Muharrem Ayı ve Kerbela olayıyla ilgili yazılı açıklamada bulunan Didim İlçe Müftüsü Mikail Polat, Muharrem ayı içerisinde bulunan Aşura günü ve yine bu ay içerisinde gerçekleşen Hz. Muhammed’in torunlarının şehit edildiği Kerbela olayıyla ilgili bilgiler aktardı. Müftü Polat, “Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır. Âşura Günü Muharrem'in 10. günüdür. Âşura Gününün Allah katında ayrı bir yeri vardır. Bu günlerde oruç tutmak çok faziletlidir. Bugüne “Âşura” denmesinin sebebi, Muharrem ayının onuncu gününe denk geldiği içindir. Hadis kitaplarında geçtiğine göre ise, bu güne bu ismin verilmesinin hikmeti, o günde Cenâb-ı Hak on peygamberine on değişik ikram ve ihsan ettiği içindir. Bu ikramlar şöyle belirtilmektedir: Hz. Âdem'in (a.s.) tövbesi Âşura Günü kabul edilmiştir. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır. Allah, Hz. Musa'ya (a.s.) Âşura Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.(2) Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur. Hz. Yakub'un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir. Hz. Âişe'nın belirttiğine göre, Kabe'nin örtüsü daha önceleri Âşura gününde değiştirilirdi. İşte böylesine manalı ve kutsi hâdiselerin yıldönümü olan bu mübarek gün ve gece, Saadet Asrından beri Müslümanlarca hep kutlana gelmiştir. Bugünlerde ibadet için daha çok zaman ayırmışlar, başka günlere nispetle daha fazla hayır hasenatta bulunmuşlardır. Çünkü Cenab-ı Hakkın bugünlerde yapılan ibadetleri, edilen tövbeleri kabul edeceğine dair hadisler mevcuttur.”dedi.
“KERBELA KESAFETİ..”
Kerbela olayıyla ilgili de bilgiler veren Müftü Polat “Âşura gününün manevi ve berraklığı üzerinde Kerbela karanlığının kesafeti de görülmektedir. Adını Sevgili Peygamberimiz (sav)’in bizzat kendisinin koyduğu Hz. Hüseyin’in ve çoğu Ehl-i Beyt mensubu, 70’den fazla insanın Hicri 10 Muharrem 61. yılında, siyasi ihtiraslar uğruna Kerbela’da şehit edilmesi, Hz. Peygamber’i ve O’nun Ehl-i Beyti’ni seven bütün müminleri derinden yaralamış, kalplerini incitmiş, dünyanın neresinde bulunursa bulunsun, bölgesi, kültürü, mezhep ve meşrebi ne olursa olsun bütün Müslümanları derin acılara gark etmiş ve bu olay Müslümanların ortak hafızasında olumsuz bir iz bırakmıştır. Muharrem bu anlamda ortak bir hüzün ve matem mevsimi olduğu kadar bir adalet, hikmet, hak ve hakikat sofrasıdır. Nitekim Hz. Hüseyin’in hürriyet, adalet ve eşitliğin Müslüman kültüründeki gerçek temsillerini yaşatmak uğruna, vakfettiği bu değerler adına hayatını feda ettiği ve kendisinin daima adalet, hak ve hakikat ilkesini koruduğu gerçeği olarak görülmesine vesile olmuş ve böylece Hz. Hüseyin, bütün müminlerin gönüllerinde taht kurarken, ona ve yakınlarına bu zulmü reva görenler vicdanlarda ebediyyen mahkûm edilmiştir. Bu vesile ile Kerbela gibi acı olayların yaşanmamasını diler, bu ayda gerçekleşmiş olan bütün peygamberlerin kurtuluşu gibi huzurlu kurtuluşa ermeyi dilerken, sağlık ve esenlik içerisine başarılar dilerim.”