Konya’da seyahat acentesi işleten Gökhan ve Yasemin İlerigiden çifti yaşadıkları talihsiz olay sonucu hayatlarını kökten değiştirecek bir maceraya adım attı. İnsanlara küsen çift küçük kızlarını da alıp Kadınhan ilçesi Soğukpınar Yaylası’nın yolunu tuttu.

Yaylada kendilerine bir ağaç ev yapmak için arazi satın alan aile ikinci şoku da burada yaşadı. Aldıkları arazinin ev yapımı için yeterli büyüklükte olmadığını ve izin alamayacaklarını öğrenen aile çareyi Tarım Müdürlüğü’nün projesinde buldu. Proje ile kendilerine ev yapma izni çıkan aile kendi elleri ile hayallerindeki ağaç evi yaptı. Kurdukları yeni yaşamın birçok kişiye ilham vermesini istediklerini belirten Gökhan İlerigiden yaşadıklarını anlatırken “Bizim Konya’da bir seyahat acentemiz vardı. Ardından bir dolandırılma hikayemiz oldu. Müteahhitten bir eve girdik eşimin altınları ve bir miktar paramız orada gitti. Bu olaydan sonra biz de şehir hayatını terk ederek bir arazi satın aldık. Daha sonra araziye ev yapamayacağımızı öğrendik. Daha sonra tarım müdürlüğünün ağır yapan kişilerin araziye ev yapmasına izin verdiklerini öğrendik. Biz de o düzenlemeden faydalanarak kendimize ev yapmaya başladık. Projeyi çizdirdikten sonra evi babam Feyzullah İlerigiden ile beraber kendi başımıza yaptık. Yaşadığımız olay sonrasında insanlara küstük diyebiliriz. Müteahhit ile yapamadığımız şeyi kendimiz yapmış olduk böylece. Herhangi bir tecrübemiz yoktu bu konuya ilişkin. Araştırmalar yaparak, deneyerek ve yanılarak çözümler bulmaya çalışıyoruz” dedi.

Evi yaparken üçgen ev tercih etmelerinin sebebini anlatan İlerigiden, “Ev yaparken üçgen ev tercih etme sebebimiz bu bölgenin kışın çok kar alması. Üçgen olunca çatıda kar birikmiyor. Komple ahşaptan yapılan üçgen evler hoşumuza gidiyordu. İnşaata 2 yıl önce başladık. 6 ay gibi bir sürede de inşaat bitmiş oldu. Bir, bir buçuk yıldır da eşim ve bir çocuğumuzla beraber burada yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

DEĞİŞİM ÖNCE DAMAK TATLARINA YANSIDI

Hayatlarındaki değişiklikleri anlatan İlerigiden, “Hayatımızda öncelikle yediğimiz, içtiğimiz ürünlerin tadı değişti. Kendi ürettiğimiz ürünleri yemeye başladık daha organik beslenmiş oluyoruz böylece. Kendimize ve ailemize daha fazla vakit ayırabilmiş oluyoruz. Daha tam olarak faaliyete geçmedik. Ağırı bitireli birkaç ay oldu sadece. Henüz hayvanlarla ilgili tecrübemiz bulunmuyor. Ama şehrin gürültüsü ve patırtısına nazaran burada daha huzurlu bir hayat geçireceğimiz aşikar” şeklinde konuştu.

İnsanların böyle bir göçte nasıl bir hayatlarının olacağına dair önemli noktalara değinen İlerigiden şu ifadeleri kullandı:

İnsanlar böyle bir hayata cesaret edemiyorlar. Cesaret edememelerinin sebebi neyi nasıl yapacaklarını tam olarak bilmedikleri için endişe duyuyorlar. Hala seyahat acentemiz bulunuyor ama çok faal olduğunu söyleyemeyiz. Buraya taşındıktan sonra onunla ilgilenmeyi bıraktık. İnsanlara Youtube kanalımız üzerinden de göstermeye çalıştığımız şey insanların tek başına yetebilirliği. Gıda ürünlerini kendisi temin ederek yaşayabilir. Aynı zamanda ürettiklerini de satarak gelir elde edebilir. Bizim de şu an ağırımız yeni bitti. Hayvanlar geldikten sonra belli olacak o yündeki kazancımız. Bizim de en çok aldığımız sorulardan biri bu oluyor. Şehirden köye göç etmekte geçimin neyle ve nasıl sağlandığı oluyor. İnsanların bir de kendi evlerini yapma cesareti bulunmuyor. Bizim de bir tecrübemiz yoktu korkumuz vardı ancak biz de evin yapımında kendimiz çalışmış olduk. Bazı noktalarda usta gelmeyince kendimiz elimizi taşın altına koyuyoruz. Anlamadığımız bir şey ama biz de deneme yanılma yöntemi ile öğrenmiş oluyoruz.

KIZLARININ EĞİTİMİNİ DE DÜŞÜNDÜLER

4 yaşlarında bir kızlarının olduğunu anlatan İlerigiden onun eğitimi için de “Çocuğumuz da 4 yaşına girmek üzere. Burada bir okul yok ama taşımalı eğitim uygulanıyor. Taşımalı eğitim ile ilçeye rahatlıkla gidilip gelinebiliyor. Üniversiteye kadar da okul bulunuyor” dedi. 

BU SÜREÇ KİŞİLERİ TEDİRGİN EDİYOR

Farklı bir hayata atılacak adımların kişileri tedirgin ettiğini ifade eden İlerigiden, “Ben aslında yaşadığım hayatı her videoda merak edenler için açıklıyorum ve özendirmeye çalışıyorum. Çünkü belli bir maaş karşılığında sabah 8’den akşam 6’ya kadar çalışılan işte sarf edilen mesaiyi kişi kendi hayatına harcasa çok daha iyi yerlere gelebilir bence. Tabi göç etme düzeni başlangıç için kişileri tedirgin eden bir süreç. Belli bir bütçe gerekiyor ama benim tek tavsiyem borçla göçülmemesi. Borçla göçülürse o esnada da direk para kazanmaya başlanılmayacağı için doğal olarak o borcun altında ezilerek tekrar şehir hayatına dönüp işe girmek zorunda hissediyorlar” şeklinde konuştu.

DENEYİMLERİNE DAYANARAK TAVSİYE VERDİ

Göçecek kişilere deneyimlerinden tavsiyeler veren İlerigiden, “Göçecek kişilere tavsiyem en azından bir yıllık net erzaklarını ihtiyaçlarını karşılayabilecek meblağlar yanlarında bulunsun. Evin metrekaresi ya da ağırın metrekaresinin çok önemli olduğunu düşünmüyorum. 30 metrekarelik evde de çoğu insan mutlu olabilir. Araştırmalar ile videolar ile de kendi evinizi çok rahat yapabilirsiniz. Üçgen olmak zorunda değil, kerpiçten de olabilir. Burada önemli olan o evin içinde kalmayı tercih edecek aile dostları var mı?

Çünkü ailede bir tarafın isteyip bir tarafın istememesi çekilmez bir hal alır. Aile fertlerinin ortak olarak eyleme geçmesi gerekiyor. İçlerinden biri istemiyorsa bu ona yapılan bir haksızlık oluyor. Şu anda cebinde 30-40 bin TL olan bir kişi kendine küçük ahşaptan bir ev yapabilir. İlk adımı atmak gerekiyor sadece.  Bir diğer önemli nokta da genç yaşta göç etmek gerekiyor. Çünkü emekli olduktan sonra göçen kişilerin bahçede vs. iş yapabilecek gücü olmuyor. Bence yaşlı insanların şehre, genç insanların da köye göçmesi gerekiyor. Yaşlı insan asansöre binecek, yorulmayacak, sıcak suya ulaşımı rahat olacak gibi şeyler. Yaşlı insana hizmetin gitmesi gerekiyor. Genç insanlar erken yaşta kırsala gelmeli yaşlı kişiler de şehir hayatına geçiş yapmalı. Emekli olduktan sonra kırsala göç olduğunda beden işi gerektiren işleri yapamadığında sıkılmaya başlıyor kişiler bu sefer. O yüzden gençken göçmeleri daha önemli” dedi.

EN ÇOK MERAK EDİLENLERDEN BİRİ DE MALİYET

Sosyal medya üzerinden yaşadıkları hayatı en ince ayrıntısına kadar takipçilerine anlatan aile evin maliyetine ilişkin ise, “Evin 2020 yılında 150 bin ile 200 bin lira arasında bir maliyeti oldu. Biz evin ana karkas inşaatını 85 bin TL gibi bir rakama bitirdik. İçinin mutfağın, banyonun yapımı vs derken bu maliyet 150 bin TL’yi buldu. Bir de ağır yaptık, 300 metrekare büyüklüğünde içerisine 150 adet koyunun girebileceği gibi. Onun maliyeti de aşağı yukarı 300-350 bin TL’yi buldu. Zamanla bazı şeyleri kendimiz de yapmayı öğrendik. Mesela oluk yapımı için 5 bin TL istenmişti. Onu kendimiz yaptık böylece 5 bin TL cebimize kalmış oldu. Yapmış olduğumuz evin tamamı projeye bağlı. Yoksa iskan alamıyorsunuz zaten. Biz bir mimara çizdirdik projeyi. Özellikle ahşap evlerin ayrı bir özelliği var. Ahşabın statik projesi daha farklı. Bunu Konya’da çizebilecek kimseyi bulamadığımız için İstanbul’da bir mimara çizdirildi.

Komple ahşaptan yapılan binaların statik projesi daha farklı. O yüzden bizim için biraz zorlu oldu ama istediğimiz bir şey olacağı için sonucunda biraz beklemeyi göze aldık. 6, 6 buçuk ay gibi bir sürede proje aşaması hazırlandı. Belediyeden de onay geldi. Bizim arazinin özelliği 5 bin metrekarenin altında olması. Bu metrekarenin altındaki bir arazi için ev yapımı izni verilmiyor. Bizim arazimiz ise 4 bin metrekare. Tabi nasıl yapabildiğimizi soranlar çok oluyor. Tarım Müdürlüğü 150 koyunluk bir ahır yapılırsa 150 metrekarelik ev yapmana izin veriyor. Yani aslında ‘çoban evi’ yapılmış oluyor. Bizim de arzumuz ve niyetimiz öyleydi zaten. Biz de böylelikle ev için ruhsatımızı almış olduk. Normalde önce ağır yapılması gerekiyor ama ev ile birlikte ardı ardına yapılacağı için çok sıkıntı olmuyor. Bu arada ağırın içine hayvan koyma zorunluluğu gibi bir zorunluluk da yok. İstenilen ölçeklerde bir ağır var ama içine konulacak koyunlarla ilgili bir zorunluluk yok. Koyun başına 2 metrekarelik bir alan olması gerekiyor yapılırken de. Bu da 150 koyun için 300 metrekareye denk geliyor” ifadelerini kullandı.

DHA