AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, New York Times Gazetesi"nde yer alan görüşleriyle ilgili olarak, her devrim gibi Atatürk devrimleri de toplumda bir travma yaratmıştır. Çünkü bir gece önce eski Türkçe yazı, TBMM'de lağvedilerek Latin alfabesi getirilmiştir. O gün okuma-yazma oranı sıfıra düşmüştür. Bu sosyal, tarihsel bir tespittir. Bunun değerlendirilmesi devrimin iyi veya kötü oluşu konusunda her hangi bir söylem yoktur orada. Bazı devrimin sonuçları halen yaşanıyor. Türk devriminden 100-150 yıl önce yapılmasına rağmen ülkeler yaşıyor. Bu bir sosyolojik gerçektir, tespit. Ama anladığım kadarıyla yapılmak istenen aslında bu ortaya çıkarılarak çok güzel bir analizin gölgelenmesinden ibarettir” diye konuştu.

BASIN TOPLANTISI YAPTI

Fırat, AKP Genel Merkezi"nde düzenlediği basın toplantısında New York Times"ta kendisi hakkında çıkan haberleri değerlendirdi. Fırat, düşünce ve ifade özgürlüğünün insanları diğer canlılardan ayıran temel özgürlük olduğunu belirterek, “Ancak düşünce ve ifade özgürlüğünü doğru kullanabilmek için özelikle 21 yy medya organlarına büyük görev düşüyor. Çünkü bilgi sahibi olabilmek ancak büyük miktarda yazılı ve görsel medyanın doğru tarafsız, bilgi vermesiyle mümkün olabilir. Eğer medya, psikolojik bir savaşın tarafı olarak bilgiyi çarptırıyorsa, kendine göre yorumluyorsa ve bu bilgi insanlarımıza bu şekilde aktarıyorsa o zaman doğru bilgiye ulaşmamış olan insan düşünebilme yeteneğini, düşünce özgürlüğünü doğru kullanamaz” dedi. Kendisi hakkında çıkan haberin orjinali okunmadan yorum yapıldığını savunan Fırat bunun da yanlış noktalara götürdüğünü söyledi.

-“SOSYOLOJİK BİR TESPİT”-

Haberi yapan muhabirle uzun bir röportaj yaptığını belirten Fırat, muhabirin oradan küçük bir bölümü aldığını ifade etti. Röportajda, saltanatın kaldırılması, Arap harflerinin kaldırılarak Latin harflerinin getirilmesi gibi birçok devrimden bahsettiğini kaydeden Fırat şöyle konuştu:
“Her devrim sosyal bir travmadır. Evrimden temel farklılığı budur. Eğer zahmet edip TDK sözlüğüne bakmış olsalardı, "beklenmeyen, köklü ama insan iradesi ile ortaya konan değişikliklerin tümüne" devrim dendiğini görebilmek imkanına sahip. Doğrudur her devrim gibi Atatürk devrimleri de toplumda bir travma yaratmıştır. Çünkü bir gece önce eski Türkçe yazı, TBMM'de lağvedilerek Latin alfabesi getirilmiştir. O gün okuma-yazma oranı sıfıra düşmüştür. Bu sosyal, tarihsel bir tespittir. Bunun değerlendirilmesi devrimin iyi veya kötü
oluşu konusunda her hangi bir söylem yoktur orada. Bazı devrimin sonuçları halen yaşanıyor. Türk devriminden 100-150 yıl önce yapılmasına rağmen ülkeler yaşıyor. Bu bir sosyolojik gerçektir, tespit. Ama anladığım kadarıyla yapılmak istenen aslında bu ortaya çıkarılarak çok güzel bir analizin gölgelenmesinden ibarettir.”


-“DEMOKRASİ DEVRİMİ İÇSELLEŞTİRİLEMEDİ”


Fırat, toplantıda isim vermeden Cumhuriyet Gazetesi"ni de eleştirerek, gazetenin bugün yayınlanan başyazısında Cumhuriyetin nitelikleri arasında demokrasi ilkesinin yer almadığına dikkat çekti. bunun Anayasa"nın değiştirilmez ilkelerine aykırı olduğunu dile getiren Fırat, “Türkiye'de tartışılması gereken budur. Aslında Atatürk'ün getirdiği devrimler bir şekilde içselleştirilmiştir. Ama 1950'de gerçekleşen demokrasi devrimi bir türlü içselleştirilememiştir. Bunu çok açık, net olarak bugün görebiliyoruz.”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli"nin, “Başbakan Erdoğan"ın kenarda oturması” önerisini de isim vermeden değerlendiren Fırat, bunun siyasi etiğe uygun olmadığını söyledi.

-“ZAMAN DİĞER ZAMANLARDAN FARKLI DEĞİL”-

Açıklamanın zamanlamasıyla ilgili bir soru üzerine Fırat, “Zamanlama tabirini hiç hoş karşılamıyorum. Bunu diktatörlüklerde sorabilirsiniz. Saddam Hüseyin döneminde bunu sormakta haklısınız. Anayasamızın 2. maddesinde yazan Cumhuriyetin nitelikleri açısından bunun abes olduğu kanısındayım. Çünkü zaman diğer zamanlardan farklı değildir. Türkiye, demokratik laik, sosyal bir hukuk devleti yolculuğuna devam etmektedir. Başka çaresi yok” dedi.

Fırat, CHP"lilerin kendisini istifaya davet etmesiyle ilgili olarak da “Onlarla ilgili aslında çok güzel değerlendirmeler var o yazının içeriğinde. Onu ben değerlendirmiyorum. Onu gidip başkan yardımcılığı görevini yürütmekte oldukları sosyalist enternasyonelle görüşmelerinde ben fayda görüyorum. Acaba o zaman sosyalist enternasyonalden atılmadan önce istifayı düşünebiliyorlar mı? CHP'ye de temel sorum bu. O onların iradesinde ama benim milletvekilliğim CHP'lilerin iradesi içinde değil. Onların belki Baykal'ın iradesinde milletvekili olmaları. Benim öyle bir problemim yok diye konuştu.