Yargıtay Ceza Genel Kurulu, PKK’ya yardım ettiği iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapse mahkum edilen Nezir Uysal’ın davasında ilginç bir karar verdi. Genel Kurul, tamamen telefon dinleme kayıtları ile verilen hapis cezasını bozdu. Genel Kurul, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, PKK’ya kışlık ayakkabı ve kontör yardımı yaptığı ve Şemdinli olaylarında adı geçen uzman çavuş Tanju Çavuş’a yönelik saldırı emri aldığı iddia edilen Uysal’a verilen hapis cezasının bozulması gerektiği yönündeki itiraz dilekçesini kabul etti.
 
Şemdinli’de yaşayan Nezir Uysal hakkında PKK’lı Yılmaz Ertaş’la yaptığı telefon görüşmeleri nedeniyle PKK’ya yardım iddiasıyla dava açıldı. İddianameye göre Ertaş’ın kullandığı telefonla, Uysal’ın kullandığı telefon arasında 15 Ocak 2006 ile 18 Ocak 2006 tarihleri arasında 10 görüşme saptandı. Savcılık bu görüşmelerin dökümlerinden, PKK üyesi Ertaş’ın Uysal’dan 3 kışlık ayakkabı ve telefon kontörü istediği, Uysal’ın da bunları göndereceğini söylediği tespit edildi.
 
Mahkeme yeterli saydı
 
Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada savunma yapan Uysal, PKK mensubu kimseyle görüşmediğini, ayakkabı ve kontör vermediğini, adına kayıtlı cep telefonunu zaman zaman kontörü olmayan arkadaşlarına kısa süreliğine verdiğini, yakalanmasından kısa süre önce Şemdinli Devlet Hastanesi’nde ismini hatırlamadığı bir arkadaşına cep telefonunu verdiğini söyledi. Mahkeme bu savunmayı inandırıcı bulmadı ve sadece telefon görüşmelerine dayanarak Uysal’ı “PKK’ya yardım ettiği” iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapse mahkum etti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi de bu kararı onadı. Ancak Yargıtay Başsavcılığı bu karara itiraz etti. İtirazda kararın bozulması gerektiği belirtilerek şu hususlar belirtildi: “Sanığın PKK’ya yardım ettiği iddiası iletişimin tespitine dayanmaktadır. Yardımın yapıldığına ilişkin maddi kanıt ve tespit yoktur. Konuşmalar soyut olup, bunun maddi olarak gerçekleşmesi halinde suç oluşacaktır.
 
Sanık Uysal, görüşmelerin kendi telefonundan yapıldığını kabul etmekte ancak telefonunu ara sıra arkadaşlarına verdiği için bu görüşmeleri kendisinin yapmadığını iddia etmektedir. Sesin sanığa ait olup olmadığını anlamak için ses analizi yapılmalıdır.”
 
‘İletişimin tespiti yetmez’
 
Ceza Genel Kurulu, geçen Salı günü, Başsavcılığın bu itirazlarını kabul etti. Karara göre, Uysal’ın telefonundan yapılan görüşmelerdeki ses kaydı analiz edilerek ona ait olmadığı araştırılacak. Ayrıca mahkeme telefon görüşmelerinde geçen ayakkabı ve kontörlerin gerçekten gönderilip gönderilmediğini de araştıracak. Bu yönde delil bulunmazsa sadece görüşme kaydı suç sayılmayabilecek.
 
“İzinsiz dinleyenin canına okumalı...”
 
Ulaştırma eski Bakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Adayı Binali Yıldırım, yasa dışı telefon dinlemelerine ilişkin yeni düzenleme yapacaklarını bildirdi. Yıldırım, seçim çalışmaları çerçevesinde Yeşilova semtinde, kahvehanede vatandaşlarla biraraya gelerek sohbet etti. Bir vatandaşın yasa dışı telefon dinlemelerinden rahatsız olduğunu belirtmesi üzerine Yıldırım, yasal çerçevede, gerekli durumlarda, telefon dinlemesi yapılabildiğini belirterek şöyle dedi: “Durup dururken, Hasan amcanın telefonunu dinleyip, ona şantaj yapılıyorsa bu büyük suç.
 
Ama bir şey var, hiç kimse şikayetçi olmuyor. Yeni kanun çıkarıyoruz, eğer izinsiz bir dinleme yapılmışsa devlet, şikayetçi olsun olmasın mağdur adına şikayetçi olacak. Bu hepimizin başının belası. Kanunlar çok caydırıcı olmalı, dinleyenin canını okumalı.”
 
vatan