15 Mart tarihinin Birleşmiş Milletler tarafından "Dünya Tüketici Günü" olarak ilan edildiğine işaret eden Ümit Kutbay, “Ülkemiz için daha çok yeni, çok genç olan Tüketici Hakları kavramı çalışmalarımızla anlamını kazanmaya, tüketiciler bilinçlendikçe hakkını aramaya, firmalar daha iyi daha kaliteli ürün sunmak için kendilerini geliştirmeye, idari kurun ve kuruluşlar ise daha sıkı denetimler getirmeye başlamıştır. Ülkemizin de içinde bulunduğu, adına serbest piyasa ya da tüketim toplumu denilen, ancak birkaç yüz tane uluslar arası tekelin hakim olduğu bir ekonomik sistemde yaşıyoruz. Böylesi bir ekonomik sistemde tüketiciler tek tek zayıf durumdadır. Çünkü, piyasaların belirleyici ve yönlendirici gücü piyasaya hakim durumda bulunan tekellerin, kartellerin elindedir. Her çeşit kitle iletişim aracından oluşan medya gücünü de elinde bulunduran bu güçler ürettikleri mal ve hizmetlerin reklamlarını kendi çıkarları doğrultusunda yaparak, yaptırarak piyasayı ve tüketicileri istedikleri gibi yönlendirmektedirler” dedi.
Görkemli mağaza ve alışveriş merkezlerinin günümüzde tüketim mabetleri biçiminde topluma sunulmakta olduğunu iddia eden Kutbay, “Tekellerin egemenliğindeki piyasanın ve tüketim toplumunun tuzaklarından kurtulabilmenin en önemli yolu tüketicilerin örgütlenerek güçlü ve bağımsız bir tüketici hareketi oluşturmasından geçer. Bununla birlikte, tüketiciler yasal haklarını öğrenmek, kullanmak zorundadır. Bu, zor bir şey değildir. Önemli olan tüketicilerin istekli olmasıdır. Çünkü, haklarımızı kullanabilirsek ve haklarımıza sahip çıkarsak haklarımıza saygılı olunmasını ve uygulanmasını sağlayabiliriz. Kaliteli yerli malı satın alarak paramızın ülkemizde kalmasını sağlayıp yerli üretimi geliştirmek diğer bir kurtuluş yoludur. Tüm tüketim eylemlerimizde sağlığımızı ve güvenliğimizi; aile ve ülke yararını, çıkarlarını göz önüne alarak tutum ve davranış sergilemek, tuzaklardan kurtulabilmenin önemli bir yoludur” diye konuştu.