Japonya Başbakanı Naoto Kan, Tokyo yönetiminin kurlar konusunda G-7 ülkeleriyle işbirliği istediklerini, ancak gerekli görürlerse ''kararlı adımlar'' atacaklarını söyledi.

Kan, ''G-7 toplantısı yaklaşıyor, buna rağmen gerektiğinde müdahale dahil Japonya kararlı adımlar atacaktır. Japonya'nın temel tavrı bu'' dedi.

Güçlü yenin ihracatına zarar vereceği kaygısı taşıyan Japon yetkililerin, altı yıldan sonra ilk kez 15 Eylül'de piyasaya müdahalede bulunması diğer ülkelerin eleştirisine yol açmıştı. Japonya, yenin değerlenmesini engellemek için piyasaya yaptığı müdahalede 2 trilyondan fazla (24 milyar dolar) yen satmıştı.

Maliye Bakanı Yoshihiko Noda, kurlarda devalüasyonun küresel ekonomi için kötü olduğunu, ancak kendi müdahalelerinin kurlarda aşırı hareketleri durdurmayı amaçladığını ve yeni özel bir seviyeye getirme işareti olmadığını ifade etti.

Küresel politika yapıcıların dolardaki büyük çaplı değer kaybı konusundaki anlaşmazlığı, gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinin değerinin artışını engelleme çabaları ve Çin'in para birimi yuanın değerini artırmaya yanaşmamasının küresel ekonomideki toparlanmaya zarar verebileceği yönündeki görüşlere sebep oluyor.

Bu geriliminin düşmemesi halinde ticari korumacılığın başlayacağı uyarısı yapılıyor. Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick, ''Birisi bu durumu çatışmaya ya da korumacılık biçimine çevirirse o zaman 1930 yılındaki hataların tekrarı riskine yol açarız. Tarih komşuyu zarara sokma politikasının çalışmadığını gösteriyor. Dünya Bankası ve IMF gibi uluslararası kuruluşlar daha fazla zarar verici bir sonuca dönüşmeden önce kur gerginliğinin idaresine yardımcı olabilirler'' dedi.

Zoellick, kurlarla ilgili gerilimin, büyümeyi desteklemek için dünyanın özel sektöre ihtiyaç duyduğu dönemde yatırımcı güvenine zarar verebileceği uyarısında bulundu.

IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn da finansal kriz sırasında ortaya çıkan küresel ekonomik işbirliği ruhunun, resesyonun yerini inişli çıkışlı ve zayıf toparlanmaya bırakmasıyla zayıfladığını, zayıf küresel işbirliğinin üzücü olduğunu söyledi.

Herkesin küresel krize iç çözüm olmadığı fikrini aklında tutması gerektiğini belirten Strauss-Kahn, ''çok askeri'' olması nedeniyle ''döviz kuru savaşı'' ifadesinden hoşlanmadığını, ancak ''birçoğunun kendi para birimini silah olarak düşündüğünü söylemenin adil olduğunu ve bunun kesinlikle küresel ekonomi için iyi olmadığını'' kaydetti.

Fransa Maliye Bakanı Christine Lagarde, Washington'da yaptığı açıklamada, Özellikle Çin, Japonya ve Güney Kore'nin son zamanlarda döviz kurlarına müdahalesinin hükümetler arasında daha iyi bir eşgüdüme ihtiyaç bulunduğunu gösterdiğini söyledi.

Döviz kuru ve ticaret savaşları konuları bugün G-7 Maliye Bakanları toplantısı ile IMF ve Dünya Bankası'nın haftasonu yapacağı yıllık toplantılarda ele alınacak.

A.A.