri, Hafter güçlerini idari il sınırlarından çıkarmaları ve Hafter'le ilişkiyi kesmeleri" çağrısında bulundu.

Batı bölgesi bu talimatıyla da yetinmeyerek, Trablus'taki katliam ve yıkım suçlarındaki yasal ve ahlaki sorumluluğun Terhune yetkililerine ait olduğunu dile getirdi. Bu uyarı, Trablus'tan sonra Terhune'nin başına gelebilecekler için gizli bir tehdit olarak okunabilir.

Öte yandan doğu bölgesi kabileleri, tüm kabileleri temsil eden, Hafter ile Bingazi Devrimciler Şura Meclisi arasındaki çatışmalar nedeniyle göçe zorlanmış Libyalıların koşulsuz şartsız yeniden topraklarına iadesi için çalışacak sosyal bir vizyon oluşturulmasını istedi.

Terhune'nin batı bölgesine yanıtı

Terhune'de Hafter'in müttefiki kent ve bölgelerin temsilcileri, Verşefa, Sabrata, Surman ve Giryan kabileleri gibi 26 Nisan'da bir toplantı düzenledi.

Ayrıca doğu bölgesi ileri gelenleri de bir gün sonra yayımladıkları açıklamada, bu bölgedeki askeri yapının kurucusunun Hafter olması ve Barka'nın Hafter'e kucak açmış olmasına rağmen "Barka Ordusu" ya da "Halife Hafter'in Ordusu" şeklinde isimlendirilmeyi reddetti.

Doğu bölgesi, vatanın ve halkın birliğine inandıklarından dolayı Hafter güçlerinin "Ulusal ordu" şeklinde isimlendirilmesini benimsedi.

Ülkenin doğusu ile batısı arasındaki kutuplaşmanın gölgesinde Hafter güçlerinin Trablus'a yönelik saldırıları devam ederken çatışmalardan en büyük zararı Libya'nın sosyal dokusu görüyor.

Misrata ve Zintan arasında 2016'da olduğu gibi kentler arasında uzlaşı sağlanmazsa sosyal yapıda daha fazla çatlak ve ayrışmanın oluşma tehlikesi bulunuyor.

Kaynak: AA