İlk küçük adımları Muğlalı Paşa Kışlası"nın adını değiştirip
Diyarbakır Cezaevi için özür dileyerek atamaz mıyız?

Tunceli Grand Şaroğlu Otel dün tarihi bir toplantıya tanıklık etti. Tunceli Girişimci Kadınlar Derneği"nin ev sahipliğindeki toplantıya katılan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, sözlerine “Dersim"de sizlerle olmaktan mutluluk duyuyorum” diyerek başladı ve Kürt açılımı"na destek olacak önemli mesajlar verdi. Terör örgütünün ilan ettiği eylemsizlik döneminde huzur ortamının yeniden yaratılabilmesi için önemli başlangıçlar yapılabileceğini belirten Ümit Boyner iki somut öneri getirdi ve başlıkta yer alan bu iki soruyu sordu


TÜSİAD, Elazığ ve Tunceli"yi kapsayan tarihi gezisinin ikinci durağında Başkan Ümit Boyner aracılığıyla işadamlarının Kürt sorununa bakış açısını yansıtan önemli mesajlar verdi. Ümit Boyner konuşmasına “Dersim"de sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Bugün, bize evsahipliği yapan Tunceli Girişimci Kadınlar Derneği Başkanı Sayın Fidan Aydın"la Mayıs ayında Gaziantep"te karşılaşmış ve burada konuşma davetini o zaman almıştık. Sevgili Fidan Hanım başta olmak üzere, organizasyonda emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum” diye başlarken özellikle eylemsizlik döneminin fırsata dönüştürülmesi için çok radikal önerilerde bulundu. Bölgeye TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Muharrem Yılmaz ile birlikte giden Boyner demokrasi açığını kapatmadıkça ne bölgesel gelişmişlik farklarının ne işsizlik probleminin ne gelir dağılımındaki uçurumların çözülebileceğini vurguladı.


KUTUPLAŞMANIN GERİDE KALDIĞINI UMUYORUM

Tunceli"den örnek veren ve altyapı eksikliği ile güvenlik gerekçesiyle Tunceli"nin ekonomideki potansiyelini devreye sokamadığını kaydeden Boyner, “Tunceli"de işsizlik oranı yüzde 18. Sosyal güvenlik kapsamında aktif çalışanların il nüfusuna oranı sadece yüzde 18.5. Bu sorunları en yoğun yaşayan illerimizden biri. Üstelik tarımda madencilikte altyapı eksikliği ve güvenlik sorunları nedeniyle gerçekleştiremediği ciddi potansiyeli var” dedi. Boyner, referandum sürecinde yaşanan bertaraf tartışmasına da atıfta bulunarak yoğun siyasi tartışmalar ve kutuplaşmaların referandum döneminde kaldığını umduklarını vurguladı.

“Kürt sorununu çözmek için akılcı, birleştirici çözümler üretmek zorundayız. 1982 darbe Anayasası hiç şüphesiz son 30 yılda Türkiye"nin doğrudan veya dolaylı gelişimi yönünde en büyük engel oldu” diyen Boyner, yeni anayasa çalışmalarına da vakit kaybedilmeden başlanması gerektiğini söyledi ve asıl mesajlarına geçti. Boyner"in konuşmasında şu satır başları öne çıktı:

MUNZUR"DA TURİZM DERSİM"DE ORGANİK TARIM

* Bireysel özgürlüklerin eşit vatandaşlık çerçevesinde güvence altına alındığı, toplumsal barışın sağlandığı bir ülke olma yönünde neden bu kadar mücadele ediyoruz? Çünkü ancak böyle bir ortamda, refah seviyesi artmış, daha mutlu, huzurlu, üretken bireylerden oluşan bir topluma sahip olabileceğimize inanıyoruz. Ancak böyle bir ortamda toplumsal huzur olur, daha fazla fabrika çalışır, daha fazla istihdam yaratılır. O zaman ancak Munzur"un yaylaları

* Yıllardır enerjimizin, kaynaklarımızın, birikimlerimizin büyük bölümünü her alanda daha iyi, daha yenilikçi, daha verimli üretmek yerine çatışmak için kullandık.

* Bu sebeple, uzun yıllardır yaşadığımız şiddet kültürüne isyan ediyoruz. Bu ülkeyi hedeflediğimiz gelişmişlik düzeyine taşıyacak birer bilim adamı, sanatçı, girişimci, siyasetçi, sporcu olacak, pırıl pırıl küçücük beyinlerin bu şiddet ve kaos ortamında heba olmasına, nefret kültürü içinde kutuplaşmalara itilerek yetişmelerine isyan ediyoruz.

ŞİDDETİN BİTMESİYLE İLGİLİ ÜMİT BESLEMEYE DEVAM

* Bugüne kadar gelen ve devam edeceğini ümit ettiğimiz eylemsizlik sürecinin, artık sürelere ve mühletlere bağlı olmadan devamı esastır. Bu eylemsizliğin artık bir kalıcı barış ve huzur ortamına dönüşmesini sağlayacak, şiddetten arındırılmış söylem ve tutumun bir bütünlük içinde sürdürülmesi şarttır. Ben şahsen içimde şiddetin bitmesi ile ilgili daha derin bir ümit beslemeye devam ediyorum.

* Kürt sorununun hiç şüphesiz kalıcı çözümü büyük adımlar, büyük uzlaşmalar gerektirebilir. Yine de çözüm için adım atmaya kararlı olduğumuzu gösteremez miyiz? Örneğin eylemsizliğin yarattığı göreceli huzur atmosferi ilk adımların atılmasına yardımcı olabilir. En azından küçük adımları hayata geçiremez miyiz? Özalp"deki Muğlalı Paşa Kışlası"nın adı hemen değiştirilemez mi? Diyarbakır hapishanesinde yaşananlar için özür dilenemez mi?

* Bugün, hem Elazığ"da hem burada, hep birlikte olmamız da, tüm iş dünyasının, herhangi bir coğrafi ayırım olmadan, bu ülkenin gelişmesi, kalkınması için ortak bir ideali olduğunu gösteriyor. Birlikte, elele, müreffeh ve demokratik Türkiye için çalışırsak bu suni bölünme, kamplaşma söylemlerini çürütebiliriz.