MHP lideri Devlet Bahçeli, başörtüsü sorununun yüksek öğrenimde yaşanan bir mesele olarak ortaya çıktığını ve dün AKP ile sağlanan uzlaşma çerçevesinde öngörülen çözümün de bununla sınırlı kalacağını söyledi. Bahçeli “bu konuda yüksek öğrenim kurumları dışında böyle bir düzenleme hiçbir şart altında düşünülemeyecektir. MHP"nin bu konudaki tavrı net ve açıktır” diye konuştu. Türban konusundaki eleştirilere de sert yanıt veren Bahçeli, “tartışılan sorunun başörtüsü değil, Türkiye"de laiklik anlayışının var olmaya devam edip etmeyeceği”ni soran CHP Genel Başkanı Deniz Baykal"a “Sayın Baykal"a hatırlatmak isteriz ki; Cumhuriyet"in temel ilke ve değerlerine bağlılık konusunda kendilerinden alacağımız hiçbir ders veya nasihat yoktur” karşılığını verdi. Bahçeli türban konusunda eleştirilerinde, isim vermeden Yargıtay eski Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ile TÜSİAD"ı da hedef aldı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında, türban konusunda dün AKP ile sağlanan uzlaşmayı ve türbana yönelik eleştirileri değerlendirdi. Sözlerine Kütahya"da meydana gelen tren kazasında yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı dileyerek başlayan Bahçeli, “bu elim hadise bir kez daha göstermiştir ki; demiryolları gibi güvenli bir ulaşım seçeneğinde bile, yanlış politika ve ihmal edilmiş alt yapı sorunları ciddi ve telafisi olmayan sonuçları ortaya çıkarmaktadır” dedi. MHP lideri, grup toplantısında, dün AKP ile türban konusunda sağlanan uzlaşmanın çerçevesi hakkında da bilgi verdi. Anayasa ve yasa değişiklikleri tekliflerinin iki partinin ortak önerisi olarak bugün Meclis"e sunulmasının öngörüldüğünü ifade eden Bahçeli, sağlanan mutabakatın esasları konusunda şu bilgileri verdi:
“Yükseköğrenimde bir sorun olarak ortaya çıkan fiili başörtüsü yasağının, bununla sınırlı olarak kaldırılması amaçlanmıştır. Bunun için yapılacak düzenlemeler yükseköğrenim kurumlarıyla sınırlı olacaktır. İlk ve orta öğretim kurumları bunun dışında kalacaktır. Kamu kurumlarında kamu yetkisini kullanarak kamu hizmeti verenler de aynı şekilde bu düzenlemenin kapsamı dışındadır. Bu amaçla Anayasa"nın 10. ve 42. maddeleri ile Yükseköğretim Kanunu"nun ek 17. maddesinde bazı değişiklikler yapılması öngörülmüştür. Kamuoyuna yapılan açıklamada da vurgulandığı gibi, bu düzenlemenin amacı yükseköğretim kurumlarında eğitim ve öğretim hakkının kullanılmasıdır. İlk ve orta öğretim kurumlarında uygulanacak esaslar, kılık-kıyafet şartları esasen yürürlükteki kanunlarla düzenlenmiştir. 42. maddede yapılan bu değişiklik bu kurumlar bakımından bir sonuç doğurmayacaktır. “


“BAŞÖRTÜSÜ ÇENE ALTINDAN BAĞLANACAK”

AKP ile üzerinde uzlaşma sağlanan YÖK Kanunu"nun ek 17"nci maddesinin halen yürürlükte olduğunu belirten Bahçeli, yapılacak düzenleme ile eğitim ve öğrenim hakkını kullanmak, bu haktan yararlanmak isteyenlerin uymak zorunda oldukları kılık-kıyafete ilişkin kuralların açıkça sayılacağını kaydetti. Bahçeli, “buna göre başın örtülmesinde yüz açık olacak ve bu örtünme kişinin kimliğinin tanınmasına imkan verecek şekilde yapılacaktır. Bu da başın çene altından bağlanacak şekilde örtülmesidir. Böylece, bu baş örtünme şeklinin dışındaki çarşaf, peçe, burca ve benzeri kıyafetlerle yükseköğretim kurumlarına girilmesine izin verilmeyecektir” dedi.


ELEŞTİRİLERE YANIT VERDİ

Bahçeli, grup konuşmasında türban konusunda partisine yönelen eleştirilere de yanıt verdi. Başörtüsü sorununun yüksek öğrenimde yaşanan bir mesele olarak ortaya çıktığını, çözümün çerçevesinin de bununla sınırlı kalacağını ifade eden Bahçeli, “bu konuda yüksek öğrenim kurumları dışında böyle bir düzenleme hiçbir şart altında düşünülemeyecektir. Milliyetçi Hareket"in bu konudaki tavrı net ve açıktır. Aynı husus kamuda çalışanlar, kamu yetkilerini kullanarak kamu hizmeti verenler için de geçerlidir. MHP bugün de yarın da, bu yöndeki taleplerin yanında ve arkasında yer almayacaktır” dedi. Türban konusunda geniş tabanlı bir anlayış birliği oluşturulmasını beklediklerini ifade eden Bahçeli, partisine yönelen eleştirilere şöyle yanıt verdi:
“Bu konudaki tartışmaları doğal mecrası dışına taşıyarak, laiklik ve rejim tartışmaları ekseninde bir polemik başlatan, TBMM"nin anayasa değişikliği yapamayacağını, bunun "sivil darbe" ve "anayasa suçu" olacağını iddia ederek demokrasi dışı yol ve yöntemlerden medet uman, hukuki fetvalar vererek anayasal kurumları yönlendirmeye çalışanlar çıkmıştır. Bu çevrelere şunu hatırlatmak isterim; TBMM"nin Anayasa"da belirlenen esas ve usullere göre Anayasa"yı değiştirme yetkisi münhasır ve mutlaktır. Bu konuda son sözü söyleyecek olan sadece ve sadece milli iradenin yegane temsilcisi olan TBMM"dir. Anayasal yargı, konu önüne gelirse Anayasa"da açıkça sayılan hususlardaki yetkisini doğal olarak kullanacaktır. Anayasa"ya bağlı olarak görevini yapacak olan yüce mahkemenin, emekli olduktan sonra hidayete eren akıl hocalarına ihtiyacı yoktur. Çok iyi bilinmelidir ki; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve çarpıtılarak takdim edilen içtihadı da TBMM"nin üzerinde değildir. Bu çevrelere Brüksel ve Strazburg"un bu konuda sığınma limanı olmayacağını bunlardan medet ummanın da beyhude bir çabadan öte bir sonuç doğurmayacağını hatırlatmak isterim”

BAYKAL"A SERT ÇIKTI

Bahçeli, grup toplantısında, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal"ın “tartışılan sorunun başörtüsü değil, Türkiye"de laiklik anlayışının var olmaya devam edip etmeyeceği"şeklindeki sözlerine de yanıt verdi. Baykal"a, “Sayın Baykal"a hatırlatmak isteriz ki; Cumhuriyet"in temel ilke ve değerlerine bağlılık konusunda kendilerinden alacağımız hiçbir ders veya nasihat yoktur” karşılığını veren Bahçeli, şunları söyledi:
“Devlete üniforma giydirerek bir kimliğin parçası ve bir inancın simgesi haline getirmenin dışlayıcılık ve bölücülük olduğu iddiasında bulunan Sayın Baykal"ın bu yaptığının açık ve çok tehlikeli bir tahrik ve istismar çabası olduğunu belirtmek isterim. Edibali"den bahsederek milliyetçi olunamayacağı gibi, başörtüsünü seçim otobüslerinde resim malzemesi olarak kullanıp üniversitelerde buna karşı çıkarak ve ortak değerleri çatıştırarak laiklik savunuculuğu yapılamayacağı da çok iyi bilinmelidir.”


TÜSİAD"A ÜSTÜ ÖRTÜLÜ YANIT

Bahçeli, konuşmasında isim vermeden türban konusunda eleştirilerde bulunan TÜSİAD"ı da eleştirdi. Bahçeli şöyle konuştu:
”İstanbul sermayesinin siyasi konularda fetva makamı olarak görev yapan bir çatı kuruluşu da, "başörtüsü sorunu, şu anda en büyük sorunmuş gibi ortamı germenin, gündem yaratmanın alemi olmadığı"nı buyurmuş ve ekonomik krizin Türkiye"ye etkileri üzerine yoğunlaştırılması gerektiğini açıklamıştır. Bu kuruluş 1997-2007 yılları arasında demokratikleşme adı altında hazırladığı raporlarda kürt kimliğinin tanınmasını, Türkçe dışındaki dillerde devlet okullarında anadil eğitimi verilmesini savunmuştur. Kendilerine seslenmek isteriz; siz Türkiye"nin milli birliğini ve üniter yapısını hedef alan bölünme modellerine, demokratikleşme reçetesi olarak sahip çıkacaksınız, ancak konu üniversitede başörtüsü olunca bunu sudan bahanelerle geçiştireceksiniz. Türk milletini ve değerlerine hakaretin serbest bırakılmasını çağdaşlık adına savunacaksınız, PKK"nın siyasi taleplerinden olan anadilde eğitimin, demokratik reform adı altında pazarlamacılığını yapacaksınız, sonra da başörtüsü sorununun çözümü için siyaset kurumunun sarfettiği iyi niyetli çabaları gereksiz gündem yaratmak diye mahkum etmeye çalışacaksınız. Ve bütün bunlardan sonra demokrasi ve insan hakları havarisi rolüyle ortaya çıkacaksınız ve Türk milletinin buna inanmasını bekleyeceksiniz. Siz istediğinizi düşünmekte ve beklemekte serbestsiniz. Ancak unutmayın ki; Türk milletinin aklı ve idrakiyle alay etmek hiç kimsenin hakkı ve haddi değildir.”


HÜKÜMETE RUHBAN OKULU VE PATRİKHANE ELEŞTİRİSİ

Bahçeli, grup konuşmasında, geçen hafta Yunanistan Başbakanı Karamanlis"in Türkiye"ye yaptığı ziyareti de hatırlattı. Başbakan Erdoğan ve Karamanlis arasındaki görüşmelerde ruhban okulu, Fener Rum Patrikhanesinin ekümenik statüsünün de gündeme geldiğini kaydeden Bahçeli, “Avrupa Birliği bugün bu sorunların değişmeyen Yunan emelleri doğrultusunda çözümünün Yunanistan adına takipçiliğini yapmaktadır. Sayın Başbakan Erdoğan ise oynanan bu oyunun farkında olmasına rağmen, nikah şahitliğine kadar taşıdığı dostluk ve arkadaşlık masalıyla Türk yunan sorunlarında Türkiye"ye kaybettirdiği zemini kamuoyundan saklamaya çalışmaktadır” dedi.


“VAKIFLAR YASASINA KARŞI ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ”

MHP lideri, konuşmasında Meclis Genel Kurulu gündemine gelmesi beklenen Vakıflar Yasası"nı da eleştirdi. Vakıflar Kanunu"nun bu şekliyle Meclis"ten geçirilmesinin telafisi mümkün olmayan vahim sonuçlar doğuracağını savunan Bahçeli, “MHP Vakıflar Yasası görüşmeleri sırasında haklı ve samimi ikazlarını sürdürecek ve hükümetin dönüşü olmayan çok tehlikeli bir yola girmesini önlemek için elinden geleni yapacaktır” dedi.