Sonradan sularında bol bol yüzeceği koca Yeşilçam denizinde geçen öyküler gibi bir hayatın güzergâhında başlamıştı yolculuğu. Babası Yakup Cüreklibatır, Sakarya Meydan Muharebesi’nde yaralanmış ve cepheden, şarapnel parçalarını ömrü boyunca vücudunda taşıyacak bir şekilde eve dönmüş bir gaziydi.

Oğlu Fahrettin ise zekiydi, çalışkandı ve okuyarak yoksulluğun çemberini kırmaya azimliydi. 8 Eylül 1937’de Eskişehir’de doğan bu genç, Atatürk Lisesi’nde okuyacak, kentin uzun süredir belediye başkanlığını üstlenen Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’le de sınıf arkadaşı olacaktı. Sonrasında İstanbul Tıp Fakültesi’nin yolunu tutacak ve ‘Doktor’ unvanıyla hayata atılacaktı.

Ama kaderi filizleneceği, serpileceği ve koca bir çınara dönüşeceği başka bir yerde yazılmıştı. Bu yer, bir tıp çalışanı olarak tek tek insanları kurtarmaktansa ‘Dünyayı Kurtaran Adam’a (!) dönüşeceği Yeşilçam’dı...