Kişi başı 3 tane için tarif vereceğim, yani iştahı yerinde 4 kişi için 12 adet biber.
Her şeyi karıştırıp biberleri dolduracaksınız. Domates salçasını ise ayrı tutacaksınız. Bir kaşık un, 2 kaşık tereyağı, bir kaşık da salçayı kavuracaksınız. Az az kaynar su ile açıp şöyle kıvamlı, fokur fokur kaynayan salça ile unun güzel kokusunu aldığınızda dolmaların üzerine dökün (dolmaların hizasında olacak). Kapağı kapatın, pirinçler iyice uzayınca da altını tamamen kapatın. İyice dinlensin.
*Tercih ederseniz borcama dizip fırında, üstünün iyice kızarmasını da sağlayabilirsiniz, ama ben gerek görmüyorum.
Güzel bir yoğurtla birlikte bomba gibi, şahane yemektir bu. Yemeği daha kuvvetli yapmak isterseniz kıymanızın içine biraz da kuyruk yağı ekletin. Omega 3'ün en zengin ve en sindirilebilir şeklidir.
Semizotu ile yapabilirsiniz. Pazı yaprağı ile, ıspanak ile, taze asma yaprağı ile yapabilirsiniz.
Yani yarım kilo kadar yaprak gerekecek size - ne varsa o!
Önce soğanları yemeklik doğrayıp yağın içinde kavurun, sonra tereyağını ekleyin, kavurmaya devam edin.
İnce doğranmış kırmızı kapya, sonra da salçalar... Bunları iyice, kokuları çıkana kadar kavurun. Sonra doğranmış yapraklar. Bunu da şöyle bir çevirip bulguru, doğranmış domatesi ve baharatları ekleyeceksiniz. Üzerini 2 parmak geçecek şekilde kaynar suyu da ekleyin. Bir kez karıştırıp suyunu çekince kapatın. Dinlensin. Yani bulgur iyice şişsin.
Koyu kıvamlı bir yemek olacaktır. Servise aldığınızda üzerine sarımsaklı yoğurt gezdirin. Dört koldan güçlü, kuvvetli ve dengelidir. Eşlikçi olarak kavun, karpuzla şahane yakışır. Aslolan tabii evinizde, bahçenizde varsa, asma yaprağı ile yapılandır, ama ben pazıyı daha çok seviyorum.
*Birebir aynı tarifi, parmak parmak doğranmış taze fasulye ile de uygulayabilirsiniz.
Doyurucu, enerji veren, besin değeri çok yüksek, şahane yemek.
Haşlanmış, süzülmüş mercimek lazım bize.
Tereyağı ve zeytinyağı karışımında iri bir soğanı ufak ufak kesip kavuracağız. Ardından kapya biber... Sonra salçayı ekleyip kavurmaya devam edeceğiz ve güzel bir salça kokusu geldiğinde içine haşlanmış mercimekleri ekleyeceğiz. Çevire çevire az biraz kaynar suyu ve baharatları da ekleyin. Bunu az sulu (koyu) bir yemek kıvamında pişirin. Sonra yarım saat dinlensin.
O dinlenirken erişteyi pişirin. Tencerede su kaynatın, biraz tuz atın, birkaç damla da zeytinyağından sonra erişteyi içine salın. Kırmadan ve hiç parçalamadan dikkatlice pişirip kevgire alın. Sonra büyük bir çukur servise bu erişteyi alın ve üzerine koyu kıvamdaki salçalı soğanlı mercimeği dağıtın. Sarımsaklı yoğurt ve kırmızı biberli tereyağı gezdirin, böylece tamamdır. :)
Enerji dolu bir yemek bu. Çocuklar için enfes, sıfır itiraz. Tadı da tahmin edilenin çok üzerinde oluyor.
Aşırı ötesi sıcaklar yüzünden fasulyenin çiçeği maalesef öldü bu sene. 200 kilo verim alınan bir alandan 30 - 40 kilo anca çıkarabiliyoruz. Fiyatı bu dengesiz durumda yüksek. Fakat yarım kilosundan dört kişilik tencere yemeği pişiyor.
Kemikli et ya da basitçe kıyma ile yapmanızı tavsiye ederim. Yarı yarıya piştikten sonra yemeğe küp küp patates de ekleyebilirsiniz. Güzel bir ev yapımı ekmek, bir kase de yoğurt ile yazın en güzel yemeklerinin başına rahatça geleceğine emin olabilirsiniz :)
Yapımı çok basit, lezzeti eşsiz ve benzersiz, tarımı ve hasadı inanılmaz boyutta zor bu ürüne gereken sevgiyi ve ilgiyi göstermenizi rica edeceğim.
Çok değil, belki 10 sene sonra kitaplardan gösterilecek bir kayıp tür olacak bu sebze. Gerektirdiği zor çiftçiliği yapacak kimse yetişmiyor artık. Maalesef tarımının sonu da ufukta açıkça gözüküyor. Yakalayan son nesil olarak doya doya yiyin derim.
Soğumuşu, üzerine maydanoz kıyılmışı, hele bir de bir fiske şeker ile pişmişse ruhu bedenden ayırır :)
Hepimizin bildiği şeyler, barbunya, soslu kızartma, zeytinyağlı fasulye... Bunlar yaz günlerinin en güzel yıldızları.
Son bir şöyle daha geleneksel, daha kuvvetli, büyüme çağındaki çocuklarla dolu evler için tarif:
Anadolu'da bu yemek, pişmesi için mahalle fırınlarına gönderilir. Büyükşehirde yer yer mümkün...
Elbette çelik bir tencerede de yapılabilir. Fakat cidden büyük, kocaman, rahat hareket edebileceğiniz bir tencere olmalı bu.
Tencereyi boş iken iyice kızdıracaksınız. Sonra 3 - 4 tane, iri yaprak şeklinde kesilmiş kuyruk yağını sereceksiniz. Alt-üst kızartıp iyice eritin bunları. Kuru soğan ufaklarını ya da güveçlik arpacık soğanları temizleyip bu tabandaki yağın içine ekleyeceksiniz.
Sonra iyice kavurun.
Üzerine bir kilo kemikli et (ne tercih ediyorsanız) koyup çevirin. Suyunu salsın, sonra da çeksin.
Tamamen kendi suyunda yapacaksınız bu işi.
Et yumuşayınca tereyağı, salça, 8-10 tane doğranmış biber (acı veya değil), sarımsak, doğranmış ve tuzlu suda acısı çıkarılmış patlıcanlar, kuşbaşı patatesler (isterseniz çiğden isterseniz önden kızartarak) ekleyin.
En son domates rendesini de dökün üzerine. Az az da tereyağı atın.
Tencereyi kapatın, hiç açmadan yarım saat pişirin. Yarım saat de dinlendirin, kafi.
İyi malzemelerle yaparsanız çok lezzetli ve çok güçlü bir öğün olacaktır. Yanında sadece ayran veya cacık yeterli gelir. Eğer içine patates koymazsanız güzel bir patates püresi veya pirinç pilavı da getirilebilir. Yaz bitmeden, bir kez olsun, mutlaka yapın.
Tencereden, yemekten, mutfaktan korkan bir nesil yetiştirmeyin ne olur... Yemek kültürü, yani sofra kültürü... Sofralar ise insanları bir araya getiren olgu. Kaybederseniz çok şey yanında gidiyor. Sofraları kuran, yer alan, bir arada olanlardan olun isterim.
Kaliteli, buz gibi kaynak suları, ev yapımı ayran, az şekerli hatta şekersiz hoşaf, kompostolar...
Kıymet bilen herkese selam olsun :)
* * *