Ciddi bir uyarıda bulunan Aytek, "Maçlar başlayınca kitle psikolojisiyle taraftarın ne yapacağını hesaplamak çok zor. Geriye dönüşü olmayan olaylar yaşanabilir" dedi. 
 
EFSANE POLİS ŞEFİ: ATİLLA AYTEK
 
Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı olarak Ergenekon, şike operasyonu gibi operasyonlara imza atan birimi 2 Şubat 1980'de kuran, bir efsane polis şefi Atilla Aytek. İsviçre'de, Fransa'da, ABD'de ihtisas eğitimlerini almış, yüksek lisanslı emniyetçilerden. Kastelli'yi, Heybetli'yi getirmiş, babalar operasyonunu yürütmüş, bombalanmış, kurşulanmış, neler görmüş neler... Avrupalılar, ona gözü karalığından dolayı "Bandido" lakabını takmış, "haydut" demek. Ama, biz bu efsane polisin kapısını operasyonlarını konuşmak için değil, 7'den 70'e herkesin merakla izlediği futbolda şike operasyonları için çaldık. Türkiye'de bir emniyet müdürü olarak bir kulübün başkanlığını yapmış ilk isim. Önce Eskişehirspor başkanlığı, ardından 17 sene Gençlerbirliği'nde Teknik Asbaşkan, İdari Asbaşkan ve Başkan Vekilliği görevlerini yürütmüş. Futbolun içinde yaşananları en iyi bilen emniyetçi ile şike operasyonunu konuştuk. 
 
Aytek'ten ligler için uyarılar
 
Geri dönüşü olmayan olaylar çıkabilir
 
 
* Bugün Türkiye'nin en önemli gündem maddelerinden biri şike.
 
Sporda Şiddet Yasası çıkmadan evvel bu türlü olayların muhatabı bir tek Rüşvet Yasası idi. Şimdi bu yasa çıkınca şike olaylarına bakılma imkânını tanıdı. 
 
* Böyle gelmiş böyle gitmez mi yani?
 
Bugün yaşananları Türk spor tarihinde milat olarak kabul etmek lazım. Futbol artık bacasız endüstri. Bundan ekmek yiyen sadece futbolcular değil, alt yapısı var, binlerce insan çalışıyor. Toplumun büyük bir bölümünün, 25 milyona yakın insanın zevkle seyrettiği maçları bu temizlikle götürmek lazım.
 
STATLAR PSİKOLOJİK REHABİLİTASYON MERKEZİ 
 
* Tabii ki sadece sahadaki maç değil,  milyarlarca dolar harcanıyor, toplumları etkiliyor. 
 
Stadlar psikolojik rehabilatasyon merkezi haline gelmiş, adrenalin artıyor, küfrediyor, bağırıyor, çağırıyor. Yasa ile bu da artık organize edilecek, eksiklikleri de zaman içinde tamamlanacak. 
 
* Nedir sizce yasanın eksikliği?
 
İhtisas mahkemeleri. Bakın şimdi liglerin başlaması ve devam etmesi için bir karar verilmesi gerekiyor, ancak bunun için mahkeme kararı beklenemez. Mahkemelerin çalışmasında en önemli husus bilirkişilerdir. Mahkemeler köşe yazarlarına, yorumculara göre değil, bilirkişi heyetlerinin değerlendirmelerine göre bir karar verebilir. Ama, bu bilirkişilerin, futbolun içinde yetişmiş insanlar olması lazım. Bütün bunlar için ihtisas mahkemelerinin kurulması lazım. Futbol Federasyonu'nun zor durumda kalmaması için de ihtisas mahkemelerinin süratle kurulması lazım. 
 
* Federasyon ligleri bir ay erteledi, bu yeterli mi?
 
Bu işte nihai kararı verecek olan mahkeme, savcılık iddianamesi değil, ama mahkemenin bir karar vermesi çok uzun sürer. Futbolun bu kadar beklemeye tahammülü yok. Şu anda federasyon en doğru işi yaptı, UEFA ve FIFA'ya sorumlu. Kendisine gönderilen dosyaları Tahkim Kurulu'na ve hukuk kuruluna tetkik ettiriyor. Federasyon Avrupa'ya takım gönderecek, içeride maçları organize edecek, çok zor durumda. Çok iyi  düşünerek ve çok tarafsız olarak karar vermek mecburiyetinde. Vereceği kararın da mahkemenin gelecekte verebileceği kararla örtüşmesi lazım, yanılgı payı bile yok, Allah  onlara yardım etsin. 
 
* Türkiye belki yeni yüzleşiyor ama, İtalya'da, Fransa'da takımlar ligden düşürülüyor. 
 
Adamlar sistemlerini kurmuşlar. Bu konuyla ilgili kurulmuş mahkemeler var. Futbolun akışı içinde süratle mahkemeler karar veriyor. Lig başladığı zaman hiç kimsenin kafasında soru işareti kalmıyor. Dünyada düşürülen çok kulüp var. Yasa yeni çıktı, tatbikatında zamanı iyi kullanmak önemli. Şu anda bu işin tek silahı var o da zaman. Futbol Federasyonu bir karar verecek, diyelim ki bir takımı düşürdü, adam mahkemede beraat ederse ne olacak? Hamur var, kanun,  yağ da, süt de var, börek yapılacak, en son çörek otu kalmış ihtisas mahkemelerini kurmak. 
 
TARAFTARIN NE YAPACAĞINI KESTİRMEK ÇOK ZOR
 
* Bu süreç lige nasıl yansır?
 
Maçlar başladıktan sonra kitle psikolojisi içinde olan taraftarın ne yapabileceğini hesaplamak çok zor. Türkiye maçlar başladıktan sonra geriye dönüşü olmayan olaylarla karşılaşabilir. Hangi psikologa sorarsanız sorun kitle psikolojisi çok farklıdır. Çok düzgün olarak bildiğiniz insanların kitle ile beraber hareket ettiğinde yaptıklarına inanamazsınız. Bundan sonra bir çok düzenleme gelecektir. 
 
* Ne gibi düzenlemeler?
 
Menejerlik işleri düzenlenmeli, dışarıdan ello çello gelir de menejerlik yaparsa futbol da bu hale gelir. Güvenlik işleri düzenlenmeli, yasaya uyum düzenlemeleri çıkarılmalı. 
 
HERKES HER ŞEYİ KONUŞMAYACAK
 
* Bir emniyetçisiniz, sizce şike nasıl yapılıyor?
 
Şike rüşvetin futbola adaptasyonudur, alanı da vereni de suçludur. Şike tamamen çok gizli, hiç kimsenin haberi olmadan insanların birbirleriyle anlaşmalarıdır. Düşme potasında olan takımlarya ya da şampiyonluğa oynayan takımlarla ilgili olarak genellikle konuşulur. 
 
FUTBOLUN YAZILMAMIŞ YASALARI VARDIR
 
* Bir futbolcunun şike yapması kolay birşey midir? 
 
Bir futbolcu işi için bedenini ortaya koyar, e ne bayram var ne de cenaze var. Büyük özveri gösterir. Her toplulukta olduğu gibi futbolun da yazılmamış yasaları vardır. Mesela bir futbolcunun gece hayatını düzenlememesi takıma ihanet olarak algılanır. Bunların içinde kötü niyetliler varsa, takımın emeğini kendisi için paraya dökmeye çalışan varsa o da takımına ihanet eden adam pozisyonundadır. Böyle bir futbolcu için en büyük mahkeme takımıdır. Takım ruhu burada devreye girer. Takım bu işleri yapan adamı kabul etmez, dışlar, içinde barındırmaz, bir anda koruma kalkanı örülür ona karşı, bu futbolcular takımın kendi iç mahkemesinde zaten mahkum olurlar.  
 
* Siz hiç teşvik ya da şike duyumu almadınız mı?
 
Bu ancak verilen parayı yakalamakla ispat edilir. Futbolun içine de girsek, "40 senedir polis gömleği var, yakar" diye sokulmuyor kimse yanımıza. Bizim olduğumuz yerde, yanımızda yöremizde organize işler olmaz, konuşulmaz. Dedikoduya dayalı konuşamayız biz. Ben ancak onu yakalayınca konuşabilirim. Bana hiç intikal etmedi, ama kahvede oturan bile konuşur. Bundan sonra herkes herşeyi konuşamayacak, herkes konuşurken ağzından çıkana dikkat edecek, başta yorumcular, yöneticiler... Futbolcular zaten fazla konuşmazlar. Artık dedikodular ortadan kalkacak, futbolun içinde aksayan yönler düzenlenecek.
 
BU İŞİN TEK AMACI PARA
 
* Size aksayan yönler neler?
 
Lig bir araçtır, amaç UEFA'ya gitmektir. Onun için artık kulüpler UEFA kriterlerine göre kulüpleri düzenleyip, profesyonelleştirmek mecburiyetindeler. Hâlâ iş Dernekler Yasası ve kulüplerin kendi yapısına göre tüzük tadilatları ile gidiyor. 2007'de son çıkan Dernekler Yasası'na göre başkan olan adamı almak mümkün değil. Dernekler Yasası kulüpler düşünülerek çıkarılmış bir yasa değil, Kanaryaseveler Derneği ile bir spor kulübünün tabi olduğu kurallar aynı. Bunların da düzenlenmesi gerekiyor. 
 
* Ne pahasına olursa olsun kazanma duygusu mu aslında şikeye yönelten?
 
Futbola bacasız endüstri dedim. Bu kadar paranın döndüğü ve binlerce insanın çalıştığı bir yerin iyi idare edilmesinin bir tek yöntemi o parayı kazanmak. Bu işin bir tek amacı var para. Bu para da Lig TV'den, Spor Toto'dan, reklam gelirlerinden, sponsorluktan, UEFA'dan geliyor. UEFA'ya giden her takım çantasını parayla dolduruyor. Bu da ne pahasına olursa olsun kazanma arzusunu doğuruyor. 
 
* Özellikle yöneticiler hep hakemleri eleştirir, hakemler olağan şüpheli olarak görülürdü. 
 
Yönetimler kendi beceriksizliklerini zaman zaman sağa sola yüklemeye kalkarlar. Bu kadar şiddetin, gürültünün, ters yorumun içinde işlerini en düzgün götüren adamlar hakemler. Herhalde şimdi hakemler "hep bizi söylüyordunuz, ne oldu?  Hep beraber düğün bayram" diyorlardır.
 
bugün