DYP ile ANAP birleşmesinden son anda vazgeçilmesine açıklık getiren Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, "Olan oldu. Zaten herkes tarih önünde hesabını verecektir." dedi. Anavatan olarak birleşme konusunda üzerlerine düşen bütün görevleri yerine getirdiklerini iddia eden Mumcu, bu süreç sonunda hayatının en büyük siyasi dersini aldığını söyledi.

Partisinin İsmet İnönü Kültür ve Sanat Merkezi'ndeki İzmir il başkanlığı genişletilmiş dîvan toplantısına katılan Erkan Mumcu, burada yaptığı konuşmada dönemin DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ı eleştirdi. Bir siyasi partinin neden son anda çekildiğini anlayamadığını belirten Mumcu, "Olan oldu, her şey bitti. Bununla bir siyasi partinin ne kadrolarını ne de siyasi kimliği yermek niyetim yok. Ama şu noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum ki, Anavatan Partisi'nin olanca fedakârlığıyla inşa ettiği bu sürecin çöpe atılması, aslında sadece bizi bir mağduriyet ve mağlubiyetle karşı karşıya bırakmadı. Türkiye'yi ama özelde de o insanların kendilerini bir mağlubiyet ve mağduriyetle karşı karşıya bıraktı. Türkiye'nin umut bağladığı bir şeyin birdenbire küçülmesi ve ortadan kalkması, onlara da bir bedel getirdi." şeklinde konuştu.

22 Temmuz 2007 genel seçimi sonrası yaşadıklarını muhasebe ettiğini belirten Anavatan Genel Başkanı Mumcu, "Şu sorunun cevabını hâlâ merak ediyorum, neden? Yani bir kadro, hükümet ortağı olmayı, barajı aşmayı, cumhurbaşkanı seçiminde insiyatif sahibi olmayı neden reddeder? Bunların bedeli mi ağır? Hayır, neredeyse hiçbir bedeli de yok. Bu soru ve cevapları, bana siyasi hayatımın en büyük dersini vermiştir." dedi.

Kendilerine gizli bir gücün önce birleşme, sonra da ayrılma yönünde senaryo uyguladığını iddia eden Erkan Mumcu, "AK Parti'nin tek başına iktidarda kalma yönünde oluşturulan düzeneğin bozulmasını istemeyen bir güç, bir merkez, önce bu iş olmasın diye bizi sürekli aşırı fedakârlık talepleriyle yüz yüze bıraktı ki zannettikleri şeye bir yerde olmaz artık diyeceğiz. Bizden beklemedikleri kadar fedakârca davranınca, sonunda bu işi yaptırmamanın bir yolunu buldular. Derdim, geçmişin muhasebesi değil. Bu oyunların kurulduğu merkezlerin bugün Türkiye'de hâlâ var olduğuna dikkat çekmek. Bu merkezlerin ve entrikaların Türkiye'nin geleceği üzerine planlar kurmaya devam ettiğinin altını çizmek. Buradan milletimizin ve vatanımızın kârlı çıkmadığına, kârlı çıkanların başkaları olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Yoksa geçmişi geri getiremeyiz. Geçmişten dolayı kimseyle bir hesap görme derdinde değilim. Çok şükür alnımızın akıyla, tertemiz bir vicdanla milletimizin önüne çıkıyoruz. Veremeyeceğimiz hiçbir hesap yok." diye konuştu.

İki partinin birleşme isteğinin perde arkasında, AK Parti hükümetinin alternatifini ortaya koymak olduğunu belirten Mumcu, şunları söyledi: "Türkiye'yi tek başına AK Parti iktidarından biraz daha uzaklaştırmak, birden çok senaryosu olan ülke imkanına kavuşturmak istedik. Yani yüzde 15-20 arasında bir oyla Meclis'te bulanacak merkez sağ bir parti, o gün mutabık kaldığımız biçimde Demokrat Parti, Türkiye'nin başka senaryolarının da olabileceği algısını yerleştiren bir varlık göstergesiydi. Diyelim ki hükümet devam ediyor, bu durumda güçlü muhalefetin, üstelik sağda bir muhalefetin varlığı, iktidara politikalarını millî vasfa ayarlama durumunda bırakacaktı." Bütün olup bitenlere rağmen Anavatan'ın yerinde durduğunu söyleyen Mumcu, AK Parti'nin alternatifi olmaya devam ettiğini savundu.
Cihan