AA muhabirlerinin sorularını yanıtlayan Bilmaç, kentsel dönüşümle ilgili değerlendirmelerde bulundu. İşin ranta dönüşmemesi için projenin Bakanlık tarafından yürütüldüğünü anlatan Bilmaç, ”Sayın Bakanın telaffuzuyla bu proje 400 milyar dolarları aşan bir büyüklük arz ediyor. 20 yıllık bir sürede bu paranın harcanacağını ve bunun da kaynağının olduğunu var sayarak, inşaat malzemeleri sektörüne de toplamda minimum 50 milyar dolarlık ekstra bir pazar oluşturacağını tahmin ediyoruz. Kentsel dönüşümünün sektör için tam bir ilaç olacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın çizdiği projeksiyona göre, kentsel dönüşümün 10 ila 20 yılda bitirilecek bir proje olduğunu anımsatan Bilmaç, ”50 milyar doların 10 yıla yayılacağını düşünürsek, proje iç pazara yıllık 5 milyar dolar ortalama artı getirecektir. Seneliği 5 milyar dolara gelirse toplam pazarımız, iç pazardaki operasyonel gücümüz en az yüzde 2,5 ila 3 civarında artar. Bu yıl böyle bir şey olmuş olsaydı yani 2012’ye böyle bir pay düştüğü var sayılsaydı geçen yılki normal ekonomik dilimimizi geçebilirdik. Bu nedenle bu proje bizim için çok önemli” diye konuştu.

Sektör olarak projeye her boyutta hazır olduklarını Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ve ilgili bürokratlara ilettiklerini anlatan Bilmaç, ”Proje başlasa bile biz İMSAD olarak zaten hazırız” dedi.

Türkiye’de son dönemde nitelikli konut yapımının hızlandığını belirten Bilmaç, sektör olarak her türlü inşaat tipi için malzeme verebilecek durumda olduklarını vurguladı. Kentsel dönüşümün yanı sıra yeşil sertifikalı binaların da gündeme gelmeye başladığını belirten Bilmaç, şunları söyledi: "Yeşil sertifikalı bina yapacak herkesin yanında varız. Malzemelerin dışardan gelmesi gerekmiyor. Yeter ki Türkiye’deki inşaat kalitesi, çıtası uluslararası standartlara çekilsin. Bir an önce örnek seçilmiş yerlerde başlamasını arzu ediyoruz. Bu arada doğal olarak Van’dan başladığını söyleyebiliriz. Çünkü orada yeni bir Van kuruluyor. Eski yıkılan binaların üzerine değil de daha sağlam bir zemine kent yapılmaya başlandı. İstanbul’da tabi bu söz konusu değil ama İstanbul’da seçilmiş örnek bölgeler var. Anadolu yakasında Kadıköy’de bazı bölgelerde hemen başlayacak.”


"Arap Baharı ülkelerinde ihracatımız çok büyük etkilendi"

İMSAD olarak 47 - 48 ülkeye ihracat yaptıkları bilgisini veren Bilmaç, Arap Baharının yaşandığı ülkelere ihracatlarının bu ülkelerdeki olaylardan dolayı çok büyük oranda etkilendiğini belirtti. Bilmaç, ”Biz Arap Baharı ya da sonbaharı diye ağlamıyoruz. Evet bizi çok etkiledi. Arap baharının yaşandığı MENA (Orta doğu ve Kuzey Afrika ) ülkelerine ihracatımız 2010 yılında toplam ihracatımızın yüzde 17’siydi. Bu kayba rağmen 2011 yılı ihracat rakamları hiç de fena çıkmadı” dedi.

Sektörün atacağı oklarıyla hedefi başka yere çevirebildiğini dile getiren Bilmaç, ”Eğer MENA ülkelerindeki sıkıntının geçmesini bekliyor olsaydık, başta demir çelik, demirden ve çelikten mamuller ile seramik sektörlerimizde olmak üzere çok ciddi oranda kan kaybederdik. Çünkü bazı üretim kalemlerimizde ihracat çok ciddi yer tutuyor” ifadelerini kullandı.

Yurt dışı pazarlardaki son duruma da değinen Bilmaç, ”Burada tabi pazar çeşitlendirmesi için çok ciddi çalışmalar olmakla birlikte Avrupa, bizim için tüm durgunluğuna rağmen hala önemli bir pazar. Irak hala bizim için pozitif anlamda gidiyor. Libya’da henüz canlanma olmadı ama Cezayir ve Tunus’ta ufak ufak hareketlilik başladı. Mısır’da da aynı şekilde pozitif yönde ciddi kıpırdanma var. Suriye sektör için gittikçe artan ve çok önemli bir müşteri konumundaydı. Suriye’deki iş yaptığımız dostlarımızla biz bir biçimde haberleşiyoruz zaten. Ortalık yatışınca Suriye’deki müşterilerimizi gidip ziyaret edeceğim” diye konuştu.

Türkiye’nin genel ihracat verilerinde düşme görüldüğünü hatırlatan Bilmaç, inşaat malzemesi sanayicileri olarak 2011 yılının ilk çeyreğinde 4,2 milyar dolarlık ihracat yaptıklarını, 2012 yılının ilk çeyreğinde yaklaşık 4 milyar 800 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiklerini ve dönemsel olarak yüzde 13,8 artış kaydettiklerini söyledi.

"İhracatımız ithalattan 3 kat daha fazla"

Sektör olarak cari açığa pozitif olarak katkı sağlayan ve cari açık sorununu azaltan bir yapıya sahip olduklarına dikkati çeken Bilmaç, ”İthalatla ihracat arasında bizi çok sevindiren ve hep öyle olmasını devam ettiğimiz ters bir oran var. İhracatımız çok yüksek, ithalat o kadar düşük. Yani ihracatımız inşaat malzemesi ithalatından 3 kat daha fazla. Yılın ilk çeyreğinde inşaat sektörünün cari dengeye doğrudan pozitif katkısı 2 milyar 960 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Yani yaklaşık 3 milyar dolar düzeyinde cari dengeye pozitif katkı sağlamışız. Oransal olarak oldukça büyük bir rakam. Bununla da gurur duyuyoruz” diye konuştu.

Türkiye’de çok geniş ürün yelpazesi olan bir sektörde, inşaat malzemeleri sanayinde üretimde kapasite fazlalığı olduğunu söyleyen Bilmaç, ”Bu fark bugüne kadar yüksek ihracat gücü olarak bize geri döndü. Geçen yıl 18 milyar 1 milyon dolarlık bir ihracat yapıldı. Güzel bir rakam, ama 2008 yılında ihracatımız 24 milyar 700 milyon dolara çıkmıştı. Sektör olarak hedefimiz 2015 yılında 40 milyar doları ve 2023 yılında da 100 milyar doları yakalamak. Türkiye’nin 500 milyar dolarlık Cumhuriyetin 100. yılı 2023 hedefinde biz 100 milyar dolar olarak varız, 5’de biri üzerinde durulması gereken çok önemli bir rakam” diye belirtti.

"MENA bölgesinde yaşanan olaylar bize bugüne kadar hiç görmediğimiz bir şey öğretti: Politik riskler”

İMSAD’ın geleceğe dönük alt yapılarını hazırladıklarına değinen Bilmaç, şunları anlattı: ”TİM içerisinde stratejiler geliştiriyoruz, yol haritamız belli, kademeli olarak 2015’te, 2023’te geleceğimiz yer belli. Ancak bu hedefin konulduğu tarihlerde geniş anlamda Arap Baharı henüz başlamamıştı. MENA bölgesinde yaşanan olaylar bize bugüne kadar hiç görmediğimiz bir şey öğretti. Kendi sektörümüzde ’politik riskler’. Biz bu konuda çok deneyimli değilmişiz, bunu gördük. Şimdi politik riskleri de ciddi ciddi hesaplıyoruz. Dolayısıyla bu bize yurt dışına fiyatlama yaparken göz ardı etmediğimiz bir maliyet unsuru getiriyor. Bu fiyatlarımızın artması anlamında değil. Türk inşaat malzemesi ihracatçısı yurt dışına mal satarken politik risk gördüğü yerlerde sigorta kuruluşlarına belli bir bedel ödüyor. O ödediğimiz bedeli de malın içine yediriyoruz.”

Ortadoğu’da, İran’da, Türki Cumhuriyetler’de sektör olarak en büyük üstünlüklerinin çok iyi bir teknik servis hizmeti vermeleri olduğunu da söyleyen Bilmaç, "Bu çok önemli bir ayrıntı. Bugün bir Avrupalı politik nedenlerden ya da coğrafi olarak kendini yakın hissetmediği için ya da gönül bağı çok iyi olamadığı için teknik servis konusunda yetersizler. Çok iyi değiller. Büyük firmalar bile burnundan kıl aldırmıyorlar ama biz öyle değiliz. Örneğin İMSAD çatısı altında çok geniş bir ürün portföyü var. İran’dan örnek verecek olursak deprem için zemin yalıtımları çok önemlidir, bizim firmamız orada teknik ekiplerimizle uygulama yapıp, farklarımızı anlatıyor. Yaptığımız; alıcıya hastalığını ve ilacını da gösterip, anlatmak. Bir Alman, Fransız, İngiliz, İtalyan bunu çok kolay yapamıyor. Bu bölgede olmak istemiyorlar. Biz coğrafi yakınlığımızı aslında onlara karşı bir avantaj olarak kullanabiliyoruz” tespitlerinde bulundu.