TİB neden seyretti?- Kaset skandalına savcılık incelemesi- Hitler bile bu faşistliği yapmadı- Terör için size yılda 400 milyon $ veriyoruz- ‘Keyfi tutuklama’ endişesi-
          Başbakan Erdoğan, Kanal 7’de yayınlanan "Başkent Kulisi Özel" programına katılarak, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
         Erdoğan, "Dünya içerisinde özellikle Türkiye’yi nasıl konuşlandırıyorsunuz?" sorusu üzerine, bugün 4. BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı’nın gerçekleştiğini hatırlatarak, bu süreç içerisinde yaklaşık 10 bin kişinin Türkiye’ye gelip gideceğini, bu ’Kongre Vadisi’nin sadece bu işe tahsis edildiğini söyledi.
         Konferansta yaptığı konuşmaya değinen Erdoğan, "Ne yazık ki gelişmiş ülkelerin ilgi duymadığı bir buluşma bu. Bundan önce de yapıldı, üç konferansta da durum böyleydi. Burada da bakıyorsunuz yine yoklar. Bütün en az gelişmiş ülkelere yönelik 10 yıl süreyle bu görevi Türkiye olarak biz üstleniyoruz. 10 süreyle de gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ülkelerden ne gibi katkı alacak göreceğiz. Ama biz her yıl ortalama 200 milyon dolar bu işe tahsis ediyoruz. Başta Afrika ülkeleri olmak üzere bütün dost, kardeş ülkelere elimizden gelen katkıyı göstereceğiz" diye konuştu.
         2005 yılını Afrika yılı ilan ettiklerini hatırlatan Erdoğan, o süreçten itibaren de Afrika’ya farklı bir önem verdiklerini ifade etti. Erdoğan, şöyle devam etti:
         "İlk hedefimizi, 30 ülkede, orada büyükelçiliklerimizi açalım istedik. Çünkü 12 tane elçilikle her yer orada idare edilmeye çalışılıyordu tabi bu mümkün değildi. Fakat şimdi biz ilk etapta 30’u hedefledik, daha sonra da bunu diğer ülkelere ulaşmak suretiyle, 52 ülkenin tamamına ulaşalım istiyoruz. Eğer bunu gerçekleştirebilirsek, Afrika Kıtası ile olan irtibatımız çok daha zengin hale gelecek ve Birleşmiş Milletler’deki ağırlığımız bir yerde daha da artıyor. Çünkü oradaki en fakir ülkenin oyu ile Amerika’nın oyu BM Genel Kurulu’nda aynı. Bunların üzerinde bizim böyle bir yatırıma girmemizin faydası var."
         Yoksullukla terörün iç içe olduğunu ifade eden Erdoğan, bunu birbirinden ayırabilmek için Afrika’ya verilecek desteğin çok anlamı olacağını söyledi.
         Terörle mücadelede yoksulların yanında olmanın kendileri için hem medeniyet değerleri, hem de insana bakışın gereği olduğunu, çünkü insan öncelikli dünyaya bakışa sahip olduklarını belirten Erdoğan, o ülkelerde eğitimden, sağlığa, alt yapısına varana kadar çeşitli faaliyete başlamış olmanın çok önemli olduğunu ifade etti.
         Türkiye’ye bu görevi vermelerinden büyük mutluluk duyduklarını belirten Erdoğan, "Büyük bir organizasyon içerisine girdik. Bugün görüştüğüm 12 lider, hepsi de memnuniyetlerini ifade ettiler. Gerçekten Türkiye artık uluslararası diplomaside bu tür organizasyonlarda ağırlığını hissettiriyor. Burada da bu ağırlığı gördük, dediler. Bundan biz de memnuniyet duyuyoruz. Çünkü bu sizin uluslararası diplomaside ağırlığınızı ortaya farklı koyuyor" diye konuştu.
         BM’nin birçok kuruluşunun Türkiye’de konuşlandırmasının önem arz ettiğini belirten Erdoğan, onlara yer aradıklarını söyledi.
         Medeniyetler İttifakı’ndaki Türkiye’nin ağırlığının her geçen gün arttığını anlatan Erdoğan, buna başlandığında sıcak bakılmadığını ama şu anda ABD’nin de sıcak bakmaya başladığını, desteğini ortaya koyduğunu belirtti.
         Erdoğan, "Bunlarla birlikte Türkiye’nin uluslararası diplomasideki yeri gündemi belirlenen değil, gündem belirleyen bir ülke konumuna gelmesini sağlıyor. Küresel bütün bakışı da sermaye noktasında bile Türkiye’ye doğru, güvenli bir liman olduğu için, buraya doğru onu da getiriyor. Önce vereceksiniz, sonra alacaksınız" diye konuştu.
        
"DEVLETTE YENİ BİR YAPILANMA"
         Başbakan Erdoğan, bir soru üzerine, Türkiye’nin artık uluslararası kurum, kuruluşlarda üst düzey temsil yetkileri almaya başladığını, NATO’da, İslam Konferansı’nda, OECD’de, BM’de bu tür örneklerin olduğunu aktardı.
         Erdoğan, "Bundan sonra bunun arkası gelecek. Durmaz bu. Bunun yanında biz de bütün kurumlarımızı buna göre uluslararası konumu olsun diye zenginleştiriyoruz. Mesela bir TRT’nin şu anda üstlendiği görev bir tarafa itilemez. Çok çok ciddi noktaya ulaştık. Devletin yapılanması içerisinde şu anda attığımız adımlar var" dedi.
         Devlette bakanlıklar olarak yeni bir yapılanmaya gittiklerini belirten Erdoğan, şunları söyledi:
         "Belki de seçim öncesi bunun, kanun kuvvetinde kararnameyi çıkardık, onunla uygulamasını başlatacağız. Seçim sonrasına da bunu hazır hale getirmiş olacağız. Birleştirmeler olacak, bazılarını değiştireceğiz. Yeni bakanlık ihdası demiyeyim de, çok daha farklı işlevler görecek bakanlıklar... Bunu dünyanın da, gelişmiş ülkelerin de analizini çok daha geniş yapmak suretiyle, örneğin diyelim ki bizde bir Şehircilik Bakanlığı yoktu. Ne vardı? Bayındırlık Bakanlığı vardı. Biz şimdi Bayındırlık Bakanlığı’nı kaldırmayı düşünüyoruz. Bunun yerine Şehirciliği getiriyoruz ki Türkiye’nin artık ulusal bir planı olsun istiyoruz. Bu ulusal planla bu Şehircilik Bakanlığı artık tüm Türkiye’ye alt yapısından üst yapısına kadar, tek nazardan bir bakış olsun ki, bu kaçak yapılanma, çirkin yapılanma, bütün bunları ortadan kaldıracak adımı yerel yönetimlerle el ele sürdürelim istiyoruz. Bunun için de merkezi bir bakışın da olması şart. Bunun yanında turizmi belki kültürden ayıracağız. Turizmi tanıtma ile bir araya getireceğiz. Belki Turizm Tanıtma Bakanlığı yapacağız. Çünkü turizmi tanıtmada en önemli fonksiyon olarak görüyoruz. Buna benzer bir çalışmanın şu anda içindeyiz. Yani bugün, yarın o işi inşallah bitireceğiz."
        
"İSLAM İLE TERÖRÜ BİR ARADA ANAMAZSINIZ DEDİK"
         "Usame Bin Ladin’e düzenlenen operasyon ile ilgili ne düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, bu olaya bireysel olarak bakmak istemediğini söyledi.
         Erdoğan, şöyle devam etti:         "Biz çift kule olayı olduğundu bir açıklama açıklama yapmıştık. Bu açıklama da şuydu, biz uluslararası teröre karşı bir uluslararası terörle mücadele platformunu oluşturmamız lazım. Çünkü, biz ondan dertliydik ama bizim dertli olduğumuz konu ile o zaman kimse ilgilenmiyordu, bugün de ilgilenmiyorlar. Bizim buradaki asıl sıkıntımız, bu çift kule vurulduğu zaman, terör terördü, ama o olaydan sonra İslami Terör diye bir kavram ortaya sürdüler. İslamı, terörle özdeş hale getirme gayretleri oldu.
         Biz ondan sonra bütün uluslararası toplantılarda ’İslam ile terörü bir arada anamazsınız’ dedik. Sürekli olarak da, ’antisemitizmi insanlık suçu olarak ilan eden, halkı Müslüman olan bir ülkenin Başbakanıyım. Bunu da aynı şekilde İslamafobiayı bir insanlık suçu olarak kabul edeceksiniz’ dedik. Nitekim, Varşova’da uluslararası bir toplantıda bunu sonuç bildirgesine kaydettirdik. Bunu tabi Batı hala işleme gayreti içinde. Orada başladı bu süreç. Şimdi İslam’a böyle bir fatura kesmeye kimsenin hakkı yok. Çünkü, o kulenin içinde binlerce insan var, o binlerce insanın böyle bir terör uygulaması sonucunda hayatın kaybetmesinin bedelini, Müslümanlara ödetmeye, İslam’a ödetmeye kimsenin hakkı yok. Bir savaşın içerisinde değilsiniz, orada işinde olan insanlar, orada böyle bir intihar pilotlarının, komandolarının kuleleri vurması neticesinde hayatlarını kaybediyor.
         Onun için de biz dedik ki, terörün, dini, imanı, ırkı, milleti, vatanı yoktur. Müslüman da olsa, Hristiyan da olsa, Musevi de olsa, fark etmez, terör terördür, Bizim dinimizde ise İslam kelime anlamı itibariyle zaten barış anlamına geliyor. Barış dini olan İslam’ın teröre cevaz vermesi mümkün mü? Değil. Ama zorla bunu bu olaydan sonra bir araya getirdiler.
         Şimdi Amerika’nın, Ladin öldürüldü, bundan sonra artık dünya güvendedir, açıklamasını da doğrusu yanlış buluyorum. Olay bireysel bir olay değil ki, Ladin de bir tane değildir yani, ona bakarsanız Bin Ladin’ler çoktur."
         Erdoğan, "Operasyona ilişkin açıklamalar sizi tatmin etti mi?" sorusuna, "Onun zamanlaması da enteresan. Pakistan’ın Cumhurbaşkanı’nın yaptığı açıklama var, biz teslim etmiştik diyor. Şimdi hangisine inanacağız bunun. Buralar da biraz karışık, ki kısa bir süre önce beraberdik, böyle bir şeyi de bize açmadı. Böyle bir şey hiç aramızda geçmedi, konuşmadık ama bu olaydan sonra teslim ettik diyorlar. Bu da düşündürücü. Şehrin merkezinde bu denli çevrilmiş olan bir yerden her halde Pakistan yönetiminin de haberdar olmaması, o da düşündürücü" diye konuştu.
         "Buna ilişkin bir açıklama da İran’ın istihbarat liderinden geldi. Daha önceden öldüğüne dair ellerinde kanıtlar olduğunu, bunları açıklayacaklarını ifade ettiler. Ahmedinejad ile konuşurken buna dair konuştunuz mu?" sorusunu Erdoğan, "Bu tür konuya girmedik" şeklinde yanıtladı.
        
"BÖYLE BİR ENDİŞEYİ DOĞRUSU BİR BAŞBAKAN OLARAK BEN TAŞIMIYORUM"
         Başbakan Erdoğan, "Kastamonu’da AK Parti konvoyuna yönelik düzenlenen saldırıya" ilişkin bir endişe var mı?" sorusu üzerine, "Ben, bunu bir endişe olarak değerlendirirsem yanlış olur. Böyle bir endişeyi doğrusu bir başbakan olarak ben taşımıyorum, bir genel başkan olarak da taşımıyorum. Teröristlerin nerede ne yapacağı belli değildir. Ona göre de ülkemin güvenlik güçleri ellerinden gelen bütün tedbiri alıyorlar. Ama bu tedbire rağmen işte bir Recepimizi kaybettik, bir Metinimiz yaralı.
         Burada önemli olan niye şimdi? Seçimin arefesinde bu atılan adım nedir? Telsiz dinlemesindeki ifadeler çok önemli. Ne diyor? ’Hedef AK Parti’ diyor. Demek ki terörle ilgili sorunları çözmede AK Parti başarılı, bu, bu demektir. Başarılı olduğu için bundan PKK, siyasi bağlantısı olan parti rahatsız oluyor, ciddi bir rahatsızlık var orada. Bu sorunlar devam ederse bunlar siyasi rant elde edebiliyorlar. Bu sorunlar ortadan kalkarsa bunların artık işi bitiyor. Dikkat ederseniz hep tehditle bugüne kadar oy aldılar. Köyleri tehdit ettiler, yaktılar, yıktılar. Şehirlerde aynı şeyi yaptılar" diye konuştu.
         Yoksulluğun ciddi oranda azaldığına işaret eden Erdoğan, "Bütün bunların yanında sosyo-ekonomik yapıda ciddi düzelmeler var. Alt yapıya bakıyorsunuz bölgede güzel gelişmeler var, yatırımlar noktasında terör iyice azalmaya başlasın, göreceksiniz doğu ve güneydoğu yatırımların ciddi merkezi haline gelecek" dedi.
         Gaziantep’de yaptıkları baraj açılışına da değinen Erdoğan, "Bu barajın yapıldığı bölge GAP’a giriyor. Şimdi siz bunları yaptıkça rahatsız ediyorsunuz" dedi.
         Erdoğan, "Önümüzde bir tehdit var, 2014 sonu itibariyle sınır aşan sular konusu, dünya gündeminde bizi de rahatsız edecek" diyerek, kimsenin bunun farkında olmadığını söyledi.
         Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
         "Şu anda bizim kutsal değerlerimize bu bölgede saldırılar oluşmaya başladı. Bunlar daha önce yoktu. Diyelim Ulu Cami’de Cuma namazı kılınıyor. Bunlar yüz metre geride ayrıca namaza duruyorlar, o camiye gidenleri de tehdit ediyorlar. Bütün bunların yanında cemaate durulmuş, bayanlardan camiyle hiç alakası olmayan tipler. Bunun Cuma ile ne denli alakası olup olmadığı ortaya çıkıyor. Dolayısıyla burada bizim değerlerimizle, inancımızla ters düşen, Marksist, Leninist bir yapıya sahip olan bu yaklaşım tarzı şu anda dini nasıl sömürürüz... Hakkari’de gidiyor imamı şehit ediyor. Güneydoğu’da tamamen bu noktada istikametini şaşırmış olan bir yapı var.
         Terör örgütü çok farklı metotları uyguluyor. Hakkari’ye gideceğim, niye, bu ülke bizim. Orada da siyasi parti olarak varız. Ama bunlar geldi, sadece İstanbul’da 30’u aşkın yerde seçim karargahlarımızı ne yazık ki molotof kokteylleri ile bombaladılar. Aynı şekilde Anadolu’nun değişik yerlerinde bunun yapıyorlar.
         Sürekli olarak bunları AK Parti’ye karşı yapıyorlar, ondan sonra da çıkıp televizyonlarda sıkılmadan özgürlük mücadelesi... Özgürlük mücadelesi böyle mi yapılır? Sen de sandıkta gel özgürlük mücadeleni ver."