Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı, ''Yılın En İyi Haber Ajansı'' ödülünü, Anadolu Ajansı'na verdi.

Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısıyla ''Haydi diyabeti birlikte yenelim'' etkinliği düzenledi.

Üniversitenin Tıp Fakültesi Dekanlığı'nda düzenlenen toplantıda, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Taşan, ''Sağlıkta Yılın En İyi Ödülleri''ni sahiplerine verdi.

''Yılın En İyi Haber Ajansı'' ödülü Anadolu Ajansı'na sunuldu.

''Yılın En İyi Muhabiri Ödülü'' Cumhuriyet Gazetesi'nden muhabir Sibel Bahçetepe, ''Yılın En İyi Sağlık Editörü Ödülü'' Milliyet Gazetesi'nin Cadde ekinden Tülin Açıkbaş'a, ''Yılın En İyi Radyo Programı Ödülü'' Alem FM'den Nafiz Karagözoğlu'na, ''Yılın En İyi Televizyonu Ödülü'' Show TV'ye, ''Yılın En İyi Buluşu Ödülü'' Neoderm'e verildi.

-2560 yıllık hastalık; diyabet-

Toplantıda konuşan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Taşan,diyabetin, kanda glikozun yüksek olmasıyla seyreden metabolik bir hastalık olduğunu belirterek, glikozun hücreler tarafından alınmadığı zaman kanda biriktiğini ve kan şekerinin yükseldiğini anlattı.

Diyabetin tarihinin eski Mısır'a, M.Ö. 550 yılına kadar gittiğini kaydeden Taşan, ''Papirüslerde insanların çok tatlıya düştükleri, bol miktarda su içtikleri ve idrara çıktıkları tespit edilmiş ve hastalar bu şekilde tanımlanmış'' dedi.

Şeker hastalığının tam olarak tanımlanmasının son yüzyıllarda olduğunu, 17. yüzyılda idrarda şekerin tespit edildiğini ve 100 yıl sonra bu şekerin kandan geldiğinin bilimsel olarak ortaya konulduğunu belirten Taşan, 19. yüzyılda pankreasın kan glikoz seviyesini ayarladığının bulunduğunu ve aynı yüzyılın sonlarına doğru kan şekerini düşüren hormonun insilin olarak tanımlandığını söyledi.

Taşan, dünyada 2000 yılında 171 milyon olan diyabet hasta sayısının 2030 yılında 366 milyona ulaşacağını ifade ederek, bu hastalığın gelişmekte olan ülkelerde çok daha yüksek boyutlarda olduğunu belirtti.

Türkiye'de ise durumun çok fena olduğunu dile getiren Taşan şöyle konuştu:

''Türkiye'de, toplumda bulunun diyabet hastalarının sıklığı 2000 yılında yüzde 7,2 iken, 10 yıl içinde hasta sayısı 2 katına çıktı, bu oran da yüzde 13,7 oldu. Bir on sene sonra ne olacağını tahmin edin. Toplumda şişmanlık oranı da ciddi oranda arttı. Kadın hastalarımız 10 senede ortalama 66 kilodan 72 kiloya çıktı. Türk toplumu şişmanlıyor. Erkek hastalarda da 73'ten 80 kiloya çıkmışlar. Şişmanlıkla diyabet arasında çok yakın bir ilişki var. Biz toplumda diyabet sıklığını azaltmak istiyorsak, obezite ile çok ciddi mücadele vermemiz gerekiyor.''

-''Diyabet çok ciddi bir hastalık''-

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Taşan, diyabetin, çok ölümcül bir hastalık olduğunu vurgulayarak, diyabetin neden olduğu hastalıkları şöyle anlattı:

''Diyabet, enfeksiyonlar, kalp, damar hastalıkları, kanser ve kazalardan sonra 5. sırada yer alan ölüm nedeni. Diyabetten ölüm, erkeklerde kadınlara göre daha fazla. Diyabet ciddi bir hastalık. Diyabet basitçe kan şekerinin yükselmesi değildir, kan şekerinin yükselmesiyle tüm organ ve sistemlerde bir zedelenme ve bozulma ortaya çıkmaktadır. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki, kalp-damar hastalıklarından ve inmeden ölüm oranı, diyabet hastalarında 4 kat artmıştır. Her 10 diyabetik hastanın 8'i, kalp ve damar hastalıklarından ölüyorlar. Sinir harabiyeti ayağa vuruyor ve çok ciddi komplikasyonlar oluyor. Son dönem böbrek hastalarının ve diyalize giren hastaların büyük kısmının nedeni, diyabettir. Depresyon ve ağır stres, kan şekerini yükseltir.''