10 yıl önce dönemin iktidarını derinden sarsan Beyaz Enerji operasyonunda 10 yıl sonra ortaya çıkan tablo: Ceza, operasyonu yöneten askere kesildi.

2001 yılında Türkiye"de iktidarı derinden sarsan “Beyaz Enerji” davasındaki yolsuzluk sanıklarına 10 yıl sonra 2011 yılında “6-9 bin TL” arasında para cezası verildi. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer"in MGK toplantısında Başbakan Bülent Ecevit"e anayasa kitapçığı fırlatmasına neden olan Beyaz Enerji operasyonunda “düğmeye basan askeri yetkili” emekli Kurmay Albay Aziz Ergen 10 yıllık süreci “Yapanın yanına kâr kaldı” sözleriyle özetledi.

Operasyonu yaparken Türkiye"de kurulması planlanan nükleer santral için “Ankara"da 50 milyon dolar rüşvet verildiğine” yönelik kasetin kendilerine ulaştığını söyleyen Ergen, o tarihte operasyonun önünün, dönemin hükümette görevli üst düzey yöneticiler ve bağlı olduğu üst düzey generaller tarafından kesildiğini belirtti.

Beyaz Enerji operasyonundan sonra kendi hayatının da değiştiğini söyleyen Ergen, terfi yerine cezalandırıldıklarını, emekli olduktan sonra da kaleme aldığı ve Beyaz Enerji operasyonunu anlattığı kitabın ardından askeri sosyal tesislere girişinin yasaklandığını belirtti. Ergen, kendisine konulan orduevlerine giriş yasağını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"ne (AİHM) taşıdığını da sözlerine ekledi.

10 yıl önce 10 yıl sonra

10 yıl önce gazetelere “Düğmeye basan asker” olarak manşet olan emekli Kurmay Albay Ergen"le Ankara"daki mahkemenin önceki gün aldığı kararı konuştuk. Beyaz Enerji"deki önemli bürokratlara 6-9 bin TL adli para cezası verildiğini duyduğunda ilk önce şaşıran Ergen, 10 yılın özetini gazetemizle paylaştı. Albay Ergen"in değerlendirmesi özetle şöyle:

Yapanın yanına kâr kaldı

- Beyaz Enerji operasyonu 3 Ocak 2001 tarihinde başlamıştı. Bugün bu operasyonun üzerinden tam 10 yıl geçmiş bulunuyor. Karar gereğince operasyonda gözaltına alınan önemli kişiler 6-9 bin TL cezalarla olaydan sıyrılmış bulunuyorlar. Zaten olay sürecinde Meclis Soruşturma Komisyonu"nun Yüce Divan"a gönderdiği o dönemin bakanları da zamanaşımı nedeniyle cezalardan kurtuldular. Böylece yapanın yanına kâr kalmıştır.

Nükleer rüşvetin kaseti vardı

- O dönemki siyasiler ve bürokratlar uydurma bir enerji politikası geliştirerek kendi işadamlarına enerji santralları ihaleleri vererek açıkça rant sağlattırıyorlardı. O dönem kurulacak nükleer enerji ihalesinde de ilk elimize gelen kasette Ankara"daki üst düzey yetkili, rüşveti verirken “50 milyon dolar aldılar” diyerek tepkisini dile getirmekteydi.

Operasyonun önünü generaller kesti

- Her zaman olduğu gibi bu operasyonun da önü, hükümette görevli üst düzey yöneticiler ve bağlı olduğumuz üst düzey generaller tarafından kesildi. Operasyona katılan personelin terfileri engellenmiş, adeta cezalandırılmışlardır. Vatandaşımızda şu anlayış yerleşmiştir: “Eğer siyasetçi isen bu ülkeyi soyarsan sana bir şey olmaz. Çünkü siyasetçinin görevi atadığı bürokrata, istediği işadamına ihaleyi verdirmektir.”

Orduevlerine girişim yasak

- Beyaz Enerji operasyonu ile ilgili yazdığım “Kirli Ellerin İttifakı” isimli kitabımdan dolayı haklarında suç duyurusunda bulunduğum generallerin bilgisine başvurulmadığı gibi, idari olarak cezalandırıldım. Sosyal tesislere girişim yasaklandı. Açtığım dava şu an itibarıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"nde devam etmektedir. Suçum yolsuzluklarla ilgili bu kitabı yazmak.

AYKUT KÜÇÜKKAYA/CUMHURİYET