Seçime sayılı günlerin kaldığı bu günlerde gerek basında gerekse sohbetlerde fazla dile getirilen bir terim var.

Dip dalga.

Sahillerde yaşayanlar ya da denizle tanışık olanlar bilir. Denizin durgun olduğu zamanlarda bazen suda hafiften hareketlenmeler, küçük dalgacıklar başlar.

Tecrübesi olan anlar ki, yüzeydeki bu hareketlenme aslında birkaç mil uzakta, yaklaşmakta olan derinden gelen bir büyük dalganın habercisidir.

Bu tabiat olayı metaforik bir yaklaşımla radikal değişimlere yol açan sosyal hareketlilik için de kullanılır.

Bu günlerde de dip dalga sözcüğünün sıkça gündeme gelmesi bazı kesimlerdeki 24 Haziran seçimlerinde bir değişimin yaşanabileceği beklentisi nedeniyledir.

Millette böyle bir beklenti var mıdır, seçmen sandıkta değişim yönünde bir irade ortaya koyacak mı, onu pek yakında seçimle birlikte hep beraber göreceğiz.

O nedenle konu hakkında derin analizler yapmak ve sonucunda bir hüküm vermek yerine geçmiş gözlemlerime dayanarak denizlerdekine benzer bir dip dalganın toplumdaki emarelerinin neler olduğu üzerinde durmaya çalışacağım.

İstedim ki, merak edenler dip dalga olayına biraz da bu pencereden bakarak akıl yürütsünler ve kendileri kanaat oluştursunlar.

Bir defa milletin yerine o parti ya da bu parti adına karar vermeye hevesli ulusal basında köşe başlarını tutmuş yazar, çizer takımının yazdıkları, açık oturumlarda önyargılı, fanatik katılımcıların söyledikleri ya da anket kuruluşlarının verileri dip dalga hakkında kesin fikir vermekten uzak, manibülatif görüş ve düşüncelerdir.

Çünkü bunların çoğu milleti bir plastik madde gibi eğilip, bükülebilen, istenilen şekle sokulabilen bir cisim olarak kabul eden ve kendinde halk adına söz söyleme hakkı gören tabansız takımıdır.

Bizde partisi ve dönemi fark etmez gerçek aydınları istisna edersek mutlak iktidar dönemlerinde bazı sözüm ona aydın takımının böyle bir hastalığı vardır.

Bunlara kamu görevlilerinin koltuk sevdasıyla siyaset yapması da eklenince iş rayından çıkıyor ve vatandaşın gözünde hem devlete olan güven sarsılıyor hem de iktidar kısa sürede yozlaşıyor. 

Zaman ve mekân değişir, iktidarlar gider, yerine başka iktidarlar gelir ama bu arızalı mantalite değişmez.

Eski hatıratları okuyanlar ve 1950 öncesi matbuat ile bu günkünü karşılaştıranlar çıkacak olursa bu gerçeği kolayca görebilirler.

Aslına bakarsanız dip dalganın bir nedeni de bu sözde aydınlarla birlikte iktidarlara midesinden bağlı trollerdir.

Kerameti kendinden menkul bu tiplere göre iktidarlar vurgun dönemleridir. Ancak onların neden olduğu nefretin bedelini de oluşmasına katkıda bulundukları dip dalgayla iktidarlar öder.

Bu güruh kendilerinin milleti temsil ettiklerini savunurlar. Oysa millet dediğimiz onların tekelinde olmayan, tasavvurlarının dışında daha geniş bir kavramdır.

İşinin peşinde koşan esnaftır… Evini çekip çevirmeye çalışan kadındır… Kahvede okey oynayan emeklidir… Okulunun derdindeki öğrencidir… Ekmeğinin peşindeki ayakkabı tamircisidir… Terzidir… Seyyar satıcıdır… Hamaldır… Gündelikçidir… Garsondur… Tarlasında çalışan çiftçidir… Hayvanını güden çobandır vs.

İşte bu kesimlerin bütünündeki organizesiz, kendiliğinden hareketlenmenin adıdır, dip dalga.

İktidardakilerin yüzlerinin eskimesi..kendini tekrar.. heyecan eksilmesi.. ölümcül hizipçilik..adaletten sapma..hakkaniyeti gözetmeme..olayları şahsileştirme dip dalganın ön şartı gibidir.

Zamanı gelince Ülkenin bir ucundan diğer ucuna bir de bakmışsın herkes her hangi bir organize olmadan değişim için bir aday etrafında toplanmaya başlamış.

Mesela bir esnaf alışılmışın dışında bir siyasetçinin adından söz ediyorsa.. bir ev kadını aynı siyasetçiye oy vereceğini söylüyorsa.. ilgisiz bir emekli okey başında o siyasetçiyi övüyorsa..kucağında bebeği bir kadın o adayın mitingine  katılıyorsa..ilgisiz gibi görünen bir seyyar satıcı o adaya oy vereceğini söylüyorsa.. bir yaşlı teyze ömründe vermediği partinin o adayına oy vermeye niyetlenmişse.. çiftçi ona inanmışsa..öğrenci güvenmişse..esnaftan “bizden” damgasını yemişse..örnekleri siz daha da çoğaltabilirsiniz, bütün bunlar bir dip dalganın işaretleridir.

Etrafınıza baktığınızda eğer bu tip sıradan, çeşitli insanlar arasında bir aday üzerinde böyle bir ilgi yoğunluğu gözlemliyorsanız bunu yaklaşmakta olan dip dalganın habercisi olarak görebilirsiniz.

Ama büyüklüğü ve şiddetini ortaya çıkışından önce kestirmeniz pek kolay olmasa gerektir.

Hepinizin bayramını tebrik eder, beklediklerinize ya da gitmek istediklerinize kavuşarak sevdiklerinizle birlikte bayram kıvamında bir bayram geçirmenizi dilerim.   

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA