Orgeneral Dunford ve Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan, Senato  Tahsisatlar Alt Komitesinde 2020 savunma bütçesine ilişkin bir oturumda, ABD'nin  İran, tehdidine karşı Orta Doğu'ya uçak gemisi ve bombardıman uçakları gönderme  sürecinin detaylarını anlattı.

Shanahan, cuma günü İran'ın planlamalarına yönelik Orta Doğu'dan  kritik ve son derece güvenli bir istihbarat aldıklarını söyledi.

Daha sonra aynı gün söz konusu istihbaratın kaynakları ve tam olarak  ne anlama geldiğine ilişkin değerlendirme toplantısı yaptıklarını belirten  Shanahan, şu ifadeleri kullandı:

"Cumartesi günü ise Genelkurmay Başkanı ve ben CENTCOM'dan Orgeneral  McKenzie (CENTCOM Komutanı) ile söz konusu istihbaratın üzerinden tekrar geçtik.  Cumartesi öğleden sonra (McKenzie) bize buna nasıl karşılık verebileceğimize dair  seçeneklerle geldi ve onay istediğini söyledi. Daha sonra bunu (sevkiyatı)  Dışişleri ve Ulusal Güvenlik Konseyi ile koordine ederek gerçekleştirdik."

Dunford ise Kongrenin neden önce bilgilendirilmediğine ilişkin bir  soruya, "Hafta sonu ana odağımız caydırma üzerine idi. Biz cuma günü istihbaratı  aldığımızda İran'a, tehdidi fark ettiğimizi ve kuvvetlerimizi karşılık verecek  şekilde konumlandırdığımıza dair bazı mesajlar gönderdik." yanıtını verdi.

Bakan Vekili Shanahan'a Lincoln uçak gemisini bölgeye göndermeyi  kendisinin de tavsiye ettiğini belirten Dunford, "Bizim orada istediğimiz şey,  insanımıza veya ortaklarımıza yönelik bir saldırıya vereceğimiz yanıtta muğlaklık  olmasın diye Lincoln ve bombardıman grubunun hızlı bir şekilde bölgeye geçişini  sağlamaktı." dedi.

USS Abraham Lincoln Uçak Gemisi Görev grubu, bir tatbikat için İtalya  açıklarında konuşlandırılmıştı.

USS Abraham Lincoln Uçak Gemisi Taarruz grubunda, Abraham Lincoln uçak  gemisinin yanı sıra 7'nci Uçak Gemisi Hava Filosu, bir güdümlü füze kruvazörü ve  4 muhrip gemisi bulunuyor.

AA muhabirinin edindiği bilgilere göre bombardıman görev gurubunda ise  4 nükleer silah kapasiteli B-52 bombardıman uçağı yer alıyor.

İran'a "net ve kesin bir mesaj"

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, dün yaptığı  açıklamada, uçak gemisinin, bir bombardıman görev gücü ile Körfez'e  yönlendirildiğini açıklamıştı.

Bolton, bu sevkiyatı İran yönetimine "net ve kesin bir mesaj" olarak  nitelemişti.

Konuyla ilgili soruları yazılı yanıtlayan CENTCOM Sözcüsü Albay Bill  Urban, CENTCOM'un, son zamanlarda İran ve İran destekli güçlerin bölgedeki ABD  askerlerine yönelik saldırı hazırlığında olduğuna dair açık emareler görmesi  üzerine kuvvet talebinde bulunduğunu belirtmişti.

İstihbarat İsrail'den

Amerikan medyasında yer alan bazı haberlerde, İsrail istihbaratının,  İran'ın bölgedeki ABD askerlerine yönelik saldırı hazırlığında olduğu bilgisini  ABD'ye ulaştırması üzerine Washington'un söz konusu kararı aldığı iddia ediliyor.

İsrail istihbaratının iki hafta önce Beyaz Saray'da bir toplantı  sırasında İran'ın muhtemel birkaç planını Amerikan yönetimine aktardığı  belirtilirken, İran'ın, Irak, Suriye, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap  Emirlikleri başta olmak üzere bölgede ABD'ye ait hedeflere saldırabileceği  bilgisinin verildiği öne sürülmüştü.

Dunford'dan İdlib açıklaması

Öte yandan, Trump'ın Esed rejimine İdlib'e saldırmaması çağrısında  bulunduğunu hatırlatan Güney Carolina Senatörü Cumhuriyetçi Lindsey Graham'ın, bu  çağrının halen ABD politikası olup olmadığına yönelik sorusuna Dunford, "Bu halen  bizim politikamız." yanıtını verdi.

Dunfor, İdlib'de askeri hareketliliğin son günlerde arttığına dikkati  çekerek, "Bakan Pompeo (ABD Dışişleri Bakanı), son 7 günde Bakan Lavrov (Rusya  Dışişleri Bakanı) ile iki kez görüştü ve bu konu da (İdlib'e saldırılmaması) onun  mesajlarının bir parçası idi." dedi.

Graham, önceki gün Twitter'dan İdlib ile ilgili yaptığı açıklamasında  "Başkan Donald Trump ve dünya Esed rejiminin İdlib'e yeni saldırısına karşı ses  çıkartmalı. Katliam başlıyor, mülteci akını da bunu takip edecek. Dünyanın Şam'a  karşı ayağa kalkma zamanı geldi. İdlib'i koruyun." ifadesini kullanmıştı

İdlib'de ne oluyor?

Esed rejimi askerleri ve İran destekli terörist gruplardan oluşan  rejim güçleri, "İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi"nin güney kısmındaki Kefrenbude  ilçesine ve Taş Tepesi bölgesine operasyon düzenliyor.

Bölgenin güney kısmında ilerlemeye çalışan rejim güçleri ile Özgür  Suriye Ordusu (ÖSO) arasında ilçe etrafında şiddetli çatışmalar yaşanıyor.

Karadan ilerlemeye çalışan rejim güçlerine havadan Rus savaş uçakları  da destek veriyor.

ÖSO'nun saldırıya mukavemet göstermesi üzerine ilçenin batı kısmına  giren rejim güçleri geri çekilmek zorunda kalmıştı.

Esed rejimi, Hama'nın kuzey kırsalındaki El Çenabire köyünü ve  stratejik Osman Tepesi'ni de dün ele geçirmişti.

Rusya destekli rejim saldırılarında sivil kayıplarının sayısının 100'ü  geçtiği belirtiliyor.

Türkiye, Rusya ve İran, 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında,  İdlib ve çevresini "Gerginliği Azaltma Bölgesi" ilan etmişti.

Türkiye ve Rusya, rejim güçlerinin, bu kapsamda başlatılan ateşkes  sürecini ihlal eden saldırıları nedeniyle söz konusu bölge için ek bir mutabakata  varmıştı.

Rejim, destekçilerinin yardımıyla 17 Eylül 2018'de Soçi'de imzalanan  mutabakata rağmen saldırılarına devam ediyor.

Astana anlaşmaları çerçevesinde, Rusya ve İran'ın da bölgedeki  ateşkesi koruma yükümlülüğü bulunuyor.