İzmir"de ekonomik krizin etkisini en iyi özetleyen işadamlarından biri İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi"ndeki 510 fabrikaya yemek dağıtan Seçsan Yemek Fabrikası"nın sahibi Kemal Saldır oldu. 30 yıllık bir firma olduklarını söyleyen Saldır, 10 yıldır da organize sanayi bölgesine yemek servisi yapıyor. Fabrikaları krizin nasıl vurduğunu şöyle anlatıyor: “Son aylarda sürekli ya fabrikalar kapanıyor ya da ayakta kalmaya çalışan fabrikalar vardiyaları düşürüyor. Birkaç ay önce haftada 7 gün çalışan dev tesisler artık Pazartesi-Perşembe arası çalışıyor, diğer günler makineleri kapatıyor. Bunlar da doğrudan bizim satışlarımızı etkiliyor. Size şöyle bir örnek vereyim: 2 ay önce fabrikalara günde 11 bin öğün yemek servisi yaparken bu rakam 9 bine düştü.”

Yatırım yaptı, patates soyma makinesi aldı

Saldır"la birlikte fabrikayı geziyoruz. 160 kişinin çalıştığı fabrikada son teknoloji ürünü makineler kullandığını söyleyen Saldır, Almanya"dan getirttiği fırını gururla anlatıyor: “Fırın saatte 2 bin 500 porsiyon yemek pişirebiliyor. Biz sadece düğmelerine basıyoruz, aynı anda balık da et de sebze de pişiyor hiçbirinin kokusu da birbirine karışmıyor. Patates kızartmasını yağsız pişirebiliyor. Otomatik olarak yemek pişince makine sinyal veriyor. Otomatik sebze yıkama, kurutma ve patates soyma makineleri bize büyük kolaylık sağladı. Sadece patatesler soyulduktan sonra işçilerimiz patatesleri tekrar gözden geçirip, kabuk parçalarını soyuyor.”

Çalışanlarına 4 değil 3 gün et yemeği verecek

SALDIR, 2001 krizinin 6 ayda bittiğine dikkat çekti: “Ama fabrikaların kapanması, vardiyaların düşürülmesi bu hızla devam ederse bu krizi kolay kolay atlatamayız. Şu ana kadar işçi çıkarmadık ama talepler azalmaya devam ederse önce bir kısım işçilerime ücretsiz izin vermeyi düşünüyorum. Bu da çare olmazsa işçi çıkarmam gündeme gelebilir.”

Saldır, öğün fiyatlarının 3.5 ila 4.5 YTL arasında değiştiğini belirterek, “2006 yılı fiyatları bunlar. Zam yapmadık. Durum malum, işler azaldı. Böyle devam ederse hafta 4 gün et yemeği çıkartıyorsak bu sayıyı 3"e indirebiliriz” dedi.

"Hak edilmemiş refahın bedelini ödüyoruz"

Söz bu kez esnafta. 131 meslek odasının bağlı olduğu İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Birliği"nin 340 bin üyesi bulunuyor. Birlik Başkanı Zekeriya Mutlu esnafın ekonomik krizi 2007"yılından itibaren hissettiğini söyledi. Mutlu, tarımın da krizden büyük darbe aldığını anlattı: “İzmir"de geçen yıl 1 milyon dönüm arazi ekilmedi. Neden? Çünkü maliyetler yüksek ama ürün para etmiyor. Ödemiş"te patates toprak altında kaldı. Domates, karpuz, nar toplanamadı. Tüm saydığım bu kesimlerin hepsinin de bankalara borcu var. Faizler düşünce halk kredilere koştu. Eve ihtiyacı olmayanlar bile tapu satışıyla kredi çekti. Kredi kartları şişti. Şimdi maaşını alan işçi memur esnafa uğramadan banka borçlarını yatırıyor. Para bordrodan bankaya gidiyor, piyasaya uğramıyor. Hak edilmemiş refahın bedelini ödüyoruz.”

Sanayici bankadan telefon gelmesin diye dua ediyor

Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ufuk Akgün, İzmir"deki gelişmeleri dakika dakika izlediklerini belirtiyor. Akgün"le İzmir manzaralı odasında konuşuyoruz. Söze, “En büyük ihtiyaç moral” diye başlıyor sonra da konuyu bankalara getiriyor: “Ama bankaların tutumu endişe yaratıyor. Oysa bankaların dik durması gerek. Bankacılık sektörünün en üst konumundakiler, "Bankalar verdikleri kredileri geri çağırmakta haklı" derse kriz daha da artmaz mı? Teminatları artırıyorlar, yüzde 21"den verdikleri faizleri, sözleşmelerde karınca duası gibi yazan maddelerle yüzde 32"ye çıkarıyorlar. Birçok sanayici bankadan telefon gelmesin diye dua ediyor. Kimisi arıyor sanayiciyi, "48 saat içinde 1 milyon doları getir" diyor. Maç oynanırken kural değişir mi? Sözde maça çıktık ama siz kalecimizin elini bağlıyorsunuz. Sonra "Kaleci neden gol yedi" diye ahkam kesiyorsunuz. Bu tutum krizi daha da derinleştirir.” Akgün, İzmir"deki krizin röntgenini çekmeye şu sözlerle devam etti: “Fabrikasını kapatmamak için mücadele eden işadamlarımız var. En büyük problem 2009"un başında yaşanacak. Çünkü gerek tekstil gerekse otomotiv sektörünün yıl sonuna kadar işi var. Ama sonra?”

Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ufuk Akgün çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

Türkiye"yi ithalat cenneti yaptılar. Bu politikadan vazgeçilmeli. Çünkü Türkiye"nin kurtuluşu üretimde.

Enerji maliyetleri dünyayla rekabet edebilmemizi engelledi. Enerji maliyetleri düşürülmeli.

İşsizlik sigortasında 25 milyar YTL birikti. Bu para sektöre aktarılmalı.

İşsizlik sigortası primi ödemeleri 3 yıl durdurulmalı. Prim olarak yüzde 2 işverenden, yüzde 1.5 işçiden alınıyor.

İşverenin üzerindeki SSK prim maliyetleri düşürülmeli. Asgari ücret alan işçinin eline 300 dolar geçiyorsa, bir o kadar da işveren ödüyor. İşveren SSK priminin yüzde 10"unu karşılamalı.

Kayıtdışı ekonomi yüzde 50"nin üzerinde. Bu çok büyük bir rakam. Hep aynı kişiler yolunmamalı.

Klimadan ve beyaz eşyadan yüzde 23 KDV alınıyor. Bu ürünler Türkiye"de üretiliyorsa KDV oranları yüzde 12"ye düşürülmeli.

Yatırım indirimi uygulaması kaldırılmıştı. Tekrar başlanmalı.

Leasing"teki KDV oranı yüzde 8"lerden 1"e indirilmeli.

Üreticiye sermaye desteği verecek olan Eximbank güçlendirilmeli.