Fransa’da geçen sene kabul edilen peçe yasası pazertesi günü yürürlüğe girdi. Bundan sonra ülkede, kamuya açık alanlarda peçe takmak ve burka giymek yasak ama yüzü açıkta bırakan çarşaf serbest. Yasaya uymayanlara 150 euro para cezası kesilecek ve yüzünün görünmesini engelleyecek şekilde peçe takmakta ısrar edenlerin zorunlu vatandaşlık stajı almaları gerekecek.
 
Birini, özellikle de 18 yaşından küçük bir kadını burka giymeye ya da peçe takmaya zorlayan kişiye 1 yıl hapis ve 30 bin Euro para cezası var. Yasağa uymamakta ısrar eden kadınlar, zorunlu vatandaşlık dersi alacaklar. Fransa’da burka takan kadın sayısının 2 bin olduğu söyleniyor. Durumdan ülkede peçe takan ve burka giyen kadınlar oldukça rahatsız. ‘Özgürlükler ülkesi’ Fransa’da yaşananları ‘peçeli kadınlar’ anlatıyor:
 
Seher: Paris’te yaşayan arkadaşım Emilie, Musevi halkın çoğunlukta olduğu St. Paul mahallesine yakın bir apartmanda Seher ile bitişik dairelerde oturuyor. Emilie’den Seher’e konuyla ilgili ne düşündüğünü sormasını rica ediyorum. “Daha önce hiç kapısını çalmadım ki? Şimdi nasıl çalarım?” oluyor ilk tepkisi. Ama çalıyor ve Seher kapıyı açıyor. Emilie, konuyu açıklayınca, konuşmak istemediğini söylüyor ama hiçbir işe yaramayacağını düşünse de iletmek istediği tek bir mesaj var: Bu yasakta anlayamadığım mesele şu: Neden peçe takmakta ısrar edersem bunun için bir ‘vatandaşlık dersi’ almam gerekiyor? Benim sizden ‘daha az’ vatandaş olduğumu kim söylüyor? Allah aşkına mutfağıma gelin bakın, çöplerimi bile ayrıştırıyorum.
 
Meryem: 27 yaşında. Fransa’nın kuzeyindeki Lille kentinde yaşıyor. Geçen salı öğleden sonra, anaokuluna giden kızını civardaki bir müzeye götürmek için yola çıktı. Fakat o ve küçük kızı müzeye alınmadı. Sebep, Meryem’in peçeli olması. “Yasağı ciddiye almadım desem inanır mısınız?” diyor kendisiyle mülakat yapan Libération muhabiri Haydée Sabéran’a. “Kızım neden içeri alınmadığımızı sordu. Ona ne anlatacağımı bilemedim. Okulda Fransa’nın ne kadar özgür bir ülke olduğu anlatılıyor. Şimdi ona özgürlüğün söz konusu ‘biz’ olduğumuzda uygulanmadığını mı söyleyeceğim? Nereden başlayacağım? Çok zor…” diyor.
 
Majhoub, Nora ve Zühre: Majhoub, Charlotte’da yaşıyor. 34 yaşında, üçüncü çocuğuna hamile. Öğleden sonra, okul çıkışında çocuklarını bekleyen onlarca anne babadan biri. Üzerinde kahverengi, eprimiş saten kumaştan bir örtü var, yüzü açık. “Korkuyorum” diyor. “Çünkü ben azınlığım.” “Çarşafınızı çıkarmak zorunda kalırsanız?” diye soran muhabire 27 yaşındaki Nora’nın cevabı, “Bu benden çıplak gezmemi istemeleriyle aynı şey. Çıkarmam.”oluyor. Zühre 35 yaşında. “Hükümetin ilgilenmesi gereken daha önemli konular varken böyle yasaklara kafayı takması can sıkıcı” diyor. Ve gerçekten öfkeli bir biçimde ekliyor: Nükleer santrallar ne olacak? Peki ya sokakta yaşayan yoksullar? Açık açık söyleyeyim bu insanlar Müslümanlar’dan korkuyor. Bense nükleerden...”
 
Polis yaka paça götürdü
 
Kenza Drider: Fran-sa’da yaşayan peçeli kadınlar arasında sembol bir isim haline gelen direnişçi Kenza Drider, geçen hafta Paris’teki Notre Dame Kilisesi’nin önünde yasağı protesto edenler arasındaydı. Drider, daha önce de Fransız Parlamentosu’nda çarşaf yasağını hazırlayan komisyona ifade vermişti. Çarşafıyla Avignon’dan trene binerek, Paris’e gelen Drider, hiçbir engelle karşılaşmadan başkente ulaştı.
 
32 yaşındaki dört çocuk annesi, 13 yıldır peçeli olduğunu söyleyerek, “Bu yaptığım bir provokasyon değil. Güvenlik güçlerini provoke etmek istemiyorum. Sadece yurttaşlık hakkımı kullanıyorum” dedi. İzinsiz gösteri yaptığı gerekçesiyle gözaltına alındı ve polisler tarafından sürüklenerek götürüldü. Drider, “Çarşaf giymemiz bizim bu ülkeye uyumsuz olduğumuz anlamına gelmiyor. Ama çarşaflı insanları istememek hükümetin bizi istemediğinin açık kanıtı” dedi.