Sanayileşmenin artmasıyla bozulan doğanın korunması için 42 yıldır canını dişine takarak adeta savaşan Kanadalı kaptan Paul Watson, 61 yaşını yarın (cuma) dolduruyor.

Kanada-Ontario-Toronto doğumlu Paul Watson, ABD'nin batısındaki Washington eyaletinin Friday Harbour (Cuma Limanı) üssünde çalışmalarını sürdürüyor.

Bir çocuk babası Watson, iki yıl önce, aslında tüm dünya için yaşamsal olan, 8-17 Aralık 2009'da düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi'nin hiçbir somut sonuç alınamadan ve ümit kırıntısı dahi vermeden sona ermesi üzerine ''nistepen savaştan önceki'' sessizliğini koruyor.

Kopenhag'da 192 ülkenin, troposferi mahveden karbondioksit salınımını azaltmak için imzalanan 1997-Kyoto (Japonya) protokolünü dahi doğru düzgün hayata geçirme taahhüdünde bulunamaması, kaptan Watson'ın ''balina dostu'' simgesini tam anlamıyla ''gölgede, karanlıkta'' bıraktı...

Kopenhag'ın son derece cılız, hiçbir sonuç getirmeyen sonuç bildirisi, doğayı koruma savaşçılarının umudunu hemen hemen bütünüyle kırdı. 2 Aralık 1950 doğumlu Paul Watson ve 7 Aralık 1932 doğumlu Fin doğa savaşçısı, ''derin ekoloji'' ve zooloji uzmanı Kaarlo Pentti Linkola'nın, birbiriyle aynı olan fikirleri şöyle:

''-Doğum denetimi-aile planlamasıyla bir insan yavrusuna izin verilmeli.

-Dünya nüfusunun tedricen istikbalde 1 milyara düşürülmesi, ancak ve ancak yeryüzünün yaşamasını sağlayabilecek.

-Başta petrol olmak üzere tüm fosil yakıtları dünyadan kaldırılmalı.

-İçten yanmalı motorlar, otomobil ebediyen terk edilmeli.

-Tüm meteorolojik olayların hayata geçtiği, atmosferin ilk 10 kilometrelik tabakası troposferi ve 60 kilometre yükseltiye kadar (15-45 kilometre arası) güneşin zararlı ışınlarını engelleyen (üç oksijen atomlu) ozon tabakasını delebilen 'kloro-floro-karbon' itici sprey elementleri, içten yanmalı motorların, uçak motorlarının, hatta mazot yakan gemi makineleri hızla dünyadan kaldırılmalı.

-Planör-hava balon taşıtları ile güneş enerjisi veya elektrikle işleyen gemiler devreye sokulmalı.''

-''At çağı''na dönüş ülküsü-

''Balina yoldaşı-savaş atı'' kaptan Paul Watson, Pentti Linkola ile aynı idealde özetle şunu da ekliyor:

''Güneş, su, rüzgar gibi çok kısa vadede dünyayı kurtarabilecek enerji kaynakları kullanılmalı. Serbest pazar ekonomisi süratle terk edilmeli.

Atlar, bisikletler, eski çağlarda olduğu gibi içten yanmalı motorların yerini bütünüyle almalı.''

-''Greenpeace'in leş ataleti''-

Sea Shepherd'ın (Deniz Çobanı) kurucusu ve öncüsü Watson, ortak kurucusu olduğu Greenpeace örgütünü ''leş ataletinde olmakla'' eleştirerek, balina avcılarına karşı savaşmaya başladı.

''İnsan, doğanın esas belasıdır'' düşüncesiyle bilinen Watson, Greenpeace'in ''atıl eylemlerine'' karşı çıktığı ve doğayı korumada şiddetli mücadele etmek gerektiğini düşündüğü için Greenpeace'in kurucusu olan yurttaşı David McTaggart'ın (1932-2001) yardımcılığından ayrıldı.

Sea Shepherd'ın balinaları koruması, aslında ''insan, tabiata büyük kötülüğü yapan tek canlıdır'' diyen Kaptan Watson'ın ''insan vahşeti''ne karşı çıkışının da bir boyutu.

-''Deniz Çobanı''nın yöntemi-

Sea Shepherd örgütünün Japon balinacılarla mücadele yöntemleri arasında şunlar bulunuyor:

''Çok yüksek desibelli ses dalgaları yaymak, balina gemilerinin güvertelerine çok kaygan 'metocel' kimyasal maddesi ve boya topları fırlatmak, kokmuş tereyağı (bütirik asit) savurmak, gemi uskurlarına şaftı felç ettirici halatlar sardırmak.''

Kaptan Watson'ın tabiatın korunmasına ilham veren yönlerinden biri de, ''orca orca'' balinasına tüm dünyada ''Katil balina'' denilmesi yerine, Latince kökten gelen ''Gemi balina'' demesi...