Oğlu Fahrettin ise zekiydi, çalışkandı ve okuyarak yoksulluğun çemberini kırmaya azimliydi. 8 Eylül 1937’de Eskişehir’de doğan bu genç, Atatürk Lisesi’nde okuyacak, kentin uzun süredir belediye başkanlığını üstlenen Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’le de sınıf arkadaşı olacaktı. Sonrasında İstanbul Tıp Fakültesi’nin yolunu tutacak ve ‘Doktor’ unvanıyla hayata atılacaktı.
Ama kaderi filizleneceği, serpileceği ve koca bir çınara dönüşeceği başka bir yerde yazılmıştı. Bu yer, bir tıp çalışanı olarak tek tek insanları kurtarmaktansa ‘Dünyayı Kurtaran Adam’a (!) dönüşeceği Yeşilçam’dı...